Mekteb-i Sultani hakkında bilinmesi gerekenler
Eğitim sistemimizde önemli bir yeri olan Mekteb-i Sultani, Sultan Abdülaziz tarafından ilk kuruluş sebebine yakın bir sebeple, yine devletin önemli kademelerindeki eğitimli eleman açığını kapamak amacıyla 1 Eylül'de kuruldu. Fakat zamanla okul adeta yabancılarla yerli gayrimüslimlerin imtiyazlı olarak faydalandıkları bir kurum haline gelmiş, ajan öğretmenler ve Balkanlarda isyan çıkartan kişilerin mesken tuttuğu bir yer haline gelmişti. Peki, Mekteb-i Sultani'ye kayıt şartları nelerdi? Ajan öğretmenler, Mekteb-i Sultani'den nasıl gönderildi?
Giriş Tarihi: 01.09.2019
14:22
Güncelleme Tarihi: 04.09.2019
08:57
Rumca ve Ermenice, genel dersler kapsamına alınmayacak, ancak aileler istediği takdirde bu diller de okutulacaktı. Her öğrenci mensup olduğu din ve mezhebin âyin ve ibadetlerini yerine getirmekle yükümlü olduğundan Müslüman öğrenciler camiye devam edecekler ve kendilerine dinî vazifelerini öğretmek üzere mektepte bir hoca bulunacaktı. Aynı şekilde gayrimüslim öğrenciler de mensup oldukları mabetlere gönderilecek ve gerekli bilgiler cemaat reisleriyle ailelerin isteği üzerine öğretilecekti.
OKULA KAYIT OLAN ÖĞRENCİ SAYILARI
Mektebin programında öğrenci sayısının yarısının Müslüman, yarısının da gayrimüslim olması öngörüldüğü halde 1868-1871 döneminde Müslüman öğrenci sayısı daha az oldu.
Mektebin öğretime başladığı tarihte toplam 409 öğrenciden 172'si Müslüman, 237'si de gayrimüslimdi. Gayrimüslim öğrencilerden elli sekizi Gregoryen Ermeni, otuz biri Katolik Ermeni, yirmi altısı Katolik Latin, kırk biri Rum, kırk yedisi Musevî ve otuz dördü de Bulgar idi.
Beyoğlu semtinde bulunan Galata Sarayı'nda eğitime başladığı için Galatasaray Mekteb-i Sultanîsi adını alan mektebin açılışına çeşitli tepkiler geldi. Daha kuruluş çalışmaları sırasında ikinci müdürlüğe tayin edilen Kaymakam İsmâil Bey, maiyetinde bulunduğu Harbiye Nâzırı Nâmık Paşa'nın muhalefeti yüzünden görevine başlayamadı.
Rusya, Türkiye'de Fransız nüfuzunun yayılması endişesiyle, böyle bir okulun açılışına karşı çıkarken öte yandan kendisi de Rusça eğitim yapacak bir okul için Babıâli nezdinde girişimde bulunduysa da sonuç alamadı.
MEKTEB-İ SULTÂNÎ'YE GİDENLER AFOROZ EDİLECEK!
Museviler, Hristiyan müdürün yönetimindeki bir okula çocuklarını göndermekte tereddüt ettiler. Katoliklerin tutumu ise daha sert oldu. Papa, çeşitli milletlere mensup öğrencilerin bir arada bulunmasının Katolik çocuklarının ahlâkını bozacağı gerekçesiyle Mekteb-i Sultânî'ye Katolik öğrencilerin girmesini yasakladı.
Hatta Papa IX. Pius Osmanlı uyruğundaki Katoliklerden çocuğunu Mekteb-İ Sultani'ye gönderenleri aforoz edeceğini açıkladı. Ancak Fransa'nın girişiminden sonra papalık bu yasağı kaldırdı. Bu tepkilere rağmen Osmanlılık anlayışını yansıtan bir kurum oluşturuldu.
OSMANLI HOŞGÖRÜSÜNÜN YANSIDIĞI SULTÂNÎ
Dışarıdan ve gayrimüslim çevrelerden gelen bu tepkilere karşılık Osmanlı ulemasından, Müslüman çocuklarının okula verilmesi konusunda herhangi bir muhalefet olmaması dikkat çekicidir. Batı medeniyetinin dini liderlerinden gelen tepkilerinin aksine, Osmanlı devlet adamları okulun başarıya ulaşması için büyük gayret sarf ettiler.
Sadrazam Âlî Paşa, mektebin açılışından üç ay kadar sonra Maarif Nâzırı Saffet Paşa, Ticaret Nâzırı Davud Paşa ve Hariciye nâzırı müsteşarı da yanında olduğu halde mektebi ziyaret etti.