İstanbul'un az bilinen 10 eski sanayi kuruluşu
İstanbul, kritik dönemlerde varlığı ve gücüyle tarihe yön veren nadir şehirler arasında yerini alır. Kuşkusuz bu rol, İstanbul'un ekonomik gücü ile de ilgilidir. Peki, Osmanlı İmparatorluğu'nda en çok sanayi tesisine ev sahipliği yapan şehrin İstanbul olduğunu biliyor muydunuz? İstanbul'un üretim tesisleri için tarihte yolculuk yaparak, İstanbul'un az bilinen 10 eski sanayi kuruluşunu derledik.
Giriş Tarihi: 12.07.2019
08:38
Güncelleme Tarihi: 12.07.2019
09:39
Tophane-i Âmire, Osmanlı savunma sanayiinde oldukça önemli yere sahiptir. Çağdaşı Tersane-i Âmire ile beraber Osmanlı'nın savunma endüstrisinin belkemiğini oluşturur. Kuruluşu, İstanbul'un fethi kadar eskidir; Fatih'in 1453 yılında İstanbul'un fethiyle beraber faaliyete geçmiştir.
Osmanlı çok uzun süre top teknolojisinde dünyanın en ileri ülkesi olmuştur. Bu üstünlüğü elinde tutmasında Tophane-i Âmire'nin çok önemli bir yeri vardır. İmparatorluğun sınırları burada dökülen toplar sayesinde yedi kıtaya ulaşır.
Tophane ilk yıllarda oldukça küçük iki binadan müteşekkildi. Bu binaların ihtiyacı karşılayamaması üzerine Kanuni Sultan Süleyman devrinde ilk tophane binaları tamamen yıkılarak yerine yeni binalar yapıldı. Böylece binaların yanı sıra üretim tekniği de yenilendi.
Tophane gerek çok uzun ömürlü olması, gerek ihtiyaçların değişmesi, gerek teknolojinin yenilenmesi ve gerekse geçirdiği yangınlar sonucu birçok kez tadil edilir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde yıkılarak tamamen yeniden yapılan bina 1743 senesine kadar hizmet vermeye devam eder.
Ancak 1743 yılında ihtiyaç gereğince tamamen yıkılır ve yerine günümüze kadar gelecek olan bina inşa edilir. Mimarlığını topçubaşı Mustafa Ağa'nın yaptığı Tophane binasına iki büyük ergitme fırını daha eklenir. İçerisine bir tüfekhane daha kurulur.
Tophane 17'nci yüzyıl ortalarına kadar dünyanın en iyi top üretim merkezi olma özelliğini korur. Hatta dünyanın ilk seri atışlı sahra topu bir Türk mühendis olan Ahmed Süreyya Bey tarafından dökülür. Ne var ki yenilenen teknolojinin istenen düzeyde takip edilememesi tesisin önemini günden güne azaltır.
TOPHANE DEBBAĞHANESİ (1764)
Tophane Debbağhanesi İstanbul'un merkez deri işleme tesislerinden biridir. Kazlıçeşme, Üsküdar ve Kasımpaşa debbağhaneleri arasından en yeni olanı Tophane Debbağhanesi'dir ve 1764 yılında kurulmuştur; kapasite olarak en küçük olan debbağhane de budur. Söz konusu debbağhane içerisinde ondan fazla deri işleme atölyesi bulunur. Buradaki atölyeler de Kılıç Ali Paşa Vakfı'na ait dükkânlarda üretimlerini sürdürürler.
Tophane Debbağhanesi'nde her debbağ farklı görevlerde bulunur. Örneğin bir debbağ meşin işlerken, bir başkası sahtiyan işler; birisi kösele işlerken diğeri vaketa işler. Bu şekilde faaliyet alanları belli olan debbağlar birbirlerinin ekmek kapısını engellemez.
Tophane Debbağhanesi de uzun yıllar deri tabaklama işini sürdürür. Ancak Evliya Çelebi'nin anlattığı, İstanbul'da yedi yüz debbağhane olduğu ve debbağhanelerin dükkânlarını rengârenk derilerle süslediği günler artık gerilerde kalmıştır.
Çünkü debbağhaneler birer birer kapanmaktadır. Tophane Debbağhanesi de Beykoz ve Kazlıçeşme debbağhaneleri dışında kalan diğer debbağhanelerle birlikte 1920'li yıllarda üretimini durdurur.
NURİ DEMİRAĞ UÇAK FABRİKASI (1936)
İlk Türk uçağının üretildiği fabrikanın kuruluş öyküsü, Sivaslı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Nuri Demirağ'ın İstanbul'a yerleşmesiyle başladı. Nuri Demirağ, ilk olarak Avrupa uçak üretim merkezlerini ziyaret etti. Yurda dönünce, anlaştığı Çekoslovak firmayla Beşiktaş'ta ilk uçak fabrikasını kurdu.
Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti tarihe intikal etmiş, Türk milleti İstiklal Savaşı vererek, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma iradesini göstermiştir. Bir devrin hüzünlü batışına ve yeni bir devrin başlamasına tanık olan vatanperver insanlar Türk milletinin bir daha geçmişte yaşanan talihsizlikleri yaşamaması için gayret etmişlerdir. Bu insanlardan biri de pek çok girişiminin yanında demir yolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ'dır.