Arama
Kanal İstanbul Projesi Türkiye için neden önemli?
Kanal İstanbul Projesi ve Libya anlaşması, Türkiye'nin son zamanlardaki gündeminde yoğunluk kazanan iki önemli olay. Anlaşma, Türkiye'nin kendi ekonomik bölgesini oluşturması bakımından oldukça önemli. Keza Kanal projeleri, bugün mevcut projeden farklı olarak, Osmanlı'da altı kez gündeme gelmişti.
Millî Savunma Üniversitesi Rektörü tarihçi, yazar Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile Osmanlı'da ecdadın gerçekleştirmek istediği kanal projeleri ile günümüzdeki Kanal İstanbul'un önemine; Turgut Reis'in ve Garb Ocakları'nın mahiyetine; Osmanlı'nın Kuzey Afrika'daki hakimiyetine dair konuştuk.
Günümüzde Libya, çoğu çöl olmasına rağmen arazi olarak, Türkiye'nin iki mislinden fazla bir ülke. Tarihte böyle bir ülke yok. Bu bölge Osmanlılar sayesinde bir araya geldi. Çünkü Osmanlılar önce Mısır'ın fethi sırasında Bingazi bölgesini ele geçirmişlerdi. Daha sonra 1551'deki fetih sırasında bugünkü Trablusgarp ve civarını fethettiler. Aşağıda ise Fizan'ı ele geçirdiler. Aslında üç bölge olan (Bingazi, Trablusgarp ve Fizan) Libya'yı Osmanlılar birleştirdiler ve bu bölgeler 1911 yılına kadar Osmanlı toprağı olarak kaldı. Daha sonra İtalya işgali sırasında, İtalyanlara karşı mücadele ettiler."
Fakat ilginç bir husus, biz o dönem Libya'yı kurtarmak isterken, İtalyanlar adaları işgal etti. 12 Adaları biz, Libya mücadelesi sırasında kaybettik ve şu anda Libya, bu adalardan kaynaklanan aleyhimize durumu, bizimle yaptığı anlaşma ile ortadan kaldırmak için önemli bir adım attı.
Erhan Afyoncu'nın "Libya'yı Osmanlı birleştirmişti" isimli yazısını okumak için tıklayın.
Erhan Afyoncu, Barbaros Kardeşler, Turgut Reis ve Garp Ocakları'nın Libya için önemine ilişkin şöyle konuştu:
"Osmanlı döneminde Batı Anadolu'dan kalkan Türk gençleri, Afrika'nın kuzeyinde denizcilik yaptılar. Bunların arasından Barbaros Kardeşler, Turgut Reis, Salih Reis gibi birçok Türk denizcisi çıktı. Batı Anadolu'dan gidip o bölgelerde deniz gazileri olarak mücadele ettiler, daha sonra Osmanlı hizmetine girdiler ve bu bölgelerde (Cezayir, Tunus ve Trablusgarp'ta) Garp Ocakları kuruldu.
Bu Garp Ocakları Osmanlı'nın Batı'ya karşı mücadele eden deniz gazilerinin olduğu yerlerdi. Bunlar Amerika, İngiltere, İzlanda kıyılarına giderek çok yoğun olarak denizcilik faaliyeti gösterdiler. Osmanlı'nın profesyonel denizcileri bu bölgelerden çıktı. Çünkü bu isimler denizin içinde yaşayan insanlardı. Barbaros Hayreddin Paşa'dan başlayan bu denizcilik serüveni Türklerin Akdeniz'de önemli bir güç olmasını sağladı. Bugün özellikle Afrika'da hala bu Türklerin torunları yaşıyor."
Osmanlı döneminde birçok kanal projesi olduğunun altını çizen Afyoncu, "Osmanlı'nın önemli projelerinden biri de Sakarya Nehri'ni kullanarak Marmara ile Karadeniz arasında yeni bir kanal açma fikriydi." diyerek şöyle devam etti:
"Bu kanal bugünkü İstanbul Kanalı'ndan farklı. Dediğimiz gibi o dönemde büyük bir kanal açmak mümkün değil. Bu nedenle Sakarya Nehri'ni kullanmak istiyorlar. Burayı kullanıp Sakarya Nehri'nden Karadeniz'e yeni bir kanal açma fikri oluşuyor. Bunun amacı, o bölgedeki ulaştırma faaliyetlerini daha rahat yapabilmek; İstanbul'a odunu, keresteyi ve yiyecekleri kolay götürebilmek; Beypazarı'ndan başlayan bu bölgelerde, kanaldan istifa edilerek halkın, ürünlerini rahat nakletmesini sağlamak… Çünkü o dönemde ulaşım büyük bir problemdi."
