Kanuni Kudüs’e nasıl hizmet etti?
Kudüs, İslam'ın ilk kıblesi, Müslümanlar için üç mübarek beldeden biri ve Miraç hadisesinin başlangıç noktası… Peki, Kanuni Sultan Süleyman'ın bu mukaddes şehre nasıl hizmet ettiğini biliyor musunuz? Kudüs'ün harap halinin haberini alan Kanuni, "Dimesünler ki çok hazîne gider / Bir içim suyı bin hazîne değer" diyerek derhal şehrin ihya edilmesini emretmiş, bu uğurda hiçbir fedakârlıktan sakınmamıştı. Onun Kudüs'e verdiği hizmetleri sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 30.09.2019
09:25
Güncelleme Tarihi: 30.09.2019
09:30
KUDÜS SU KAYNAKLARINA KAVUŞUYOR
Na'îmî, bizzat kendisinin de bu su kaynaklarının olduğu dağı gördüğünü, adeta cennetin ayağına getirilmiş gibi hissettiğini yazıyor. Bu pınarların güzelliğini anlatmanın mümkün olmadığını düşünse de, cana safa, hastalığa şifa verdiğini, seyrinin dahi elemi yok ettiğini dile getirerek pınarların ismini şu şekilde sıralıyor: Ayn-ı A'tân, Ayn-ı Ferrûc ve Ayn-ı Sâlih.
Na'îmî, aylarca süren çalışmaların ardından suyun şehre ulaştırılmasıyla vadilerin gülistana, toprağın çimenlerle yeşil bir denize döndüğünü söylüyor. Halkın da suya kandığını belirten müellif, her türlü hayrın bir karşılığı olduğunu ancak suya kavuşturmanın her hayrın üzerinde olduğunu ekliyor.
‘GÖR OL ÂB-I LATÎFÜN ÂDÂBIN / HAREM'ÜN BASMADI GEÇÜP BÂBIN’
Mübarek bir vakitte Kudüs'e ulaşan suyun Harem-i Şerif'e girişini aşağıdaki beyitlerle tasvir ediyor:
"Gör ol âb-ı latîfün âdâbın Harem'ün basmadı geçüp bâbın
Geçdi tahtından işigünün ol Budur ehl-i tevâzu' olana yol"
MESCİDLERİN İHYÂSI VE TEZYÎNİ
Su ile bereketlenen toprakların ardından sıra Mescid-i Aksa'nın tamirine geliyor.
Mescid-i Aksâ ve Kubbetu's Sahra'nın baştan ayağa harap olduğunu yazan Na'îmî, yağmurda kubbelerden sızan suyun mescitlere dolduğunu anlatıyor.
‘SAHRATULLAH'LA MESCİD-İ AKSÂ OLMIŞ İDİ HARÂB’
Yağmurun yağdığı sırada bir müminin içeri girmesi durumunda, sudaki balık gibi olacağını şu beyitlerle dile getiriyor:
"Sahratullâh'la Mescid-i Aksâ Olmış idi harâb sertâpâ
Kubbeler eyle olmuş-ıdı harâb Vakt-i bârânda içine akan âb
Kapularından akmasa fil-hâl Mescid olurdı suyla mâlâmâl
Girse bir mü'min ol mahalde ânâ Bî-şekk olurdı ke's-semeki fi'l-mâ"
KANUNİ, KÂBE GİBİ İNŞA EDİLMESİNİ İSTİYOR
Mescid-i Aksa'nın bu harap halinden haberdar edilen Sultan Süleyman, derhal emir vererek mescidin ihya edilmesini istiyor. Mescid-i Aksa'nın Kâbe gibi âbâd edilmesini Na'îmî, şu beyitlerle anlatıyor:
"Çünki bu hâli Aksâtullâh'un Oldı rûşen zamirine şâhun
Câyiz olmadı hîç yanında Ki harâb ola ol zamânında
Emr kıldı o menba'-ı ihsân Kuds ola Ka'be gibi âbâdân
Lâzım ise eger esâs-ı cedîd Eyleyeler binâ idüp tecdîd
Eyle sa'y ideler o bünyâda Olmaya dahî misli dünyâda"