Leonardo da Vinci Osmanlı'ya ne teklif etti?
İstanbul, asırlar boyunca tüm dünyayı kendine hayran bırakan doğal bir güzelliği içinde barındırdı. Masmavi sularıyla büyüleyen Boğaz'a açılan Haliç, İstanbul'un tarihi semtleri Eminönü ile Karaköy'ü birbirinden ayırıyordu. Haliç'in iki yakasını bir araya getirmek ise, Osmanlı sultanı II. Bayezid'in hayallerinden yalnızca biriydi. Sultanın bu isteğini duyan Leonardo da Vinci, derhal bir mektup kaleme aldı…
Giriş Tarihi: 17.09.2018
18:00
Güncelleme Tarihi: 19.09.2018
17:08
“BU KULUNUZ, ARZULARINIZI GERÇEKLEŞTİREBİLİR!”
Leonardo, kaleme aldığı mektupta, çarkları rüzgârla dönen bir değirmenden ve gemilerin suyunu boşaltmaya yarayan bir tulumbadan söz eder. Ardından asıl konuya, yani Galata ile tarihi yarımada arasında kurulacak bir köprüden bahseder.
Leonardo, Sultan II. Bayezid'e hitaben şu sözleri kaleme alır:
"Acizleri, efendimizin Galata'dan İstanbul'a bir köprü kurdurmak için teşebbüse geçtiklerini işittim. Lakin bu işe ehil bir kimse bulamadıklarını öğrendim. Bu işten anlayan kulunuz, arzularınızı gerçekleştirebilir. Köprü, yüksek bir kemer üzerine kurulacaktır. Fakat bu kadar yüksek kemerli bir köprü üzerinden kimsenin geçmek cesaretini gösteremeyeceğini düşündüğüm için kenarlarını tahta parmaklıklarla örteceğim. Kemeri, o kadar yüksek tasarlamamın sebebi, altından yelkenlilerin rahatça geçebilmeleri içindir.
Efendimiz Hazretleri irade buyururlarsa, Anadolu sahiline kadar uzayacak, gerektiğinde açılır kapanır bir köprü dahi inşa edebilirim. Burada su daima hareket halinde olduğundan kenarların aşınmaması için bir çare düşündüm. Bununla su akıntısı dirsek ve kenarlara zarar vermeyecektir. İnşallah Sultan Hazretleri, bu aciz kulunun sözlerine inancını bağışlar da onu her zaman hizmetlerinde görmeyi arzular ve cevap vermek lütuflarını esirgemezler."
Belgenin sonunda "Bu mektup temmuz ayının üçünde yazılmış ve yazılış tarihinden dört ay sonra ele geçmiştir" kaydı bulunuyor.
GEMİLERİN GEÇECEĞİ BÜYÜK BİR KEMER BULUNUYOR
Paris Institut de France kütüphanesinde bulunan "Leonardo Kodeksi" nde sanatkârın el yazısını içeren bir köprü taslağı yer alıyor.
Bu taslağın, Galata ile İstanbul arasına yapılması planlanan köprüye ait olduğu tahmin ediliyor. Taslağın tarihi, kodekste 1502-1503 olarak gösterilmiş olduğundan, mektubun da Osmanlı Sarayı'na bu tarihlerde gönderilmiş olduğu düşünülüyor.
Taslakta yer alan bilgilere göre, köprünün genişliği 25 metreden fazla. Su seviyesinden yüksekliği 41 metreyi geçiyor; uzunluğu ise, 350 metreyi buluyor. Köprünün altında gemilerin geçmesi için bir de büyük bir kemer yer alıyor.
DA VINCI’NIN TEKLİFİ REDDEDİLDİ
Mektupta, Da Vinci'nin sadece Haliç'e köprü planıyla yetinmediği, Boğaz'a da açılıp kapanan bir köprü kurmayı önerdiği görülüyor.
Bu plan, Boğaziçi için düşünülmüş, tarihteki ilk köprü tasarımı olabilir. Bu mektuba, herhangi bir cevap verilip verilmediği de bilinmiyor; ancak Leonardo'nun tekliflerinin olumlu karşılanmadığı da bir gerçek.
Osmanlı döneminde, Batılı mühendislerin ve bilim insanlarının Müslüman olmadan istihdam edilebilmeleri 18. Yüzyıl'da mümkün olabildi. Bu mektubun Türkçeye çevirisinin başlangıcında Leonardo'dan söz edilirken "kâfirin gönderdiği mektup" ibaresi kullanılıyor. Projenin gerçekleştirilmeme sebebinin, Leonardo da Vinci'nin gayrimüslim olup olmadığı ile alakası tam olarak bilinmiyor.
BAYEZİD’İN HAYALİ ÜÇ ASIR SONRA GERÇEKLEŞTİ
II. Bayezid'in arzusuna ve birçok girişimine rağmen, o tarihlerde İstanbul ile Galata arasında bir köprü kurulamadı. İstanbullular, 1845 yılına kadar şehrin bu iki yakası arasında kayıkla gidip geldiler.
Takvimler 1845 yılını gösterdiğinde eski adıyla "Cisr-i Cedit - Yeni Köprü" , I. Abdülmecid'in annesi Valide Sultan tarafından ahşap olarak inşa ettirildi. Kısa sürede eskiyen köprüyü, Kaptan-ı Derya Hasan Ahmet Paşa 1863 yılında yenileyerek, tekrardan hizmete sundu.
Leonardo'nun Haliç'e yapmayı planladığı köprü projesi ise, 2000'li yıllarda Norveç'te hayata geçirildi. Ayrıca Michelangelo'nun da burada yapmayı planladığı bir köprü projesi bulunuyor.
Fikriyat