Arama

Kanuni'nin büyük yürüyüşü: Estergon

Hak Teala'nın adı ile cihad eden Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı namını Avrupa'nın soğuk kalelerine yerleştiren yegane isimdi. Bir Batı fatihi olarak tebarüz eden Kanuni, adaletten asla taviz vermeyen büyük bir padişahtı. Çıkardığı kanunlar ile tüm Osmanlı topraklarını adilane bir şekilde yöneten Sultan Süleyman, Macarların kutsaliyet atfettiği şehir olan Estergon'u fethederek Viyana'yı ele geçirmek için Avusturyalılara büyük bir gözdağı verdi. Kanuni Sultan Süleyman bu büyük yürüyüşünün nihayetinde Estergon için bir kanunname dahi hazırlatmıştı.

◾ Bunun üzerine İspanyolların teslim talebiyle kale kapıları 1543 tarihinde, Kanuni Sultan Süleyman'a açıldı. Büyük katedral, Mimar Sinan tarafından, gotik özelliklerine müdahale edilmeden camiye çevrildi.

◾ Cihan sultanı Sultan Süleyman, ilk cuma namazını burada kıldı. Kale, yeniden tahkim edilerek bir sancakbeyliği haline getirildi ve Budin Beylerbeyliği'ne bağlandı.

Kanuni, Budin eyalet kanunu ile birlikte Estergon sancağı kanunu da hazırlattırdı ve buradan Avusturya'ya ihraç edilecek veya Avusturya'dan ithal edilecek mallar için de ayrı bir gümrük kanunu düzenlettirdi.

◾ Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul'a dönüş sırasında Saruhan sancakbeyi olan oğlu Şehzade Mehmed'in, Manisa'da vefat ettiği haberini aldı.

◾ İstanbul'a gedikten sonra da oğlunun cenazesinin Manisa'dan İstanbul'a getirilmesini emretti ve cenaze, Şehzade Camii yanına defnedildi.

◾ Kanuni'nin Estergon zaferinden yaklaşık elli yıl sonra kale, Alman, Leh, Çek ve İtalyanlardan oluşan 80 bin kişilik bir Haçlı ordusu tarafından kuşatıldı. Bu sırada Estergon Kalesi'nde yalnızca 5 bin Türk askeri bulunuyordu.

Kanuni'nin hayatına ışık tutan en önemli kaynak: Süleymannameler

◾ Durum gerçekten çok kötüydü ve yardım gelme ihtimali de yoktu. Düşmanın teslim olma teklifi Estergon muhafızı Kara Ali Bey tarafındanşiddetle reddedildi.

◾ Kara Ali Bey ve yanındakiler, "Biz Rumeli gazileriyiz; kelle verir, kale vermeyiz!" diyorlardı. Nitekim kuşatmanın uzaması, düşman askerlerini yöneten kumandanların psikolojilerini bozdu ve askerlerini kırbaçlatmaya başladılar.

◾ Bu durumu gören Kara Ali Bey yüksek bir sesle bağırdı: "Şu mel'un kumandan yere düşürülürse, düşman askerlerinin hepsi geri dönecektir. Kim onu vurursa, kendisine dilediği verilecektir!"

◾ Bunun üzerine Osman adında bir yiğit "Ya Allah" diyerek, düşman kumandanını yere serdi. Ancak, bu sırada kale kumandanı Kara Ali Bey de şehit oldu. Onun yerine kumandayı, o sırada kalede bulunan Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşa aldı.

◾ Kıtlık ve susuzluğun başladığı kalede, durum gerçekten vahimdi. Kalede bulunan tarihçi Peçevi İbrahim Efendi durumu şöyle özetliyordu: "Sarnıç etrafında hararetinin şiddetinden ıslak mermerleri yalayan ve bir damla su için çırpınan elsiz ayaksız yaralıların inlemeleri yürekleri sızlatıyordu"

  • 10
  • 10

Durum gittikçe kötüleşiyordu. Bu sırada Yeniçeri askerlerinin ayaklanması ise her şeyi alt üst etti. Artık teslim olmaktan başka çare kalmamıştı. Aralarında, Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşa'nın da bulunduğu esirler, Tuna nehrindeki gemilere bindirilerek Vişegrad'a götürüldüler…

◾ Estergon Kalesi'nin elden çıkması ve orada verilen şehitler, bütün milleti yürekten yaraladı. Kaleden geriye nesilden nesile söylenen "Estergon Kalesi" adlı türkü kaldı…

"Estergon Kalesi subaşı durak
Kemirir gönlümü bir sinsi firak
Gönül yâr peşinde yâr ondan ırak
Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yâr peşinde gezer koşar kara bahtlıyım"

12 maddede Kanuni'nin son seferi ve ölümü

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN