İslam uygarlığının matematiğe dair keşifleri
Tarihte pek çok matematiksel fikrin İslam uygarlığının en parlak dönemlerini yaşadığı zamanda gerçekleştiğini biliyor muydunuz? Bin yılı aşkın bir süre önce, Müslüman âlimler matematiğin temellerini atan birçok gelişmenin mucidi oldular. Bu matematikçilerin çoğu, 800'lü yıllarda Dârülhikme'nin içinde bulunduğu Irak'ta ve İran'da yaşadılar. 1-9 arası modern sayılar, 0'ın keşfi, ondalık kesirler ve matematiksel işlemlerin pek çoğunun temeli o dönemde atıldı. İslam uygarlığının matematiğe dair keşiflerini derledik.
Giriş Tarihi: 03.02.2020
16:47
Güncelleme Tarihi: 03.02.2020
16:50
SIFIRIN KEŞFİ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Müslüman matematikçiler tarafından Hint sisteminde yapılan en önemli iyileştirme sıfırın daha geniş bir şekilde tanımlanması ve kullanılmasıdır. Müslümanlar sıfıra herhangi bir sayının onunla çarpımının sonucunun yine sıfır olduğu matematiksel bir özellik verdiler. Bunun öncesinde sıfıra bir boşluk yahut da "hiçlik" muamelesi yapılıyordu.
Müslümanlar sıfırı, sayıları ondalık sisteme çevirmek için de kullandılar ve böylece mesela 23 yazıldığında bunun 230 mu, 23 mü yoksa 2300 mü olduğunu bilmek mümkün hale geldi. Sıfırı bir altıgenin içerisine yerleştirmemiz durumunda, dairenin çapının altıgenin kenarına oranının "altın oran" a denk gelmesi son derece ilginçtir.
0 VE 1 RAKAMLARININ ÖNEMİNE DEĞİNDİLER
Müslüman bilim insanları, 0 ve 1 gibi bazı rakamların önemine ve Esma'ül Hüsna'dan "öncesi ve sonrası olmayan" anlamındaki isimle olan ilişkisine ayrı bir önem izafe ettiler.
Bugün bilgisayarlarda yalnızca 0 ve 1 rakamlarının kullanılması bu açıdan düşünüldüğünde oldukça ilginçtir.
SAYILAR AVRUPA’YA ÜÇ FARKLI KAYNAKTAN GELDİ
Arap sayıları Avrupa'ya üç kaynaktan gelmiştir: 10'uncu yüzyılın sonlarında Kurtuba'da eğitim gördükten sonra Roma'ya dönen Gerbert (Papa Sylvester I)'den; Hârizmî'nin (ikinci gubarî Arap sayılarını içeren) ikinci kitabından; 12'nci yüzyılda kitabı tercüme eden Chesterli Robert'den. Arap sayılarının Avrupa'ya gelirken izlediği bu güzergâhtan Sayı Sözcükleri ve Sayı Simgeleri adlı eserinde dönem tarihçisi Karl Menniger ve ayrıca 13'üncü yüzyılda bu sayıları öğrenerek Avrupalı kitlelere ulaştıran Fibonacci bahsetmektedir.
Fibonacci bu sayıları, Bağdat ve Musul'daki okullarda (cebir ve eşzamanlı denklemler dâhil) matematik dersleri veren Sidi Ömer adlı bir hocadan ders almak üzere babası tarafından gönderildiği Cezayir'in Bougie şehrinde öğrenmiştir.
0 SAYISINI KULLANARAK HER RAKAMI YAZABİLDİLER
Liber Abaci adlı ünlü Latince eserini yazmadan önce İskenderiye, Kahire ve Şam kütüphanelerini de ziyaret eden Fibonacci, bu eserinin ilk bölümünde Arap sayılarına değiniyordu.
Fibonacci, bu yeni sayıları şu şekilde takdim ediyordu: "Hintlilere ait dokuz sayı şunlardır (soldan sağa): 987654321. Bu sayılarla ve Arapların "cephirum" (şifre) adını verdiği "0" sayısı kullanılarak arzu edilen her rakam yazılabilmektedir."
BU GELİŞMELER HESAPLAMA SİSTEMİ SAYESİNDE MÜMKÜN OLDU
Müslüman matematikçilerin sayısal yöntemlerde kaydettiği gelişmelerin çoğu Arap sayılarıyla uygulanan bu hesaplama sistemi sayesinde mümkün olmuştur. Artık Ebü'l Vefâ ve Ömer Hayyam gibi matematikçiler sayesinde, sayıları kök içerisinden çıkarabilmek mümkündü.
Kereci'nin üslü sayılara yönelik binom teoremini keşfetmesi, ondalık sisteme dayalı sayısal analizin geliştirilmesinde önemli bir faktör oldu. 14'üncü yüzyılda Kâşî, hem cebirsel sayıların yakınsanmasında, hem de pi sayısı gibi gerçek sayılarda kullanılmak üzere, ondalık kesirlerin geliştirilmesine katkıda bulundu.