İslam uygarlığının matematiğe dair keşifleri
Tarihte pek çok matematiksel fikrin İslam uygarlığının en parlak dönemlerini yaşadığı zamanda gerçekleştiğini biliyor muydunuz? Bin yılı aşkın bir süre önce, Müslüman âlimler matematiğin temellerini atan birçok gelişmenin mucidi oldular. Bu matematikçilerin çoğu, 800'lü yıllarda Dârülhikme'nin içinde bulunduğu Irak'ta ve İran'da yaşadılar. 1-9 arası modern sayılar, 0'ın keşfi, ondalık kesirler ve matematiksel işlemlerin pek çoğunun temeli o dönemde atıldı. İslam uygarlığının matematiğe dair keşiflerini derledik.
Giriş Tarihi: 03.02.2020
16:47
Güncelleme Tarihi: 03.02.2020
16:50
ARİTMETİK ARAÇLARI KULLANARAK İŞLEMLER YAPMAK
Kereci'den 200 yıl sonra 12'nci yüzyıl bilim insanlarından Semavel, Kereci okulunun önemli üyelerinden biri haline gelmişti.
Cebir için "…aritmetiğin, bilinen değerler üzerinde işlem yaptığı gibi, tüm aritmetik araçları kullanarak bilinmeyen değerler üzerinde işlem yapmak" şeklindeki sarih tanımı ilk kez o yapmıştır.
ÖMER HAYYAM KÜBİK DENKLEMLERİ SINIFLANDIRDI
Cebirin hikâyesindeki bir sonraki önemli adım 1048 yılında doğan ve bugün şair Hayyam olarak tanınan Ömer Hayyam tarafından atıldı. Hayyam, kübik denklemleri tamamen sınıflandırdı ve konik alanları kesiştirmek suretiyle geometrik çözümler elde etti.
Kübik denklemlerin cebirsel çözümünü tamamen açıklamayı umuyor ve şöyle diyordu: "Allah izin verirse ve muvaffak olursam, bu 14 formun tamamını dalları ve örnekleriyle açıklayacağım ve neyin mümkün olduğunu ortaya koyacağım. Böylece bu sanatta son derece faydalı bir eser ortaya çıkacaktır."
CEBİRİ GEOMETRİYE UYGULAYARAK HAYYAM’IN İZİNDEN GİTTİ
12'nci yüzyılın ortalarında, Semavel'in Kereci'nin okulunda öğrenci olduğu dönemlerde, Şerafeddin Tûsî cebiri geometriye uyarlayan Hayyam'ın izinden gitmekteydi.
Kübik denklemler hakkında bir eser yazan Tûsî bu eserde cebirin "….denkleri kullanarak eğrileri incelemeyi amaçlayan başka bir alana önemli katkılarda bulunduğunu" söyleyerek cebirsel geometri alanını başlatmıştır.
CEBİR MÜSLÜMAN MATEMATİKÇİLERİN ELİNDE GELİŞTİ
Cebir, Müslüman matematikçilerin gelişimini önemli ölçüde değiştirdikleri alanlardan yalnızca bir tanesidir. 9'uncu yüzyılda, Bağdat'ta ve Dârülhikme 'de Benu Musa Kardeşler olarak tanınan üç kardeş bulunuyordu. Çok yetenekli matematikçiler olan Benu Musa Kardeşler'in öğrencileri arasında 836 yılında doğan Sabit bin Kurra'da yer alıyordu.
En çok sayı teorisine yaptığı katkılarla tanınan Sabit, bağdaşık sayı çiftlerinin bulunmasına imkân sağlayan güzel teoremi keşfetti. Bağdaşık sayı çifti, her biri diğerinin kalansız toplamına eşit olan iki sayıyı ifade eden bir terimdir.
ÇARPANLARA AYIRMA HAKKINDA FİKİRLER ORTAYA ATTI
Bağdaşık sayılar Arap matematiğinde önemli bir rol oynamaktaydı; 13'üncü yüzyılda Sabit bin Kurra'nın teoremine ilişkin yeni deliller sunan Farisi, çarpanlara ayırma ve katışımsal yöntemler hakkında önemli fikirler ortaya attı.
Ayrıca İsviçreli 18'inci yüzyıl matematikçisi Euler'e izafe edilen, 17,296 ve 18,416 bağdaşık sayı çiftini buldu. Ve Euler'den uzun yıllar önce, diğer bir Müslüman matematikçi olan Muhammed Bakır Yezdi 17'nci yüzyılda 9,363,584 ve 9,437,056 bağdaşık sayı çiftini bulmuştur.