Arama

İstanbul'u yangınlardan koruyan kahramanlar "tulumbacılar"

"Yaman geliriz yaman gideriz" naraları ve cesaretleri ile bir dönem ahşap evlerin saltanat sürdüğü İstanbul'u yangınlardan koruyan ve semt sakinlerinin yiğitlik, şeref ve namusunun timsali tulumbacıların, itfaiye teşkilatına dönüşme yolculuğu 1925 yılında başlamıştı.

  • 3
  • 272
1720'de ilk kez kullanıldı
1720’de ilk kez kullanıldı

Osmanlı Devleti'nde yangın söndürme teşkilâtı ve tulumba, 18'inci yüzyıl başında donanmayla katıldığı Venedik seferinden (1715) dönüşte ihtida eden ve Fransız asıllı bir mühendis olan Gerçek Dâvud (David) tarafından 1132'de (1720) ilk kez kullanıldı.

Tulumbacılık aslında bir tür şehir kabadayılığıydı. Mintanları, rütbe alâmetleri, kahvehane ve koğuş muhabbetleri, keçe külâh, yalın ayak ve dizlik fanila şahbazlığı, pırpırlığı ile zamanın gençlerini sarmış bir heves halini almıştı. İstanbul tulumbacılığı ile ilgili kısa bir zaman içinde zengin bir edebiyat, türlü adetler, merasim ve zengin bir argo doğdu. Tulumbayı sırtlarında taşıyanlara uşak, tulumba takımının ağası ve yol göstericisine fenerci denirdi. Borucu, su sıkılan boruyu taşır ve alevlere su sıkardı. Kökenci ise borucunun kullandığı boruyu tutarak düşmemesini sağlar, hortumcu da hortumları kullanırdı.

  • 4
  • 272
"Külhanbeyi, bıçkın, serseri"
Külhanbeyi, bıçkın, serseri

İtalyanca "tromba" (boru, borazan) kelimesinden gelen tulumba bir tür basit yangın söndürme düzeneği olarak biliniyordu. Zamanla onu kullananlar bu ünvanı alarak bir tulumbacı esnafı oluşturdu. 17'inci yüzyılda Osmanlılar'da gemilere dolan suyu tahliye edenler de bu tulumbacı esnafı oldu. Daha sonraları bu kavram kendini suyu tahliye eden değil de ateşi söndürmek üzere taşıyıp pompalayan zümreyi niteleyen bir anlam kaymasına uğradı. 19'uncu yüzyılda bunun yanı sıra "külhanbeyi, bıçkın, serseri" gibi anlamlar da türedi.

Yangınlara tulumbayla müdahale Avrupa'da giderek yaygınlaştı. Osmanlılar 'da aynı dönemde evlerde çatıya kadar uzanan merdivenlerle su dolu fıçılar bulundurulması ve bunun yasakçılar tarafından kontrolü gibi birtakım önlemler alınıyordu. İstanbul'da meydana gelen yangınlar yeniçeri kolluklarındaki neferler, sakalar, baltacılar ve halk tarafından söndürülüyordu.

  • 5
  • 272
İlk kez Fransız asıllı bir mühendis kullandı
İlk kez Fransız asıllı bir mühendis kullandı

Osmanlı Devleti'nde yangın söndürme teşkilâtının kurulması ve tulumbanın kullanılması, 18. yüzyıl başında donanmayla katıldığı Venedik seferinden (1715) dönüşte ihtida eden ve Fransız asıllı bir mühendis olan Gerçek Dâvud (David) tarafından 1132'de (1720) gerçekleştirildi.

Temmuz 1718'deki Tüfenghâne ve ardından Tophane yangınlarında tulumba ile yangına müdahale eden ve hizmeti büyük takdir toplayan Gerçek Dâvud Ağa'yı Sadrazam Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa 1720'de Tulumbacı Ocağı'nı teşkil etmekle görevlendirdi. Dâvud Ağa ölümüne kadar tulumbacıbaşılık vazifesini yürüttü.

"23 Ağustos 1908 pazar günü, Fatih Çırçır'da Arabacı Mehmet Ağa'nın kirada oturduğu hanede yangın çıktı. Kamineto ile kahve pişirilirken alev alan ispirtonun sebep olduğu yangın, şiddetli rüzgârın tesiriyle bitişik nizam ahşap evlerin birinden ötekine sıçramış, kısa sürede yedi-sekiz kola ayrılarak Çırçır'dan Sofular'a, Büyük Karaman'dan Saraçhanebaşı'na uzanan geniş bir alanı tarumar etmişti. İstanbul, 1870 Büyük Pera Yangını'ndan sonra tanık olduğu en büyük yangın afetiyle karşı karşıyaydı." (Toplum ve Bilim)

  • 6
  • 272
"Ayağı koşarlı, uçarlı" olanlardan seçilirdi
Ayağı koşarlı, uçarlı olanlardan seçilirdi

Tulumbacılar, acemi oğlanların sağlam ve çevik ("ayağı koşarlı, uçarlı") olanlarından seçilirdi. Yangına müdahale esnasında başlarına üzerinde kendilerine ait numara bulunan çorba tasına benzer bakırdan bir miğfer (yangın tası) giyerlerdi. Yangın dışında günlük kıyafetleri sarık, "kartal kanat" denilen kırmızı kaput ve ayakta kırmızı bir yemeniydi, baldırları ise çıplaktı (baldırı çıplak).

Tulumbacılık hizmeti başlangıçta sadece Yeniçeri Ocağı'na bağlı bir askerî birlik tarafından görülürken zamanla Topkapı Sarayı'nda ve Tersane'de bostancıbaşıya bağlı birer tulumbacı ocağı kuruldu. 1724'te ocaktaki nefer sayısı artarak 150'ye, 1755'te 461'e ulaştı. 18'inci yüzyıl sonlarında bütün devlet kurumlarında birer tulumbacı takımı teşkil edilince 1804 yılı itibariyle merkezdeki toplam sayıları 531'e yükseldi.

  • 7
  • 272
Sandallara tulumbalar monte edildi
Sandallara tulumbalar monte edildi

Bir Fransız tarafından imal edildiği için "didon" olarak adlandırılan ilk tulumbalar çok hantaldı ve 120 kilodan ağırdı. Taşıma güçlüğü sebebiyle zamanla "didon bozması" denilen daha hafif emme-basma tulumba modelleri geliştirildi. İstanbul'un çeşitli semtlerinde yangına müdahaleyi kolaylaştırmak amacıyla bostancı ocaklarından sonra Temmuz 1798'de humbaracı ve lağımcı ocaklarında da itfaiye teşkilâtı kuruldu. Ayrıca küçük yangınlara süratle müdahale için şehrin çeşitli semtlerine kolluklar konuşlandırılırken, deniz aşırı yangınlara müdahale için "ateş kayıkları" denen sandallara tulumbalar monte edildi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN