İslam uygarlığının ‘altın çağı’na dair 15 ilginç bilgi
İslam uygarlığının "altın çağı" olarak adlandırılan 7 ila 17'inci yüzyıllar arası, farklı kültürden birçok insanın yeni buluşlara imza attığı ve dünyayı değiştirdiği yıllardı. İspanya'dan Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Endonezya ve Çin'e kadar üç kıtaya yayılmış olan İslam Uygarlığı, bilim, matematik, tıp, teknoloji, mimarlık gibi daha birçok dalın ilerlemesini sağladı. Bu dönemdeki buluşların en ilginçlerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 01.12.2018
13:38
Güncelleme Tarihi: 01.12.2018
13:47
Mimar Sinan, 16'ıncı yüzyıl Osmanlı topraklarında, o güne kadarki en yüksek ve en geniş kubbeli çatıları tasarlayarak bu konuda ünlü oldu.
Hayatına sıradan bir marangoz olarak başlayan ve bugün dahi dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mimarı olarak tanınan Mimar Sinan, üç Osmanlı Sultanına 477'den fazla cami, medrese, külliye gibi pek çok bina tasarımı yaptı.
"15 maddede Mimar Sinan" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
10'uncu yüzyılda İslam Uygarlığındaki doktorlar, günümüzdeki bazı cerrahi aletlere benzeyen ve hala kullanılan malzemelerin temelini oluşturdular.
Endülüs'ün en büyük tıp doktoru olan Zehrâvî, 30 ciltten oluşan "Kitab el-Tasrif" adlı tıp kitabı ile dünya cerrahi tarihine en büyük katkılar yaptı.
Zehravî'nin eserindeki "Cerrahi Üzerine" başlıklı bölümde cerrahi aletlere ilişkin detaylı açıklamalar, görenleri hayrete düşürecek türde.
"Müslüman âlimlerden miras cerrahi aletler" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
EL İDRİSÎ’NİN DÜNYA HARİTASI
Müslüman âlim El İdrisî, Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetmeden çok önce, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'yı gösteren bir harita çizdi.
Nitekim Kristof Kolomb'un Amerika keşif yolculuğunda elinde bir harita bulunuyordu. 10'uncu yüzyıldan itibaren Müslümanlar, Amerika'ya gitmeye başlamış hatta bir kısmı da dönmemişti.
"Amerika'yı Müslümanlar mı keşfetti?" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
KARANLIK ODA (CAMERA OBSCURA)
İbnü'l Heysem'in karanlık odada ışık deneyleri günümüzdeki modern dijital kameraların yolunu açtı.
İbnü'l Heysem "Optik Kitabı" adlı eseriyle optik biliminin temellerini attı. Batıda "Magnum Opus" adıyla bilinen bu eserde, ışığın doğası, görme fizyolojisi ve mekanizması, gözün yapısı ve anatomisi, yansıma, kırılma ve katoptrik konuları inceleniyordu.
İbnü'l Heysem, lensleri incelemiş; düz, küresel, parabolik, silindirik, dışbükey ve içbükey gibi farklı türde aynalarla deneyler yapmıştı. Ayrıca göze dioptrik bir sistem olarak yaklaşmak suretiyle kırılma geometrisi uygulamıştı.
"Kameranın en yalın hali: Karanlık oda" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
El Cezerî'nin Filli Su Saati, altın çağ boyunca yaratılan inanılmaz mekanik aletlerden bir tanesiydi.
Bundan 9 asır önce El Cezerî, insanlığın çeşitliliğine ve o dönemde İspanya'dan Orta Asya'ya kadar yayılan İslam'ın evrenselliğine duyduğu hayranlığı göstermek için oldukça ayrıntılı olan "Filli Su Saati"ni tasarlamıştı.
İslam dünyasının zenginliğini eserine yansıtmak isteyen El Cezeri, Arşimet su prensibine; Hint saati ve Hint fili, Mısır Zümrüdüanka'sı, Arap figürleri, İran halısı ve Çin ejderlerini takviye etmişti. Peki, bu muazzam görsele sahip saat nasıl çalışıyordu?
"9 asır önce icat edilen Filli Su Saati nasıl çalışıyordu?" adlı haberimizi okumak için tıklayın.