Küçük aletlerin tarihçesi
Gündelik hayatta kullandığımız, hayatımızı kolaylaştıran küçük aletler üzerinde hiç düşündünüz mü? Elinize batan çengelli bir iğne, sıcak leziz bir çorbayı içmenize yardımcı olan kaşık, elbisemizde kalan iplik fazlalığını kesmek için kullandığımız makas ve daha pek çok aletin tarihçesi nedir? Bu aletlerin tarihçesini merak ediyorsanız "küçük ama önemli şeyler üzerine düşünme" yolculuğuna çıkabiliriz.
Giriş Tarihi: 21.01.2020
09:48
Güncelleme Tarihi: 21.01.2021
09:26
Pek çok alanda hayatımızda bir yeri olan makas Mezopotamya'da yaklaşık 3000 yıldır kullanılmış. Yapılan araştırmalara göre ilk makas örneğine Bronz Çağı'nda rastlanmış. C şekilli yaylara bağlı kesiciler bulunduğu makaslar ise M.S. 1500 yılında Mısır'da sanat eserlerinden silüetleri kesip çıkarmak için kullanılmış. Antik Roma'da ve Asya'nın bazı bölgelerinde kullanılan menteşeli makaslar, bronz ve demirden yapılmış ve 16. yüzyıl Avrupası'nda kullanılanlarla benzerlik göstermiş. Modern anlamda makas üretiminin ise 1663 yılında Çin'de başladığı bilinmekte.
Tarihte bilinen ilk ütü örneği, bundan çok uzun zaman önce tavaya benzer şekilde Çin'in bir köyünde ortaya çıkmış. Bu dönemde ütünün işlevini yerine getirmesi için gerekli olan ısı ise, odun kömürünün yakılması sonucu elde edilmiş. Çin menşeli olan ütü zamanla pek çok medeniyete de yayılmış.
Eski Yunan'da ütünün kullanımı ise daha ilginç. Mumya mezarlarında bulunan elbiselerin çok düzgün bir şekilde bulunması araştırmacıları şaşırtmış, bu sebeple pek çok araştırmacı ütünün Mısır'da yaygın olduğu görüşünde.
Divanül Lügat-i't Türk’te “ütük”
En kadim medeniyetlerden olan Yunanların ütüsü ise benzerlerinden oldukça farklıymış. Yunanlıların kullandığı ütüler, ıstılmış çubuklardan yapılan silindir şeklindedir. Romalılarda ise ütülü elbise giymek toplumsal statünün bir göstergesi olarak kabul edilmiş...
Türk kültüründe ütüye ilk yazılı kaynaklarımızdan olan Divanül Lügat-i't Türk'te rastlarız. Divanül Lügat-i't Türk'te "ütük" olarak geçen alet, Kaşgarlı'nın ifadesiyle "Düz bir demir parçasının kızdırılıp bastırılması sonucu elde edilen eşya." olarak tanımlanmıştır.
En ilginç icat hikayelerinden biri çengelli iğneye ait. Çengelli iğneyi Amerikalı bir mühendis olan Walter Hunt, 15 dolarlık borcunu nasıl ödeyeceğini düşünürken elindeki teli dalgın bir şekilde bükerek bulmuş. Çengelli iğnenin patentini aldığında kazandığı para ise borcunu kapaması için fazlasıyla yeterliymiş. Görüldüğü üzere küçük icatlar bazen hayat kurtarır.
Basit bir mekanizma gibi görünen fakat oldukça işlevsel olan fermuarın tasarımı oldukça uzun zaman almış. Maryland Üniversitesi'nde tarihçi Robert olan Robert Friedel, fermuarın geç icadı konusunda ""uçağın ve bilgisayarın icadı daha kısa sürdü" yorumunda bulunmuş. Peki bu denli öneme sahip bir alet nasıl icat edilmiş?
Dikiş makinesini icat eden Elias Howe 1851 yılında kıyafetleri kapatmak için keşfettiği sistemle fermuarın ilk adımlarını atmış olsa da bu fermuar pek fazla ilgi görmemiş. Fermuarın yaygınlaşması İsveçli bir mühendis olan Gideon Sundback'i beklemiş. Sundback, karısının ölümünün ardından işini bırakıp kendisini tasarıma vererek bugünkü fermuarın atasını icat etmiş. İlk zamanlarda yalnızca kovboy çizmelerinde kullanılan bu mucizevi küçük detay; daha sonrasında elbise, çanta, valiz gibi pek çok eşyanın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş.