Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Kızı Şadiye Sultan’ın kaleminden Sultan Abdülhamid’in sürgün yılları

Kızı Şadiye Sultan’ın kaleminden Sultan Abdülhamid’in sürgün yılları

Otuz üç yıl devletin başında olan Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı'nın en önemli padişahlarından biriydi. Devletin içinde bulunduğu zor zamanlarda yönetimi devralan Sultan'a karşı, 31 Mart olaylarının ardından darbe yapıldı. Kendisine sadık olan Birinci Ordu ile karşı konulması hususunda yapılan teklifleri kabul etmeyerek, Müslüman'ı Müslüman'a kırdıramayacağını söyledi. Tahttan hal edilerek Selanik'e sürgüne gönderilen Sultan Abdülhamid, burada oldukça zor yıllar geçirdi. Bahçeye çıkması, pencerelerin açılması dahi yasaktı. İşte kızı Şadiye Osmanoğlu'nun kaleminden Sultan Abdülhamid'in sürgün yılları...

  • 11
  • 15

📌 Babamı mahzun ve kederli sanıp, mahsusen gülerek ve neşe ile yanına gittim, koynumdaki sigaraların hepsini kendisine teslim ettim, çok memnun oldu.

"Su çantanızı da getirdim, fakat anahtarı yok. Belki Nadir Ağa'da kalmıştır, bir çakı olsa da kessek, belki susuzsunuzdur." dedim. Güldü ve "Bunda su yoktur, sudan daha mühim şeyler vardır. Bu hususu bilahare seninle görüşürüz" dedi. Beni yanallarımdan tekrar tekrar öptü. "Bu vaziyetimi görüp de beni mahzun zannedip kederlenmeyin kızım!" dedi. "Çok memnunum. Ceddimin hangisi fazla hizmet gayreti göstermişse, canlarını da bu uğurda kaybetmişlerdir, ben yalnız hal-i tabii ölmeyi tercih ederdim. Ne öldürülmek ve ne de intihar etmek isterim.

  • 12
  • 15

Dünyada kim baki kalmıştır, cümlemizin akıbeti er geç ölümdür. Ecelimle rahat yatağımda ömrümü tamamlamayı arz ederim, eğer nasibim bu ise bahtiyarım. Çoktan mevkiimi terk etmeği hatırıma koymuştum ve hatta bazı bendeganıma da söylemiştim; ama onlar daima mukavemet ederek beni bu fikirden caydırmaya çalışmışlardır; çünkü ferahları saltanatımla kaimdi. Kendi arzumla yapmak istediğim, bugün bir emr-i vaki ile olmuştur.

Allah'ıma sığındım. Vicdanımı tazip edecek harekette bulunmadım. Kimsenin başını menfaatim için kestirmedim. Kimsenin idamını imza etmedim. Yalnız bir tek harem ağasının idamını işlediği bir cinayetten dolayı kısasa kısas olmak üzere imza ettim." demiştir.

Abdülhamid'e karşı düzenlenen darbe girişimi 'bir sopa' ile nasıl önlendi?

  • 13
  • 15
Sabundan dahi mahrum bırakıldılar
Sabundan dahi mahrum bırakıldılar

📌 Gecelerimizi bir köşeye büzülerek geçirdik. Küçücük yastık kadar ince iki ot minderi birbirine bitiştirip üzerine yatardık. Yorgan, yastık, çarşafa benzer hiçbir şey yoktu.

📌 Babamın bitişiğindeki odada toplu olarak yatar, kalkar, otururduk. Diğer odalar boştu. Onlardan istifade edemezdik. Burada bir hapis rejimine tabi olduğumuz anlaşılıyordu. Sabun yoktu. Alatini Köşkü'nün eski sahiplerinden ara kalmış küçük parçalarını idare ile kullanmaya mecbur olduk.

"Sultan Abdülhamid'in ilk kez sergilenen şahsi eşyaları"nı
Youtube kanalımızdan izlemek için tıklayın

  • 14
  • 15
Panjurların açılması yasaktı
Panjurların açılması yasaktı

📌 İlk yemeklerimizi hatırlarım, büyük bir teneke tabla içinde getirildi. Pilav ve yoğurttan ibarettiler. Çatal ve kaşık yoktu. Ellerimizle yiyebildiğimiz kadar yiyorduk. Babamın yemek takımını kahvecisi beraberinde getirmişti. Musluklar pis ve sular zehir gibi acı idi; üstelik biz bunu avucumuzla içiyorduk.

📌 Panjurların açılması yasak edilmişti, güneş ve havadan da mahrumduk. Üzerimdeki elbiseyi çıkarır yıkardım, kuruyuncaya kadar çıplak oturur, beklerdim. Diğerleri de aynen böyle yaparlardı.

Abdülhamid tahttan neden ve kim tarafından indirildi?

  • 15
  • 15
Bahçeye çıkarılmazlardı
Bahçeye çıkarılmazlardı

📌 Bahçede nöbetleşe devriyeler dolaşırdı. Kapıların anahtarları onlarda idi. Bizi dışarı çıkarmazlardı. Köşkün geniş terasına, serinlemek için bazı akşamlar yalnız babam çıkabilirdi. Bu, babama unutularak bırakılmış, tek nefes alma imkânıydı. Selanik çok sıcak bir yerdi.

📌 Bir ay mahrumiyet ve azaplar içinde inim inim inledikten sonra, evlerimizden hepimize sandık eşya geldi. Yatak levazımına, şahsi bazı eşyalarımıza kavuşmuştuk, hemen maneviyatımız düzeldi. Babama, muhafız askerleriyle birlikte bütün masrafları için bin lira aylık tahsis edilmişti. Bundan nakit olarak bizlere de onar lira harçlık ayrılırdı."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN