Arama

İstanbul’u ihya eden Sultan Abdülhamid’in hizmetleri

Üç kıtaya hükmeden büyük bir imparatorluğun en zor dönemlerinin mirasını omuzlarına alan bir hükümdardı, Sultan II. Abdülhamid. Dünyanın en buhranlı döneminde tahta çıkmasına rağmen, Osmanlı Devletinin yükselmesi için eğitim, bilim, teknoloji ve sanayiye daima büyük önem verdi. Demiryollarından, hastanelere, mühendislik okullarından camilere, fabrikalardan hayır kurumlarına kadar İstanbul'a sayısız eser kazandırdı. Onun imzası bulunan mimari yapılar ise bir kitapta toplandı. Bizler de, "Ulu Hakan"ın İstanbul'a kazandırdığı bu paha biçilmez eserleri sizler için derledik.

  • 2
  • 44
KİTAPTA 100 FARKLI ESER YER ALIYOR
KİTAPTA 100 FARKLI ESER YER ALIYOR

İbrahim Akkurt'un kaleme aldığı kitapta, Darü'l-Kelp, Hamidiye Etfal Hastanesi, Telkihhane-i Şahane, Cisr-i Enbubi (Tüp Geçit), Yıldız Sarayı'na Demiryolu Projesi, Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi, Kabataş Mekteb-i İdadisi, Aşiret Mekteb-i Hümayunu, Sağır, Dilsiz ve Ama Mektebi, Yıldız Hamidiye Camisi ve Orhaniye Kışlası gibi birçok önemli eser, proje hakkında detaylı bilgi ve görseller yer alıyor.

Döneminde birçok eğitim, ticaret, sanayi, sağlık, ziraat ve hayır kurumu açan ve bugün hala devam eden birçok müessesenin kurulmasını sağlayan Sultan II. Abdülhamid'in İstanbul'da yaptırdığı, ihya ettiği ve projelendirdiği yüz eserin anlatıldığı kitap, İstanbul Kitapçılarından ve kitabevlerinden alınabilecek.

"Yıldız Albümlerinden fotoğraflarla Abdülhamid'in hizmetleri" adlı haberimizi okumak için tıklayın.

  • 3
  • 44
BEYKOZ HAMİDİYE KAĞIT FABRİKASI (1893)
BEYKOZ HAMİDİYE KAĞIT FABRİKASI 1893

Avrupa'nın yükselen gücünün sanayileşme ve "yeni bir sınıf"a sahip olmasının farkında olan Osmanlı, kalkınmasını devlet eliyle gerçekleştirebilmek için, sanayi yatırımlarına hız verdi. Özellikle İstanbul ve İzmir, bu konuda başı çekmişti.

İstanbul'da Haliç kıyıları, Kazlıçeşme ve Boğaz'ın bazı bölgelerinde birçok fabrika kuruldu. Bunlar; barut, top, mühimmat, tekstil ürünleri, kâğıt, makine, tarım aletleri gibi konularda üretim yapıyordu.

Bu fabrikaların birçoğu dev ölçekli olmamasına karşın, "Osmanlı'ya özgü" bir nitelik taşıyorlardı.

Sultan II. Abdülhamid, güçlü olmanın yolunun, kendi üretimini yapabilme kapasitesinden geçtiğinin farkındalığıyla, ekonomik olanaklar içinde, yatırımları sürdürülebilir bir hale getirmişti.

  • 4
  • 44
HAMİDİYE ETFAL HASTANESİ (1899)
HAMİDİYE ETFAL HASTANESİ 1899

"Benim çocuğum kurtulamadı. Kim bilir fakir fukaranın çocukları nasıl bakılıyor? Hiç olmazsa bir hastane yaptıralım da, benim gibi babaların kalbi yanmasın!"

Sultan Abdülhamid

Sultan, yedi aylık kızı Hatice Sultanın, difteri hastalığından ölmesi üzerine, derin bir kedere kapıldı ve 1898 yılında bir etfal (çocuk) hastanesi kurulması için Dr. İbrahim Bey'e emir verdi. İnşaatı süresince bizzat ilgilendiği hastane, 1899 yılında faaliyete geçti.

Hamidiye Etfal Hastanesi, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları sırasında yaralı askerlerin tedavisinde önemli rol oynamıştı. Hastane, bugün halen hizmet veriyor.

"Tarihimizin ilk çocuk hastanesi: Hamidiye Etfâl" adlı haberimizi okumak için tıklayın.

  • 5
  • 44
DARÜLACEZE (1895)
DARÜLACEZE 1895

Savaşın ağır yüzü, cephede olanlardan çok, arkada bıraktıklarında görülür. 1877 yılında Osmanlı-Rus savaşı sırasında, İstanbul'a 400 bin kişi göç eder.

Göçmenler sokaklarda, cami avlularında barınmaya çalışır. Büyük bir trajedi yaşanır. Sultan Abdülhamid, özellikle çocuklar ve bakıma muhtaç insanlar için, bir Darülaceze kurulmasını ister.

Nakdi ve kıymetli eşyalarını, yapımı için bağışlar. Okmeydanı'nda kurulan Darülaceze, bugün de hizmetlerini sürdürüyor.

"Bir düşkünler yurdu: Darülaceze" adlı haberimizi okumak için tıklayın.

  • 6
  • 44
CUMA SELAMLIĞI / HAMİDİYE CAMİİ
CUMA SELAMLIĞI / HAMİDİYE CAMİİ

"Devletimizin halini düzeltmek ve istikbalini temin etmek için birlik ve beraberliğe muhtacız. Bana göre birlik ve beraberlik her kuvvete üstündür."

Sultan Abdülhamid

Osmanlı Sarayı, 600 yıllık tarihi boyunca süren birçok davranışı ritüele dönüştürmüştü. Padişah ritüellerinden biri de Sultan Abdülhamid'in Cuma namazına gidişinde görülür.

Yıldız Sarayı'nın hemen dışında yapılmış olan Hamidiye Camii, her Cuma mahşerî bir kalabalığa ev sahipliği yapardı. Günün erken saatlerinden itibaren toplanan askerler, saray erkânı ve halk, padişahın Yıldız Sarayı'nın kapısından çıkmasını merakla beklerdi.

Sultan Abdülhamid, Cuma selamlığı için Fransız yapımı saltanat arabasıyla Hamidiye Camii'ne gelir, toplanan erkânı selamlar ve namazını kılardı.

Namaz sonrasında ise, genellikle iki atın çektiği ve kendisinin kullandığı fayton ile saraya dönerdi.

"Sultan Abdülhamid'in Cuma Selâmlığı" adlı haberimizi okumak için tıklayın.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN