Kimyanın temellerini atan üç İslam alimi
Plastik, suni ipek, yapay kauçuk ve petrol gibi ürünlerle insülin ve penisilin gibi ilaçların tamamının, kimya alanının gerçek öncüleri olan Müslüman alimlerce keşfedildiğini biliyor musunuz? Peki ya, "kimya" kelimesinin tüm dünyaya bu bilimin temellerini oluşturan Müslüman alimler sayesinde yayıldığını? İslam'ın altın çağında, olağanüstü keşifleriyle üç âlime dair bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 29.09.2019
14:19
Güncelleme Tarihi: 03.12.2019
22:53
1250 YIL ÖNCE KİMYANIN TEMELLERİNİ ATTI
Şapı damıtmak suretiyle sülfirik asit üretti ve maddeleri gazlar, metaller ve mineraller olarak sınıflandırmaya başladı.
Kimyasalların özelliklerini yitirmeksizin birleşerek, gözle görülmeyen element bileşikleri oluşturması hakkında da yazdı. Tüm bunlar bugün herkesin bilebileceği bir şey gibi görünse de, bundan 1250 yıl öncesi için Câbir, zamanının çok ilerisinde bir kişiydi.
KİMYASAL DENEY İMKÂNINI ARTTIRDI
Ampirik çalışmaya çok önem veren bu seçkin bilim insanının en önemli araştırması asitler üzerinedir. Eski dünyada, sirkeye tadını veren asetik asitten daha güçlü bir asit bilinmemekteydi.
Günümüzde kimya endüstrisinin vazgeçilmezlerinden olan sülfürik, nitrik ve nitromuriyatik asitleri keşfeden Câbir, kimyasal deney imkânını önemli ölçüde artırmıştır.
HASSAS TERAZİYİ O GELİŞTİRDİ
Takribi 1 kilograma denk gelen ratıl ağırlık biriminden 6,480 kat daha küçük ağırlıkları ölçebilen bir hassas kantar geliştirdi ve oksitlenmenin olduğu belirli durumlarda metallerin ağırlığının azaldığını ortaya koydu.
Onun çalışmaları arasında Kimyasal Özellikler Üzerine Büyük Kitap, Ağırlık ve Ölçü Birimleri, Kimyasal Bileşikler ve Boyalar gibi eserler yer almaktadır. Bu eserlerde su banyosunun ve kimyasal fırının kullanımı açıklanmakta, cıva oksit ve sülfür bileşikleri gibi önemli kimyasal maddelerden bahsedilmektedir.
KİMYANIN GÜNDELİK UYGULAMALARINA İLGİ DUYUYORDU
Câbir, Müslüman âlimlerin çoğu gibi topluma faydalı olmak istediğinden kimyanın gündelik uygulamalarına ilgi duyuyordu.
İnanılmaz derecede meraklı olan Câbir, kumaş ve deri boyama, saç boyaları hazırlama, kumaşı su geçirmez yapan ve demiri koruyan cilalar yapma, cam üretiminde kullanılan manganez dioksit, altın renginde yazı yazmak için demir pirit, çini ve seramiği sırlamak için tuzlar ve asetik asidi yoğunlaştırmak için sirkenin damıtılması gibi konularda araştırmalar yaptı.
Yangında yanmayan bir tür kâğıt ile gece okunabilen mürekkep dahi geliştirmişti.
EN BÜYÜK KATKISI METALLER ALANINDAYDI
Câbir'in metallerinden rafine edilmesi ve çelik hazırlanması konusundaki çalışmaları döküm tekniklerinin gelişmesine katkıda bulunmuştu.
Kimya teorisine en büyük katkıları arasında metallerin yapısı konusundaki görüşleri yer almakta olup bu görüşler, çok az değişiklikle modern kimyanın başlangıcı sayılan 18'inci yüzyıla kadar ulaştı.
Bu araştırmaların tamamı, Irak'taki Kufe şehrinin Şam Kapısı olarak bilinen mahallesinde yapılan hafriyat çalışmaları sırasında, ölümünden iki yüz yıl sonra yeniden ortaya çıkarılan laboratuvarında yapılmıştı.
Molozlardan çıkarılanların arasında bir havan ve büyükçe bir parça altın da bulunuyordu.