İstanbul'un bilinmeyen 10 eski gazetesi
Türkiye'de modern mizahın ilk örneklerine 1870 yılında çıkan Diyojen gazetesinin yer verdiğini biliyor muydunuz? Ya da Ahmet Midhat ve Melih Cevdet tarafından çıkartılan "Devir"in, daha ilk sayısından yasaklandığını ve daha sonra "Bedir" ismiyle yayımlandığını? Sizler için, İstanbul'un bilinmeyen eski gazetelerini derledik.
Giriş Tarihi: 12.04.2019
15:03
Güncelleme Tarihi: 12.04.2019
15:45
TERCÜMAN-I HAKİKAT (1878)
II. Abdülhamid döneminde yayınlanan en önemli gazete olan Tercüman-ı gazete olan Tercüman-ı Hakikat gazetesinin ilk sayısı 26 Haziran 1878'de yayınlanmıştır. Yazdığı yazıların çokluğu nedeniyle Türk matbuatında yazı makinesi olarak adlandırılan Ahmed Midhat Efendi'nin başarılı kalemi ile hükümeti tenkit etmeden, sansasyon özelliğinde olmayan ciddi haberciliğin sayesinde devrin en uzun ömürlü ve itibarlı gazetesi olmuştur.
1883-1885 yılları arasında Ahmed Midhat Efendi'nin damadı Muallim Naci'nin idare ettiği edebi bir ilave de eklenmiştir.
Bu ilave de ciddi ve eğitici bir edebiyat mecmuasıdır. Ancak eski edebiyat geleneğine bağlı olan Muallim Naci, bu konuda Ahmed Mithat'tan ihtar alınca gazeteden ayrılmıştır. Tercüman-ı Hakikat çocuklar için haftalık ilaveler de verilmiştir. Bu gazetede telif romanlar tefrika edildiği gibi Batı klasikleri de verilmiştir. Ahmed Midhat Efendi bu arada yüz elliden fazla roman ve ilmi kitap da yayınlamıştır. On dört ciltlik Avrupa Tarihi, üç cilttik Dünya Tarihi serileri, o devirde halk tarafından merakla okunmuştur. Ahmed Midhat'ın 1913 yılında ölümünden sonra gazete el değiştirmiş ve son sayısını 11 Şubat 1921'de yayınlamıştır.
Ayrıca, Tercüman-ı Hakikat Gazetesi Osmanlı hükümetinin yaptığı yardımlara paralel olarak, şehir ailelerine ve yetimlerine yardım da toplamıştır. Ayrıca bu gazetede Ahmed Midhat Efendi'nin romanları olmak üzere çok sayıda roman tefrika edilmiştir.
1875'te Mehmed Efendi tarafından çıkarılmıştır. Dili ağır başlı fakat özgürdür. Yazarlarından biri olan Namık Kemal'in etkisi görülmektedir. Sadakat aynı sene içinde Mümeyyiz'in tecrübelerinden de yararlanarak ikinci bir çocuk gazetesi nüshası çıkarmıştır. Çıktığı zamanlarda üç bin okuyucusu bulunduğu tahmin ediliyor. Çıktıktan beş ay sonra sessizce kapanmıştır.
21 Ağustos 1886'da İstanbul'da ''Mizancı'' namıyla anılan Murad Bey tarafından haftalık olarak çıkarılmaya başlanmıştır. Gazetede iç ve dış politika konularına, ekonomi, eğitim ve maliyeyle ilgili çeşitli problemlerin çözümüne yer verilmiştir.
Siyasi ve ekonomik özgürlüğe ilişkin yazılarının hükümetin dikkatini çekmesi üzerine Murad Bey Mısır'a kaçmıştır. İstanbul'da yayınlandığı dönemlerde Mizan, iktisadi konulara yönelmiştir. Mısır'da Murad Bey'in İstanbul'daki ilimler politikası yerine tahrikçi ve ihtilalci Murat kimliğini ön plana çıkarması ve İttihatçıların görüşlerini savunmaya başlaması önemledir.
Murad Bey yazılarında, basın özgürlüğünün yasal sınırlar içinde sağlanmasından yargının ıslahına, bir danışma kurulunun oluşturulmasından sorumlu bir hükümet ve ayan meclisinin kurulmasına kadar pek çok soruna değinmiştir. Mizan 1897'de bir süreliğine kapanmıştır.
Panislamist olan Murad Bey'in en büyük ideali halife aracılığıyla tüm Müslümanların yabancı boyunduruğundan kurtulup, büyük bir İslam imparatorluğu kurulmasıdır. Özellikle basın yoluyla mücadelesinde Namık Kemal'in etkisinde kaldığı ve yazılarında onu taklit ettiği görülmektedir.
Mizancı Murad'ın fikir hayatının bazı dönemlerinde beliren değişiklikler nedeniyle Ahmed Rıza'yla araları açılmıştır. Bu yüzden Jön Türkler bu iki kişi etrafında toplanmıştır. Fikirlerinin değişmesi üzerine Mizancı Murad yurdu dönmüş ve Mizan'ı günlük olarak çıkarmaya başlamıştır. Murad Bey'in İttihatçılara karşı bir tutum izlemesi üzerine ve 31 Mart Olayları'ndan sonra gazete temelli olarak kapatılmıştır ve kendisi de Rodos'a sürülmüştür.