Mehmet Âkif için söylenenler
Şiirlerinde millî ve manevî duyguları dile getiren, İstiklâl Marşı'nın kıymetli şairi Mehmet Âkif'in çıkış noktası olarak aldığı ışık İslam'dır. İstiklal Şairi'miz, Peyami Safa'dan Sezai Karakoç'a kadar pek çok edebiyat ve düşünce dünyamızın önemli kalemlerini etkiledi. 2018 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde 'vefa ödülü' verilen Mehmet Âkif için söylenenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 08.12.2018
11:38
Güncelleme Tarihi: 19.12.2018
14:41
Vatanın dünden bugüne kalan en yüksek sesi Namık Kemal'se, onunla beraber, bugünden yarına kalacak ses de Mehmet Âkif'in içtimai ahlaki ve fazilet aşkı tamamlıyordu.
Hurafelerle tantanaların vatanı olan doğu dünyasında yaldızlardan ve yalandan gıdalanmış dimağları nice zamanlar Âkif'i alelade bir nazımcı olarak tanıdılar. Bu ülkenin biraz insaf sahipleri ise onu nihayetinde biraz şair yapabildiler. Ondaki büyük idealist tanıtacak ruh doktoruna, doğumuzun zevkperest edebiyat üstadları arasında rastlamak elbette kabil olamazdı. Âkif'de asıl büyük olan idealizminin tahlilini yapacak felsefi düşüncenin henüz hayata kavuşmadığı bu topraklarda, büyük ruhun sahibine 'softa' diyenler de az değildi. Çünkü bin yıllık bir tarihin ufukları arkasına sinen Haçlı çocuklarının gerçek simasını bize tanıtan o olmuştur. Bir nesli bulanık rüyasından uyandırmak için, onun küremizde edebi akisler yaratan sesini boğmak gayesiyle ölümünden sonra milliyetçiliğin karşısına komünistlik, ahlakçılığın karşısına da masonluk cereyanları dikildi.
İnsan için kurtuluşun, bilhassa sefillerle ruhsuzları kurtarmakla kabil olduğunu pek iyi bilen bu genç nesil, asrımızda yepyeni bir iman mektebi açan Mehmet Âkif'in öz çocuklarıdır.
Bir menşur gibi milletin bütün varlığını, içtimai hüviyetini olduğu gibi aksettiren ve tarihe mal eden, tek milli şairimiz Mehmet Âkif, en büyük vak'anüvislerin sahifelerini beyte sığdırmayı bilmiş, milli mefahirimizi, cihan tarihinde en icazkâr şekilde gösterebilmiştir. Bu tasvir kudretini ancak iman ve irfanıyla milletin ruhundan alan büyük sanatkârı her cephesiyle ve her vesilesiyle anmak bir vatan borcudur. O yalnız bir cephesiyle ve dış görünüşüyle bir şairdir. Hayat ve eserlerini inceleyince görülür ki, onun varlığını sarmış olan iman halesi, mücadelesine hız vermiş, devrinin mücahitlerine örnek bir serdar olmuştur.
Düşüncesi, itikadı ne şekilde olurda olsun Türk şiirini onun kadar ileri götüren bir adam bizim için daima yepyeni olmak lazım gelir. Türk edebiyatına hakiki erkek sesini o getirdi. Dar bir kafes içinde hülyalarını şakıyan Türk şiiri, hayatın sesini onun feryatlarıyla bize duyurdu. Alev gibi çırpınan bir kalbin içinden geçerek fikrin nasıl şiir olabileceğini ilk defa o gösterdi. Mehmet Akif'te inanan bir adamın saffeti ve kuvveti var. Yıllardır ellerimi bütün genişliğiyle ufuklara açarak göklere haykıran bir sesle yurdunun kurtuluşunu istedi. Büyük şair, köşesinde rahat uyusun. Bu dua müstecab olmuştur. Akif hakkında son sözü söylerken onun titiz ruhlu, yüksek ahlaklı, karakter sahibi, riyasız, samimi bir insan olduğunu tekrarlamağa da bir vicdan borcu sayıyorum.