Kanuni döneminin en ünlü şeyhülislamı: Ebussuud Efendi kimdir?
Osmanlı'da şeyhülislamlar, padişahların yanında, onların devlet işlerini istişare ettikleri önemli bir konuma sahipti. Padişahlar tarafından oldukça hürmet görürlerdi. Ebussuud Efendi ise Kanuni Sultan Süleyman zamanında 27 yıl şeyhülislamlıkta bulunmuş, devrin en büyük alimlerinden biriydi. Kendi dönemi başta olmak üzere sonraki dönemlerde de meşhur tefsir ve fetvaları olmuştur. Peki, Kanuni Ebussuud Efendi'den ne fetvası aldı? En ünlü eseri neydi? İlmiye müessesine nasıl çekidüzen verdi?
Giriş Tarihi: 30.05.2020
12:15
DÖNEMİN HUKUK SİSTEMİNE KATKI SAĞLADI
Ebussuûd Efendi'nin Kanuni dönemindeki etkinliği daha müderrisliği döneminde başlamış, Kazaskerliği döneminde kendini iyice hissettirir olmuştur.
Yaşadığı dönemin siyasî-idarî olaylarında etkin olan Ebussuûd Efendi, döneminin hukuk sistemine Kanunnâme ve Ma'rûzâtları ile katkıda bulundu.
Ayrıca Ebussuûd Efendi'nin, yaygın olarak kullanılan ismi Ebussuûd'dur. Ancak Arapça kökenli olmakla beraber, Osmanlılar arasında da kullanıldığı görülen bu kelimenin, Ebussuûd Efendi'ye kim tarafından verildiği, isim, lakap ya da künye olarak hangi amaçla kullanıldığı hakkında kaynaklarda yeterli bir bilgiye rastlanmamaktadır.
DÖRT PADİŞAH DÖNEMİNİN ŞEYHÜLİSLAMI
Ebüssuûd Efendi Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad ve III. Mehmet devirlerinde şeyhülislâmlık, kazaskerlik yapan ve diğer ilmî mevkilerde bulunan birçok âlimin hocası olmuştu.
Şeyhülislâm Mâlulzâde Seyyid Mehmed, Abdülkadir Şeyhî, Hoca Sâdeddin, Bostanzâde Mehmed ve Sun'ullah efendilerle Bostanzâde Mustafa, Cenâbî Mustafa Efendi, Şair Bâkî, Hâce-i Sultânî Atâullah, tezkireci Âşık Çelebi ve Kınalızâde Hasan Çelebi, Ebülmeyâmin Mustafa Efendi ve Ali Cemâlî Efendi'nin oğlu Fudayl Çelebi gibi âlimler bunlar arasında sayılabilir.
Osmanlı padişahlarının lakapları
KANUNİ EBUSSUUD EFENDİ’DEN NE FETVASI ALDI?
Kanûnî Sultan Süleyman, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki meyve ağaçlarını karıncaların sarması üzerine, kurtulmak için çare araştırır ve ağaçların gövdelerine kireç dökülürse meselenin çözüleceğini öğrenir.
Fakat Şeyhülislam'dan izin alması lazım gelir. Sualini şiirleştirerek bir beyitle Ebussuud Efendi'ye sorar: "Dırahtı (ağacı) sarmış olsa eğer karınca/ Zarar var mı karıncayı kırınca." Ebussuud Efendi, padişahın bu zarif ifadesine aynı zariflikte bir beyitle karşılık verir: "Yarın divânına Hakkın varınca/ Süleyman'dan alır hakkın karınca."
DÖNEMİN EN ÇOK BAŞVURULAN İSİMLERİNDEN BİRİ OLDU
Osmanlı coğrafyasındaki çeşitli tasavvufî düşünce ve uygulamaların genelde şekillendiği bu dönemde, tasavvuf alanında verdiği fetvâları ile dikkati çekmiş, sonraki dönem tasavvuf tartışmalarında da en çok başvurulan bir şahsiyet olma özelliğine sahip olmuştur.
HANGİ KONULARDA FETVE VERDİ?
Osmanlı iktisat ve eğlence dünyasının önemli örneklerinden biri sayılan kahve içilmesinin yanında, Kur'an tilaveti, öğretimi ve genel dinî hizmetlerden ücret alma gibi dinî-iktisadî konular ile, para vakıfları, tımar sistemi, vergi sistemi gibi toplumun hemen her kesimini yakından ilgilendiren siyasî-iktisadî olaylar hakkında asırlar boyu tartışma ve uygulamalara kaynaklık eden fetvâları günümüzde bile güncelliğini korumaktadır.
Ebussuûd Efendi'yi kendi dönemi başta olmak üzere sonraki dönemlerde de meşhur eden eserleri onun tefsiri ve fetvâları olmuştur.
Ebussuûd Efendi'nin tefsir alanındaki önemli eseri İrşadü'l-akli's-selim ilâ mezâyâ'l-Kur'âni'l-Azîm'dir. Bu eser Abdullah Aydemir tarafından doktora tezi olarak incelenmiştir. Ebussuûd Efendi, Kur'an-ı Kerim'i bir bütün halinde tefsirin yanında, çeşitli tefsir ve sureler üzerine de bazı çalışmalar yapmıştır.
Ebussuûd Efendi'nin hayatına biyografi, bibliyografya, Osmanlı siyasî, iktisadî, hukuk, kültür, sosyal ve özellikle de tasavvuf tarihinden söz eden hemen bütün kaynaklarda rastlamak mümkündür.