İslam uygarlığında ticaret nasıl yapılırdı?
İslam uygarlığında ticaret oldukça önemli bir gelir kaynağıydı. Peygamberimizin "Rızkın onda dokuzu ticarettedir" hadisi de Müslümanları ticaret için manevi olarak teşvik etmişti. İslam beldelerinde ticaretin yaygınlaşmasını sağlayan Müslümanlar, bir müddet sonra ticaret aracılığıyla İslam'ın farklı coğrafyalara yayılmasına da ön ayak olmuşlardı. Peki, İslam uygarlığında ticaret nasıl yapılırdı? İslam'da ticaret neden önemliydi? Sözleşme, alışveriş, borçlanma ve ticaret adabı gibi konular nasıl gelişme göstermişti?
Giriş Tarihi: 20.02.2020
09:40
Güncelleme Tarihi: 20.02.2020
09:43
Sesli dinlemek için tıklayınız.
AVRUPA DİLLERİNDE İZ BIRAKAN KELİMELER
Bu muazzam ticaret dünyasının mirası, günümüzde de görülebilir . Amerikalı 20'inci yüzyıl tarihçisi Will Durant şöyle söyler:
"…Tarife, trafik, mağaza, kervan ve pazar gibi kelimelerle Avrupa dillerinde iz bırakmıştır. Endüstri ve ticareti serbest bırakan devlet, oldukça istikrarlı bir para birimiyle ticarete destek olmuştur…"
MÜSLÜMAN COĞRAFYASININ SINIRLARI GENİŞLEDİ
Müslüman kervanları, uzak ülkelere gitmek için akıl almaz mesafeler kat eden insanlarla onların mal ve hayvanlarından oluşan devasa birer geçit alayıydı.
Hacılardan ve tüccarlardan oluşan bu kervanlar, Çin'e kadar ulaşarak bu uzak ülkeyi Hindistan, İran, Suriye ve Mısır gibi Müslüman ülkelere bağlamıştı.
“BU KERVANLAR BAŞLI BAŞINA HAREKETLİ BİR ŞEHİRDİ”
14'üncü yüzyılda yaşamış ünlü gezgin İbn Battûta, Sultan Muhammed Özbek Han'ın kervanına katılarak bugün Rusya sınırları içerisinde kalan steplere kadar gitmişti. İbn Battûta gördüklerini şu sözlerle nakleder:
"Çadırımı alçak bir tepenin üzerine kurdum, …çadırımın önüne bayrağımı asarak atlarımı ve arabamı çadırın arkasına çektim… Sonra Mahalle (sultanın kervanı) çıkageldi; bu gördüğümüz, koynunda yaşayan insanları, camileri ve pazarlarıyla, mutfaklarından çıkan dumanlarıyla (kervan hareket halindeyken yemek pişirilirdi) ve insanları taşıyan atlı arabalarıyla başlı başına hareketli bir şehirdi. "
KERVANIN MASRAFLARINI YÖRENİN SULTANI KARŞILARDI
Erzak paylaşımını ve güvenliği kolaylaştırması sebebiyle kalabalık seyahat eden kervanın masrafları genellikle ilgili yörenin sultanı tarafından karşılanırdı.
Deve kervanlarından bazıları o kadar büyüktü ki, kervandaki yerinizi kaybetseniz, kalabalık yüzünden geri bulamazdınız.
KERVANLARIN SU İHTİYACI NASIL GİDERİLİYORDU?
Büyük pirinç kazanlar da develere bindirilirdi. Deve eti ve sütü tüketilir, kurutulan hayvan gübresi kamp ateşlerini beslemek için kullanılırdı. Yol üzerinde un, tuz ve suyla pide yapılırdı.
Su, keçi ve sığır tulumlarında saklanmakta olup; su ikmal noktaları, kervanların uğrak yeriydi. Çölde gündüz aşırı sıcak olduğundan gece yolculuk yapan kervanların yaktığı meşaleler çölü ışıl ışıl aydınlatarak geceyi gündüze çevirirdi.