İstanbul'un fethinde zafer kazandıran Şahi Topunun sırrı
Fatih Sultan Mehmet, Peygamberimizin müjdelediği "İstanbul'un fethi"ni gerçekleştirme şerefine nail oldu ve şehrin semalarında İslam sancağını dalgalandırdı. "Yıkılamaz" sanılan surları yıkmayı başararak, yeni bir çağ açtı. Peki, İstanbul'un fethini sağlayan, Fatih Sultan Mehmet'in bizzat kendisinin geliştirdiği Şahi Topunun sırrı neydi? Yine kendi icadı olan havan topunu hangi amaçla kullandı?
Giriş Tarihi: 29.05.2019
08:44
Güncelleme Tarihi: 29.05.2019
08:52
‘TOPLARI SANKİ DENİZDE YÜZDÜRÜYORLARDI’
Geleneksel olarak topların mesafesini uzatmanın tek yolu, havaya doğru eğimli atışlar yapmaktı. Fakat havaya doğru ateş edildiğinde, sadece top mermisi düştüğü anda gemiyi vurma şansı oluyordu.
Dönemin bir görgü tanığı, Türklerin bu sorunun üstesinden nasıl geldiklerinin ipuçlarını veriyordu: "Denizin üzerinde dümdüz giden dev gibi yuvarlak toplar atıyorlar ve sanki onları yüzdürüyorlardı."
İNANILMAZ BİR TAKTİK GELİŞTİRİLDİ
Türklerin kullandıkları bu taktik, benzeri II. Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından Nazi barajlarını yıkmak için de kullanılacak olan gülleleri su üzerinde sektirme taktiğiydi.
Gülleleri su üzerinde sektirmenin taktik avantajı, daha uzak mesafelerde bulunan gemileri vurma şansını artırmasıydı. Üstelik bu sayede gemiler, batırmanın en kolay olduğu su hattı hizasından vurulmuş oluyordu.
FATİH VE MÜHENDİSLERİNİN ÜSTÜN YETENEĞİ
Bu başarıdan sonra II. Mehmet, Urban Usta'dan, o zamana kadar görülmemiş bir top yapmasını istedi. Urban kuşkusuz iyi bir top döküm ustasıydı ama iyi bir topçu değildi. Onun bu eksiklikleri, bizzat Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı mühendisleri tarafından giderildi.
Yapımı üç ay süren ve "Şahî" adı verilen bu topların Edirne'de atış denemeleri öncesi, halkın heyecan ve korkuya kapılmamaları için şehre tellallar salındı; çıkacak dehşetli gürültünün sebebi önceden haber verildi.
GÖRÜLMEMİŞ TEKNOLOJİ: ŞAHÎ TOPU
Urban Usta'nın yaptığı bu ikinci topun namlu uzunluğu 8 metre, namlu çevresindeki bronzun kalınlığı 20 santim, fırlattığı güllelerin ağırlığı ise, yaklaşık 678 kiloydu. Bu gülleler, Karadeniz'den getirilen siyah bir taş ve mermerden yapılmıştı.
Top, bir gülleyi yaklaşık bir mil uzağa fırlatabiliyordu. Sesi ise, kilometrelerce uzaktan duyulmuş, güllenin düştüğü yerde iki metrelik bir çukur açılmıştı. Top muazzamdı. Ancak bu kadar büyük ve hantal bir topun bölgeye nakledilmesi hiç de kolay değildi.
BİR TOP 60 MANDA TARAFINDAN ÇEKİLEBİLİYORDU
Şahî (Vasiliki ) adı verilen bu top için, 60 manda tarafından çekilen özel bir araba yapıldı. O kadar ağırdı ki, ustası Macar Urban bu topu kalıplara hiçbir öküz arabasının taşıyamayacağını hesaplayarak iki parça halinde döktürmüştü.
Topun önünden giden 200 kişi yolları düzeltirken, arkadan gelen 50 kişi de top geçerken bozulan yolu tamir ediyordu. İki yandaki 200'er kişi de topun kaymaması için uğraşıyordu. Büyük toplar, Edirne'den İstanbul önlerine ancak iki ayda getirilebildi.