İstanbul'daki camilerin ilginç hikayeleri
İstanbul denilince akla ilk gelenlerden biri de yüzyıllardır şehrin siluetinin eşsiz parçaları olan camilerdir. Şehrin kimliğinin en önemli parçalarından biri olan camilerle ilgili bilgiler ise bu zenginlik karşısında eksiktir. Cami yaptırmak için Sultan III. Murad'dan yer isteyen ve kaptan-ı derya olduğu için camiyi denize yaptırması söylenen Kılıç Ali Paşa'nın, denizi toprakla doldurtarak yaptırdığı caminin hikayesini biliyor musunuz? İşte İstanbul'daki 20 caminin ilginç hikayeleri...
Giriş Tarihi: 08.10.2019
15:40
Güncelleme Tarihi: 08.10.2019
16:13
Planı padişaha ait olan bir cami
Yıldız Camii, s on dönem Osmanlı cami mimarisinde benzeri olmayan bir örnektir. Barbaros Bulvarı'nda Yıldız Sarayı yolu üzerindeki cami, 1885-1886 yılları arasında Sultan II. Abdülhamid tarafından Nikolaki Kalfa'ya yaptırıldı. Hamidiye ya da halk arasındaki adıyla Yıldız Camii'nin planı yine Abdülhamid tarafından çizildi. Bu nedenle planı bir padişah tarafından çizilen tek cami özelliğine sahiptir. Ayrıca Abdülhamid bu caminin ahşap kafeslerini de kendisi yapmıştır.
Deniz üzerine kurulan tek camii
Kaptan-ı derya tarafından 1580 yılında Mimar Sinan'a yaptırılan Kılıç Ali Paşa Camii denizin üzerine inşa edildi. Kılıç Ali Paşa, devrin padişahı III. Murat'tan cami yaptırmak için yer ister. Padişah ise, "Sen deryaların serdarısın, gücün yetiyorsa derya üzerine bir cami yap" der. Bu duruma çok üzülen Kılıç Ali Paşa, Mimar Sinan'ı kendine mimar olarak tutar ve Tophane Rıhtımı'nın kenarına taş, toprak, moloz taşımaya başlar ve caminin yapımına başlar.
66 yıla 66 kubbe
Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan büyük camilerden biri olan Yeni Camii, İstanbul siluetinin olmazsa olmazlarındandır. Bir İstanbul selatin camisinin inşası 2-7 yıl sürmesine rağmen, Yeni Cami'nin inşaatı tam 66 yıl sürdü. Kubbelerinin sayısı, sanki bu duruma nazire yaparmışcasına 66'dır.
Padişahın kızının 'karanlık' diye sitem ettiği cami
Mihrimah Camii, veya İskele Camii İstanbul'un Üsküdar ilçesinde meydanda bulunan Mimar Sinan'ın Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olan kızı Mihrimah Sultan için yaptığı camidir. Rivayete göre Mihrimah Sultan, Mimar Sinan'a caminin içinin çok karanlık ve kasvetli olduğuna dair sitem etmiştir. Sinan da bunun üzerine aynı ismi taşıyan bir başka camiyi Edirnekapı'da inşa etmiş ve Üsküdar'dakinin aksine bu caminin içinin aydınlık olmasına özen göstermiştir.
Gotik Kilise'den çevrilen cami
Galata kentsel dokusunda beton bloklar arasında, sivri külahlı hayli yüksek kare biçimli kulesiyle hala fark edilebilen Arap Camii; fetih öncesinden kalan İstanbul'un tek Gotik kilisesidir. İstanbul'da ilk ezan sesinin yükseldiği yer 717 yılında yapılmış olan İstanbul'un ilk camii hüviyetini taşıyan Arap Camii'dir.
İstanbul'un Fethi için M.S. 717 yılında gelmiş olan Müslüman Arap kumandanlarından ve sahabe neslinden meydana gelen bir ordu başında Mesleme Bin Abdülmelik adındaki komutan; Galata'da Bizans semalarına ilk Ezan-ı Muhammedi sesinin yükseldiği bir camii yaptırmış ve adına da Arap Camii denilmiştir.