Arama

İskilipli Atıf Hoca: Tek partili dönemin kurbanı

1920'de, Meclis'in kurulmasının ardından ilk iş olarak "asker kaçaklarını yakalayıp sorgulama" amacıyla Hıyanet-i Vataniyye Kanunu çıkarılmış; olağanüstü mahkemeler kurularak kaçaklar yargılanmaya başlanmıştı. "İstiklâl Mahkemeleri" adı verilen bu mahkemeler, zamanla kuruluş misyonunun daha da dışına çıkacak, gerçekleştirilecek inkılaplara karşı en ufak bir eleştiri dahi idam sebebi olacaktı. Hatta bu kanun, bir kez de "geriye dönük" işleyecekti… İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926'da, Şapka Kanunu çıkmadan önce kaleme aldığı kitabı gerekçe gösterilerek hukuksuz bir şekilde idam edildi. Peki, İskilipli Atıf Hoca kimdir? İskilipli Atıf Hoca neden idam edildi?

  • 9
  • 14
ANADOLU AKIN AKIN DARAĞACINA GÖTÜRÜLÜYORDU
ANADOLU AKIN AKIN DARAĞACINA GÖTÜRÜLÜYORDU

Suçlu ya da masum fark etmiyor, Anadolu halkı akın akın darağaçlarına götürülüyordu. Taraflı tarafsız herkes, İstiklâl Mahkemelerinin yapısını ezbere biliyordu. O dönemde gerçekleştirilen inkılaplara karşı en ufak bir yorum dahi idam sebebi haline gelmişti.

İstiklâl Mahkemelerinin başkanı Kel Ali "İnkılâplar; suçlular, hainler hatta şu veya bu nedenle vücudu zararlı olanlar kısacık mahkemelerden sonra öldürüldükleri zaman oluyor" diyerek, o dönem yaşananları meşrulaştırıyordu.

  • 10
  • 14
SONUCU ‘MAHKEME BAŞLAMADAN’ BELLİ OLAN KARARLAR
SONUCU ‘MAHKEME BAŞLAMADAN’ BELLİ OLAN KARARLAR

3 Mart 1924'te hilafetin kaldırılmasıyla Anadolu'da isyanlar artmış, İstiklal Mahkemeleri tekrar devreye girmişti.

Sözde "sükûneti yerleştirmek" amacıyla çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu gereği, İsmet İnönü imzalı kararname ile İstiklâl Mahkemelerine tekrar olağanüstü yetkiler verildi. Bu yeni mahkemelerde savunma makamı da, tanık da yoktu.

İsyanlara katılan ya da katılmayan, destek veren ya da vermeyen kim varsa asıldı. Artık, mahkeme başlamadan alınan kararlar belli hale gelmişti.

  • 11
  • 14
ŞAPKA TAKMAMAK ‘SUÇ’; CEZASI İSE ‘İDAM’DI
ŞAPKA TAKMAMAK ‘SUÇ’; CEZASI İSE ‘İDAM’DI

28 Kasım 1925 günü Takrir-i Sükûn kanununun devamı niteliğinde, 625 sayılı yeni bir yasa daha çıkarıldı mecliste. Kanuna göre artık herkes şapka takmak zorundaydı. Aslında bu kanunla fes, sarık ve takke yasaklanıyordu.

Şapka takmak o yasa gereği bir zorunluluktu. Takmamak ya da şapka takmamaya özendirmek ise büyük bir suçtu ve cezası da idamdı.

  • 12
  • 14
İLK KURBAN: KANUNDAN 1,5 YIL ÖNCE KİTAP YAZAN İSKİLİPLİ ÂTIF
İLK KURBAN: KANUNDAN 1,5 YIL ÖNCE KİTAP YAZAN İSKİLİPLİ ÂTIF

İskilipli Mehmed Âtıf Hoca o kanunun ilk kurbanı seçilecekti. O kanun çıkmadan 1,5 yıl kadar önce, 1924'te yazıp Maarif Vekâleti'nin ruhsatı ile "Frenk Mukallidliği ve Şapka" adlı risâlesini bastırmış, kitabında genç cumhuriyeti Batı'ya özenmemesi konusunda uyarmıştı. Şapka örneğini de, o kitapta vermişti.

Cumhuriyetin ise bir an önce milletin şapka takma ya da takmama konusundaki tereddütlerini ortadan kaldırması gerekiyordu. Bu nedenle, İstiklâl Mahkemeleri İsmet İnönü talimatıyla bir daha devreye girdi.

  • 13
  • 14
SUÇU SABİT GÖRÜLMEMESİNE RAĞMEN SERBEST BIRAKILMADI
SUÇU SABİT GÖRÜLMEMESİNE RAĞMEN SERBEST BIRAKILMADI

Kaleme aldığı risale nedeniyle "Şapka Kanunu'na muhalefetten" dolayı 7 Aralık 1925'te tutuklandı ve Ankara İstiklâl Mahkemesi tarafından Giresun'a sevk edildi.

Ankara İstiklâl Mahkemesi Of, Erzurum, Rize gibi yörelerdeki Şapka Kanunu'na aykırı hareketlerle ilgisi olup olmadığını araştırdı. Söz konusu eserini, ilgili kanunun çıkmasından yaklaşık 1,5 yıl önce yazmış olması ve suçunun sabit görülmemesi üzerine berat etse de serbest bırakılmayarak İstanbul'a getirildi ve oradan tekrar Ankara'ya gönderildi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN