İstanbul'un az bilinen 10 eski sanayi kuruluşu
İstanbul, kritik dönemlerde varlığı ve gücüyle tarihe yön veren nadir şehirler arasında yerini alır. Kuşkusuz bu rol, İstanbul'un ekonomik gücü ile de ilgilidir. Peki, Osmanlı İmparatorluğu'nda en çok sanayi tesisine ev sahipliği yapan şehrin İstanbul olduğunu biliyor muydunuz? İstanbul'un üretim tesisleri için tarihte yolculuk yaparak, İstanbul'un az bilinen 10 eski sanayi kuruluşunu derledik.
Giriş Tarihi: 12.07.2019
08:38
Güncelleme Tarihi: 12.07.2019
09:39
1856 yılında tüm hazırlıkların bitmesinin ardından hem saray hem de gazhane kullanıma açılır. Bu arada İstanbul şehremini (belediye başkanı) tarafından padişaha bir dilekçe yazılarak üretilen gazdan şehrin de faydalanması talep edilir.
Bu talebi Sultan Abdülmecid memnuniyetle kabul eder ve böylelikle İstanbul sokaklarının hava gazıyla aydınlatılması için önemli bir adım atılmış olur. Hava gazıyla uygulaması 1856'da ilk kez Beyoğlu'nda bulunan Cadde-i Kebir'in (İstiklal Caddesi) aydınlatılmasında kullanılır. Sonra Taksim-Galatasaray arası, Tünel'den Galata'ya doğru uzanan caddeler seksen adım aralıklarla döşenen hava gazı lambalarıyla aydınlatılmaya başlar.
DERSAADET TRAMVAY ANONİM ŞİRKETİ (1869)
Dersaadet Tramvay Anonim Şirketi 19. yüzyıl İstanbul'unda şehrin yolcu trafiğini ferahlatmak için kurulmuş bir şirkettir. Batı ülke başkentlerinde tramvay kullanılmasına paralel bir şekilde, aynı uygulamanın İstanbul'da da gerçekleştirilmesi için Osmanlı Devleti'ne çeşitli müracaatlar olur.
Nihayet 1869 yazında tramvay işletme imtiyazı Rum işadamı Karanapas'a verilir. Karanapas imtiyazı aldıktan sonra yerli ve yabancı birçok kişiden müteşekkil olan 'Dersaadet Tramvay Şirketi'ni 30 Ağustos 1869'da resmen kurar.
Buna göre bu şirket İstanbul'da muayyen mevkilerde demir yolu üzerinde atlı arabalarla yolcu taşıyacak ve imtiyaz süresi de 40 yıl olacaktır.
Şirket ilk iş olarak Azapkapı-Ortaköy, Eminönü, Aksaray, Aksaray-Yedikule, Aksaray-Yedikule, Aksaray-Topkapı arasında 4 hat açmaya karar verir. Güzergâh boyunca Arnavut kaldırımları sökülerek yerlerine düz kesme taşlar döşenir ve demir yolu da bu taşların üzerine monte edilir.
Bu işlemler ve sipariş edilen tramvaylar da geldikten sonra tramvay artık ilk seferini yapmaya hazırdır. 1872 sonbaharında meraklı gözler, bir tramvaya koşulmuş atların rayların üzerinde düzenli sesler çıkararak gidişini izlemektedir.
Fakat tramvayın güvenlik sorunu vardır. Bu sebeple tramvay için bir korna sistemi hazırlanır. Buna göre vardacı olarak anılan kişi elinde borazanla tramvayın geçeceği kritik güzergâhlarda "Varda, vardaa" diye bağıracaktır.
1914 yılından itibaren tramvayların elektrikle işletilmesine karar verilir. İlk elektrikli tramvay Silahtarağa Elektrik Fabrikası'ndan sağlanan elektrikle ve kesilen kurbanlar eşliğinde 1917 kışında Galata Köprüsü'nden geçer.
Üsküdar Matbaası, bir diğer adı "Darü't Tıbhanü'l Cedide" imparatorluk matbaa tarihinde bir ilk olmasa da önemli bir yer teşkil eder. İlk Türk matbaası İbrahim Müteferrika tarafından 1727 yılında kurulur. Müteferrika'nın ölümünden sonra farklı kişiler tarafından işletilen matbaa bir süre sonra kapanır. 1782 yılında matbaayı Fransız Elçiliği satın almak ister. Bunun üzerine Raşit Efendi tarafından, ondan da 1796 yılında satın alınarak, Mühendishane hocası Abdurrahman Efendi getirilir.