Kaçırılan tarihi eserlerimizin Anadolu topraklarına dönüş hikâyesi
Asırlara tanıklık eden coğrafyamızda, 1800'lerden itibaren Anadolu'ya gelen Fransız, Alman, İngiliz; tarihçi, arkeolog ve mühendislerin yaptığı çalışmalar nedeniyle yüzlerce tarihi eserimiz kaçırıldı.
Giriş Tarihi: 27.09.2018
12:47
Güncelleme Tarihi: 24.09.2020
13:04
Sadrazamlıktan Konya Valiliği'ne: Konya, Niğde ve Karaman'daki cami ve medreselerden çinilerinin sökülerek İstanbul'a getirildiği tespit edildi. Yapılan araştırma sonucunda Sahip Atâ Camii yanındaki türbenin çinileri bir sene önce çalındığı halde suçlular yakalanamadı. Bundan böyle daha etkili önlemler alınsın.
TAMİR DİYE GÖTÜRDÜLER
Sadrazamlıktan Eğitim Bakanlığı'na: Bağdat'ta Kale-i Şarkat'ta yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerden sağlam olanları Müze-i Hümayun'da sergileniyor. Kırık ve tamire muhtaç parçalar ise sandıklarda bekletiliyor. Berlin Müzesi'nin teklifi üzerine bu eserlerin tamir edilmek üzere parti parti gönderilmesi uygun bulundu.
Sadrazamlıktan Dışişleri Bakanlığı'na: Mösyö Farmakofski tarafından Manastır'da Survic denilen yerde yapılan kazıda ortaya çıkarılan eserlerin yarısı Müze-i Hümayun'a gönderilmek üzere teslim edildi. Manastır Vilayeti'nden bildirilmiş ise de bu kazı hakkında Müze-i Hümayun'a herhangi bir malumat verilmediği gibi teslimat da yapılmadı. Çıkarılan bütün eserlerin gözden geçirildikten sonra paylaşılmak üzere müzeye gönderilmesi gerekiyor.
GÖZ GÖRE GÖRE YALAN SÖYLEDİLER
Sadrazamlıktan İçişleri Bakanlığı'na: Hayfa'daki Avusturya Postahanesi'nden Lloyd Kumpanyası vapuruna gönderilirken gümrük memurları tarafından açılan çuvallarda kaçak eski eser bulunması üzerine sürdürülen tahkikatta Avusturya Sefareti'nin, Osmanlı postahanelerinde de gümrük işlemleri yapılmadan sevkiyat yapıldığı yolundaki ifadesinin gerçekleri yansıtmadığı anlaşılıyor.
Sadrazamlıktan Konya Valiliği'ne: Konya'daki tarihi yapıların tahrip edilerek çinilerinin İstanbul ve Viyana'da satıldığı ihbarı üzerine, eğitim müdürünün ihmali tespit edildi. Bir komisyon kurularak eserlerin korunması ve kaçakçılığın önlenmesi için gerekli tedbirler alınsın.
PAPA'YA GÖNDERMİŞLER
Sandıklı civarında bulunup Ermeni Katolik patriğinin arzusu üzerine Müze-i Hümayun'a nakledilmiş olan üzerinde dokuz satır Rumca ibare yazılı bulunan bir taşın muhtevi olduğu, mana Hristiyanlığın ilk kuruluş yıllarına ait olmasından dolayı önemli ve Papa'ya hediye edilmeye layık bir eser olduğu. Hediye edilmesinde müzece de bir mahzur bulunmadığı gibi buna karşılık Papalık tarafından Müze-i Hümayun'da oluşturulacak kütüphaneye konmak üzere bazı güzel kitaplar gönderilmesi vaat edildiğinden mütekabiliyet esasının da gerçekleşeceği göz önüne alınarak görüşlerinin bildirilmesi isteniyor.
ESERLERDE KOPYA ALÇI ALDATMACASI
Fermanlar bir grup Alman'ın Milet'te kazılarda buldukları eserlerin gümrükten vergisiz kaçırırken yakalanınca "alçı kopyalar" savunmasını yaptığını ortaya koydu. Sadrazamlıktan Gümrük Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda, bir grup Alman gezgini tarafından İzmir Gümrüğü'nden kontrol edilmeden ve gümrük vergisi ödenmeden geçirilmek istenen sandığın içinde Almanlar tarafından Milet'te yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerin alçı kopyaları olduğu ifade edilmişse de gerekli özenin gösterilerek kontrol edilmesi ve vergisinin tahsil edilmesi isteniyor.
BASİTE İNDİREREK DEĞERSİZLEŞTİRDİLER
Fermanlarla, milattan önceki uygarlıklara ait paha biçilmez eserlerin basite indirgenerek değersizleştirildiği de ortaya çıktı. Fermanda, "belirtilen eski eserler küfegi taşı gibi siyah, çok kaba ve basit taşlar üzerine işlenmiş şeyler olduğundan sıfatça hiçbir kıymetleri olmadığı, ancak milattan birkaç yüz sene evveline kadar yaşayan kavmin eseri oldukları ve bundan on-on iki sene evvel yine aynı kavmin eserlerinden Ciralus'da (Cerablus) ortaya çıkıp Londra Müzesi'ne nakledildiğinden katlanılan bu zahmetin sadece bu eserlerden de müzede bulunması amacına yönelik olduğundan dolayı birbirine benzeyenlerden bazılarının Berlin Müzesi'ne hediye edilerek geri kalanının da Müze-i Hümayun bahçesinin bir köşesine konmasının uygun olacağı" belirtiliyor.
YAVUZ SULTAN SELİM TÜRBESİ'NDEN KAÇIRILAN PANOLAR
Sultan II. Selim Türbesi'nin giriş kapısının iki yanına beyaz zemin üzerine mor, kırmızı, yeşil, mavi çiçek desenli çini panolar vardı. 16.yüzyılın en güzel çini örneklerinden olan bu panolardan, günümüzde sol taraftaki çini pano aslının taklidi olarak bulunur. İstanbul'da diş hekimliği yapan ve Sultan II. Abdülhamid'in de diş hekimi olan, eski eser koleksiyoncusu Albert Sorlin Doringny tarafından 1895 yılında restore edilmek üzere Fransa'ya götürülen bu panonun imitasyonunun yapılarak yerine takıldığı, orijinalinin ise bugün Louvre Müzesi'nin "Arts of Islam" bölümünde 3919/2-265 envanter numarası ile sergilendiği biliniyor.
TÜRKİYE'YE GETİRİLMESİ İÇİN RESMİ GİRİŞİMLERİN BAŞLATILDIĞI ESERLER
ALMANYA
- Konya Beyhekim Camii mihrabı (Berlin Pergamon Müzesi)
- Konya Beyhekim Camii pencere kanadı (Pergamon Müzesi)
- Konya Akşehir Hacı İbrahim Veli sandukası (Pergamon Müzesi)
- Afrodisias İhtiyar Balıkçı Heykeli gövdesi. (Eski Berlin Müzesi)
- İstanbul Piyale Paşa Camii çini alınlığı (Pergamon Müzesi)
- Duesseldorf Havalimanı'nda ele geçirilen eser
- Kocaeli Müzesi'nden çalınan renkli kabartma panolar (2014)