Arama

Mehmet Akif Veda Hutbesine dair şiiri neden yazamadı?

Mehmet Akif Ersoy, yazma fikrini aklından hiç çıkarmayan bir şairimiz. "Nefsini bildiğinden beri Şeyday-ı Muhammed" olan usta şair, Peygamberimizin Veda Haccı ve Veda Hutbesini şiirleştirmek istemiş, bu eseri en küçük ayrıntısına kadar planlamıştı. Yazmaya başlamadan önce hadiselerin gerçekleştiği yerleri görmek istemiş, Mekke'ye Medine'ye gitmiş, Hira Dağı'na çıkıp Peygamberimizin sığındığı mağaraya dahi girmişti. Peki, Mehmet Akif Veda Haccı ve Hutbesine dair şiiri neden yazamadı?

  • 2
  • 15
‘BU AİLE GAİLELERİ BENİ ÇOK YORDU’
‘BU AİLE GAİLELERİ BENİ ÇOK YORDU’

Mehmet Âkif'in yakın dostlarından Eşref Edip'in şu sözleri, onun istediklerini neden yazamadığını açıklar:

"Üstadın ev hayatı o kadar müsterih değildi. Ailesi daimi surette rahatsız olduğu için ev işlerini layıkıyla görebilecek halde değildi. Bu sebeple üstad, nizam ve intizamıyla doğrudan doğruya alakadar olmak mecburiyetinde idi. Seyahatler, hicretler münasebetiyle çocuklarının tahsili de intizamını muhafaza etmemişti. Ona da çok üzülüyordu. Bazen öyle diyordu: Bu aile gaileleri beni çok yordu. Bu gailelerden azâde olsaydım daha güzel şeyler yazardım."

  • 3
  • 15
YAZMAK İÇİN YETERİNCE ZAMAN BULAMIYORDU
YAZMAK İÇİN YETERİNCE ZAMAN BULAMIYORDU

Mehmet Âkif'in istediklerini yazamamasının sebeplerinden birisi de yeterince zaman bulamamasıydı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, kendisine bir Kur'an meali yazmasını teklif ettiğinde hem işin büyüklüğü hem de yazmayı tasarladığı diğer konuların aksamasından endişe ederek bu görevi üstlenmeme hususunda direnmişti. Buna rağmen meal yazma hususunda ona ısrar edenlere şöyle demişti:

"Birkaç parça şiir yazacağım, ona mani olursunuz."

  • 4
  • 15
MEALİ TAMAMLAMADI; İSTEDİKLERİNİ DE YAZAMADI
MEALİ TAMAMLAMADI; İSTEDİKLERİNİ DE YAZAMADI

Sonunda meal yazma görevini üstlenmiş ancak bazı sebeplerden dolayı yazmaya başladığı meali ne gönlünce tamamlayabilmiş ne de istediklerini yazabilmiştir. Bunlara ilave edilebilecek diğer bir sebep de ileri yaşında bir türlü yakasını bırakmayan rahatsızlığıdır.

Çok istediği halde eli bir türlü kaleme varmayan bu durum hakkında, Muallim Mahir'e (Mahir İz) yazdığı bir mektubun sonuna şu satırları ekler: "Gülme komşuna gelir başına! Meşhur Yahya Kemal gibi felek bizi de kıt'acı etti. Dört yılda on iki mısra! Ne ise Allah beterinden esirgesin!"

  • 5
  • 15
ÂKİF’İN ‘İYİ OLURSAM YAZACAĞIM’ DEDİĞİ KONULAR
ÂKİF’İN ‘İYİ OLURSAM YAZACAĞIM’ DEDİĞİ KONULAR

İstanbul'a döndükten sonra verdiği bir röportajda: "Hasta olmadan evvel çok yazdım. "Gölgeler" diye bir kitap neşrettim. Fakat hastalık yakama yapıştı. Üç senedir bir şey yazamadım. Eğer hasta olmasaydım, bir iki mevzuum vardı. Onları yazacaktım. İnşaallah iyi olursam burada ilk iş olarak bu mevzuları yazacağım."

Bu mevzular: "Bu milletin çocuklarına ilk tahsillerinden itibaren sade güzel şiirler yazmak, İstiklal Harbi destanını nazmetmek, Heccetü'l-veda'ı tasvir etmek"tir.

  • 6
  • 15
TOPLUMU İLGİLENDİREN KONULARI KALEME ALDI
TOPLUMU İLGİLENDİREN KONULARI KALEME ALDI

Safahat'ın ilk şiirinde, "Ne tasannu bilirim çünkü ne sanatkârım" diyen Âkif'in dili başlangıçta daha ağdalı olsa da seçtiği konulardan da anlaşılacağı üzere o toplumu daha fazla ilgilendiren konuları nazmetmektedir.

İlerleyen zamanlarda ise dili sadeleşmiştir. Ancak sanat itibariyle daha mükemmel şiirler yazmak arzusundadır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN