Kanuni’nin büyük galibiyeti: Estergon
Osmanlı'nın "Muhteşem Yüzyıl" nın "Muhteşem Süleyman'ı" Kanuni, bundan tam 498 yıl önce bugün tahta çıktı. O tarihin ardından hüküm sürdüğü toprakları adaletle yönetti; çıkardığı kanunlarla "dünyanın en büyük kanun yapıcısı" olarak tarihe geçti. En büyük galibiyetini ise, Macarlar için kutsallığın büyük sembolü Estergon Kalesini fethetmesiyle kazandı. Avusturya ordusu ile gerçekleştirilen şiddetli çatışmaların ardından Osmanlı himayesi altına alınan kale için, bir kanun dahi hazırlandı...
Giriş Tarihi: 30.09.2018
16:04
Güncelleme Tarihi: 10.08.2020
09:48
SAVAŞMADAN OSMANLI'YA TESLİM EDİLDİ
1529 yılının Eylül ayında, Budin fethedildikten sonra batıya, Viyana üzerine doğru yürüyüşe karar verildi.
Semendire sancakbeyi Yahya Paşazade Mehmed Bey, öncü birlikleriyle beraber ilerlemeye başlamış, Osmanlıkuvvetleri karşısında dayanamayacağını anlayan Estergon Kalesi muhafızı Pal Varday ile Macar krallık tacı muhafızı Pal Perenyi, kaleyi savaşmaksızın Osmanlı kuvvetlerine teslim etmişlerdi.
KANUNİ'NİN ÖNCELİĞİ ESTERGON'DU
Estergon Kalesinin bu ilk fethi oldukça kısa sürdü. 1530 yılında General Von Roggendorf tarafından Estergon geri alındı.
Estergon'u öncelikleri arasına alan Kanuni, Kral Ferdinand tarafından 1532'de gönderilen elçiye, Estergon Kalesinin anahtarlarının gönderilmesini başlıca şart olarak ileri sürdü.
Macar Kralı János Szapolyai'nin 1540 yılında ölümünün ardından Avusturyalılar ile Osmanlılar arasında Macaristan'ın yönetimi konusunda bir rekabet başladı. Daha önce Budin ve Peşte'yi fetheden Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman, 1543 yılı Nisan ayı sonlarında Edirne'den yola çıktı ve 25 Temmuz 1543'te ordusuyla Estergon Kalesi'ni kuşattı.
Kalenin kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine girmesi, bu kuşatma ile oldu. Estergon, Osmanlılar Budin'e yerleştikten sonra, Avusturyalılar tarafından büyük ölçüde tahkim edilmişti. Alman, İspanyol ve İtalyan olmak üzere 1300 kadar yardımcı asker de kaleyi muhafaza ediyordu.
CAMİYE ÇEVRİLEN KATEDRALDE 'PÎR-İ MİMARAN' İMZASI
25 Temmuz'da başlayan kale kuşatması, 6 Ağustos'ta yapılan hücumla şiddetlendi. Katedralin tepesinde, altından yapılmış haçın bir gülle ile yıkılması, kuşatanların maneviyatını yükseltti.
Bunun üzerine İspanyolların teslim talebiyle kale kapıları 10 Ağustos 1543 tarihinde, Kanuni Sultan Süleyman'a açıldı. Büyük katedral, Mimar Sinan tarafından, gotik özelliklerine müdahale edilmeden camiye çevrildi.
Cihan sultanı, ilk cuma namazını burada kıldı. Kale, yeniden tahkim edilerek bir sancakbeyliği haline getirildi ve Budin Beylerbeyliğine bağlandı.
ESTERGON SANCAĞI İÇİN KANUN HAZIRLANDI
Kanuni, Budin eyalet kanunu ile birlikte Estergon sancağı kanunu da hazırlattırdı ve buradan Avusturya'ya ihraç edilecek veya Avusturya'dan ithal edilecek mallar için de ayrı bir gümrük kanunu düzenlettirdi.
Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul'a dönüş sırasında Saruhan sancakbeyi olan oğlu Şehzade Mehmed'in, Manisa'da vefat ettiği haberini aldı. İstanbul'a gedikten sonra da oğlunun cenazesinin Manisa'dan İstanbul'a getirilmesini emretti ve cenaze, Şehzade Camii yanına defnedildi.
"KELLE VERİR, KALE VERMEYİZ!"
Kanuni'nin Estergon zaferinden yaklaşık elli yıl sonra kale, Alman, Leh, Çek ve İtalyanlardan oluşan 80 bin kişilik bir Haçlı ordusu tarafından kuşatıldı. Bu sırada Estergon Kalesi'nde yalnızca 5 bin Türk askeri bulunuyordu.
Durum gerçekten çok kötüydü ve yardım alma ihtimali de yoktu. Düşmanın teslim olma teklifi Estergon muhafızı Kara Ali Bey tarafından kabul edilmedi.
Kara Ali Bey ve yanındakiler, "Biz Rumeli gazileriyiz; kelle verir, kale vermeyiz!" diyorlardı. Bu inancı taşıyan er kişilerin savunduğu kaleyi düşürmek elbette kolay olamazdı.