İstanbul'un az bilinen 10 eski sanayi kuruluşu
İstanbul, kritik dönemlerde varlığı ve gücüyle tarihe yön veren nadir şehirler arasında yerini alır. Kuşkusuz bu rol, İstanbul'un ekonomik gücü ile de ilgilidir. Peki, Osmanlı İmparatorluğu'nda en çok sanayi tesisine ev sahipliği yapan şehrin İstanbul olduğunu biliyor muydunuz? İstanbul'un üretim tesisleri için tarihte yolculuk yaparak, İstanbul'un az bilinen 10 eski sanayi kuruluşunu derledik.
Giriş Tarihi: 12.07.2019
08:38
Güncelleme Tarihi: 12.07.2019
09:39
1952 yılına kadar İstanbul'un elektrik ihtiyacını tek başına göğüsleyen şirket, bu yıldan sonra açılan çeşitli santrallerle alanında tek olma unvanını kaybeder. Türkiye'nin ilk sivil elektrik fabrikası olan Silahtarağa, Haliç'in dolmasından dolayı kömür taşıma işinin zorlaşması yüzünden 1983 yılında kapılarına kilit vurulur.
FARUKİ ITRİYAT FABRİKASI (1894)
Kurucusu Ahmed Faruki, Mısır asıllı bir İstanbulludur. Kozmetik ürünlerine olan bu yoğun ilgiyi fark eden Faruki, yerli kozmetik ürünler elde etmeye karar verir. 1894 yılında Feriköy'de kurduğu imalathanede ilk yerli kozmetik ürünlerini üretmeye başlar. Ürünleri arasında kolonya, parfüm, pudra krem gibi kişisel bakım ürünleri vardır.
Faruki Itriyat üretim merkezine paralel olarak Sultanhamam'da bir de satış merkezi açar. Faruki'nin ürettiği bu ürünler bir anda en çok tercih edilen kozmetik ürünleri arasına girer. Zira hem yerli hem muadillerine nazaran daha ucuz olması onu bir adım öne geçirir.
O dönem Osmanlı hanımlarına çok yabancı ve anlamsız gelen kelimeler olduğu halde Faruki ürünlerine "Gül Kaynağı" , "Unutma Beni", "Cicim", "Meltem" gibi zihinlerde anlam oluşturacak isimler verir. Bu da onun tercih edilmesini sağlar.
Faruki başarısını aldığı ödüllerle de perçinler. Ürettiği ürünlerle 1903'te Atina, 1904'te Bordeaux, 1906'da Paris, yine aynı yıl Londra sergilerine katılır ve birçok altın madalya kazanır. Ayrıca devlet tarafından Nişan-i Osmani ve Sanayi Madalyası'yla, İran Devleti tarafından ise Altın Şir-i Hürşid Madalyası'yla ödüllendirilir.
DOLMABAHÇE GAZHANESİ (1853)
Dolmabahçe Gazhanesi, tesisatlı aydınlatmanın ilk öncüsüdür. Zira Osmanlı topraklarında kurulan 4 adet gazhanenin ilki Dolmabahçe Gazhanesi'dir. Dolmabahçe Sarayı'nın yapımı düşünüldüğünde ısıtma ve aydınlatması da bir sorun olarak ortaya çıkar. Bu sorunu çözmek içi sarayın inşaatıyla beraber, sarayın ahırlarının olduğu bölgede bir de gazhane inşasına başlanır. Sarayın yapımının bittiği 1853 yılında gazhane de tamamlanır.
Bu gazhaneyle birlikte, Osmanlı topraklarında ilk defa kömürden gaz üretimi gerçekleşecek ve aydınlatma-ısıtma amacıyla kullanılacaktır.
1856 yılında tüm hazırlıkların bitmesinin ardından hem saray hem de gazhane kullanıma açılır. Bu arada İstanbul şehremini (belediye başkanı) tarafından padişaha bir dilekçe yazılarak üretilen gazdan şehrin de faydalanması talep edilir.
Bu talebi Sultan Abdülmecid memnuniyetle kabul eder ve böylelikle İstanbul sokaklarının hava gazıyla aydınlatılması için önemli bir adım atılmış olur. Hava gazıyla uygulaması 1856'da ilk kez Beyoğlu'nda bulunan Cadde-i Kebir'in (İstiklal Caddesi) aydınlatılmasında kullanılır. Sonra Taksim-Galatasaray arası, Tünel'den Galata'ya doğru uzanan caddeler seksen adım aralıklarla döşenen hava gazı lambalarıyla aydınlatılmaya başlar.