Arama

İstanbul'un anlam kattığı deyimler ve sıra dışı öyküleri

"Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud" deyiminin hikayesini biliyor musunuz? Peki ya "püsküllü bela" deyiminin Osmanlı'da yaygınlaşan hangi obje için kullanıldığını? Veya "Üsküdar'da sabah oldu" sözünün müezzinlerle ilgisinin ne olduğunu? Dilimizden düşmeyen birçok deyimin, taşı toprağı altın İstanbul'un eşsiz tarihiyle bütünleşen öykülerini sizlerle buluşturuyoruz.

  • 15
  • 22

Tıkandı Baba'nın anlattıkları Sultan Mahmud'u hüzünlendirir ve saraya dönerken adamlarına bir hindinin içine altın doldurup kahveye götürmelerini emreder. Akşamüzeri hindiyi alan Tıkandı Baba çok mutlu olur. Ancak "Viran olası hanede evlad u iyal var. Çoluk çocuk evde aç biilaç bekleşirler. En iyisi ben bu hindiyi satayım da evimin ihtiyaçlarını göreyim" der ve hindiyi satar.

Ertesi gün adam göndererek Tıkandı Baba'nın nasibinin açılıp açılmadığını soran padişah, bir değişiklik olmadığını öğrenince adamlarına:

- Bir ay boyunca bu adama her gün bir tepsi baklava göndereceksiniz. Her baklava diliminin altında da bir altın olacak, emrini verir. Adamlar söylenileni yerine getirir ve bir tepsi baklavayı götürüp Tıkandı Baba'ya verirler. Ancak Tıkandı Baba, tıpkı daha önceden gönderilen hindi gibi bu baklavayı da satar. Daha sonra gönderilen baklavalar da aynı akıbete uğrar.

  • 16
  • 22

Sultan Mahmud bir ay sonra, bu defa üzerinde padişah elbiseleri olduğu halde Tıkandı Baba'nın kahvesine uğrar. Tıkandı Baba yine eskisi gibi çay dağıtmaktadır. Padişah, Tıkandı Baba'ya sorar:

- Tıkandı Baba sana hiç baklava gelmedi mi?
- Geldi Sultanım, hem de her akşam.
- Peki sen ne yaptın o baklavaları?
- Sattım, evimin ihtiyaçlarını giderdim Sultanım.

Bunun üzerine padişah, Tıkandı Baba'nın bu haline üzülüp onu saraya götürür. Hazine odasının kapısını açtırarak "Şuradan küreği al, daldır, ne gelirse hepsi senindir" der.

  • 17
  • 22

Tıkandı Baba heyecandan küreği ters tutarak altın yığınına daldırır. Küreği kaldırıp bakar ki küreğin ucunda düşmek üzere olan bir altın var. Bunun üzerine padişah, Tıkandı Baba'ya dönerek "Baba senin burada nasibin yok" der.

Sonra da adamlarına "Alın bu adamı Mahmutpaşa'ya götürün. Bir taş beğensin. O taşı ne kadar uzağa atarsa o mesafedeki malı mülkü ona verin" diye emreder. Çok sevinen Tıkandı Baba, götürüldüğü yerde taş aramaya başlar. En sonunda gözüne kestirdiği büyük bir taş parçasını alır, büyük gayretler sonucu kaldırır ancak tam atacağı sırada heyecandan elindeki taş başına düşer ve Tıkandı Baba oracıkta ölür.

Adamlarından bu durumu öğrenen Sultan Mahmud bu hadiseyi "Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud" sözüyle özetler.

  • 18
  • 22
DİNGO’NUN AHIRI
DİNGO’NUN AHIRI

İstanbul'da ulaşım için atlı tramvayların kullanıldığı yıllarda, iki at ile çekilen tramvaylara, dik Şişhane yokuşunu çıkabilmesi için fazladan atlar koşulurdu.

Azapkapı'da tramvaya eklenen takviye atlar, Taksim'de Dingo isimli bir Rum vatandaş tarafından işletilen ahırda dinlendirilir; sonra tekrar Azapkapı'ya götürülürlerdi.

  • 19
  • 22

Gün içinde sürekli atların girip çıktığı ahırın bu durumu dolayısıyla, girenin çıkanın belli olmadığı yahut her önüne gelenin girip çıkabildiği yerler için "Dingo'nun ahırı" deyimi kullanılmaya başlandı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN