Kanuni'nin büyük yürüyüşü: Estergon
Hak Teala'nın adı ile cihad eden Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı namını Avrupa'nın soğuk kalelerine yerleştiren yegane isimdi. Bir Batı fatihi olarak tebarüz eden Kanuni, adaletten asla taviz vermeyen büyük bir padişahtı. Çıkardığı kanunlar ile tüm Osmanlı topraklarını adilane bir şekilde yöneten Sultan Süleyman, Macarların kutsaliyet atfettiği şehir olan Estergon'u fethederek Viyana'yı ele geçirmek için Avusturyalılara büyük bir gözdağı verdi. Kanuni Sultan Süleyman bu büyük yürüyüşünün nihayetinde Estergon için bir kanunname dahi hazırlatmıştı.
Giriş Tarihi: 09.08.2022
09:58
Güncelleme Tarihi: 10.08.2024
16:21
◾ Estergon'u öncelikleri arasına alan Kanuni , Kral Ferdinand tarafından 1532'de gönderilen elçiye, Estergon Kalesi'nin anahtarlarının gönderilmesini başlıca şart olarak ileri sürdü.
◾ Macar Kralı János Szapolyai 'nin 1540 yılında ölümünün ardından Avusturyalılar ile Osmanlılar arasında Macaristan'ın yönetimi konusunda bir rekabet başladı. Daha önce Budin ve Peşte'yi fetheden Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman , 1543 yılı Nisan ayı sonlarında Edirne'den yola çıktı ve 25 Temmuz 1543'te ordusuyla Estergon Kalesi'ni kuşattı.
◾ Kalenin kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine girmesi , bu kuşatma ile oldu. Estergon, Osmanlılar Budin'e yerleştikten sonra, Avusturyalılar tarafından büyük ölçüde tahkim edilmişti. Alman, İspanyol ve İtalyan olmak üzere 1300 kadar yardımcı asker de kaleyi muhafaza ediyordu.
◾ 25 Temmuz 'da başlayan kale kuşatması, 6 Ağustos'ta yapılan hücumla şiddetlendi. Katedralin tepesinde, altından yapılmış haçın bir gülle ile yıkılması, İslam ordusunun maneviyatını yükseltti.
El yazmalarının ışığında Kanuni'nin seferleri
◾ Bunun üzerine İspanyolların teslim talebiyle kale kapıları 1543 tarihinde, Kanuni Sultan Süleyman'a açıldı. Büyük katedral, Mimar Sinan tarafından, gotik özelliklerine müdahale edilmeden camiye çevrildi.
◾ Cihan sultanı Sultan Süleyman, ilk cuma namazını burada kıldı. Kale, yeniden tahkim edilerek bir sancakbeyliği haline getirildi ve Budin Beylerbeyliği'ne bağlandı.
◾ Kanuni, Budin eyalet kanunu ile birlikte Estergon sancağı kanunu da hazırlattırdı ve buradan Avusturya'ya ihraç edilecek veya Avusturya'dan ithal edilecek mallar için de ayrı bir gümrük kanunu düzenlettirdi.
◾ Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul'a dönüş sırasında Saruhan sancakbeyi olan oğlu Şehzade Mehmed'in , Manisa'da vefat ettiği haberini aldı.
◾ İstanbul'a gedikten sonra da oğlunun cenazesinin Manisa'dan İstanbul'a getirilmesini emretti ve cenaze, Şehzade Camii yanına defnedildi.
◾ Kanuni'nin Estergon zaferinden yaklaşık elli yıl sonra kale, Alman, Leh, Çek ve İtalyanlar dan oluşan 80 bin kişilik bir Haçlı ordusu tarafından kuşatıldı. Bu sırada Estergon Kalesi'nde yalnızca 5 bin Türk askeri bulunuyordu.
Kanuni'nin hayatına ışık tutan en önemli kaynak: Süleymannameler
◾ Durum gerçekten çok kötüydü ve yardım gelme ihtimali de yoktu. Düşmanın teslim olma teklifi Estergon muhafızı Kara Ali Bey tarafındanşiddetle reddedildi.
◾ Kara Ali Bey ve yanındakiler, "Biz Rumeli gazileriyiz; kelle verir, kale vermeyiz!" diyorlardı. Nitekim kuşatmanın uzaması, düşman askerlerini yöneten kumandanların psikolojilerini bozdu ve askerlerini kırbaçlatma ya başladılar.
◾ Bu durumu gören Kara Ali Bey yüksek bir sesle bağırdı: "Şu mel'un kumandan yere düşürülürse, düşman askerlerinin hepsi geri dönecektir. Kim onu vurursa, kendisine dilediği verilecektir!"
◾ Bunun üzerine Osman adında bir yiğit "Ya Allah" diyerek, düşman kumandanını yere serdi. Ancak, bu sırada kale kumandanı Kara Ali Bey de şehit oldu. Onun yerine kumandayı, o sırada kalede bulunan Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşa aldı.
◾ Kıtlık ve susuzluğun başladığı kalede, durum gerçekten vahimdi. Kalede bulunan tarihçi Peçevi İbrahim Efendi durumu şöyle özetliyordu: "Sarnıç etrafında hararetinin şiddetinden ıslak mermerleri yalayan ve bir damla su için çırpınan elsiz ayaksız yaralıların inlemeleri yürekleri sızlatıyordu"