Memlükler döneminin 5 önemli şairi
Memlükler, Müslümanların medeniyete bıraktıkları mirası savunmakla kalmamış, özellikle edebiyat alanında hatıra sayılır eserler bırakmışlardır. Osmanlı Devleti için de güzel bir örnek teşkil eden Memlükler döneminin 5 önemli şairi...
Giriş Tarihi: 02.11.2019
14:45
Güncelleme Tarihi: 02.11.2019
21:40
İbn Ebû Hacele 1325 yılında bugün Cezayir Devleti sınırları içinde kalan Tilimsân şehrinde, Ebû Hacele lakabıyla tanınan dedesi Abdülvâhid el-Mekenî'nin zâviyesinde doğdu.
İbn Ebû Hacele'nin şiirlerinin çoğu na't tarzında olmakla birlikte methiye, gazel, hiciv türü şiirleri de vardır . 7000 beyit tutarındaki yedi urcûzesiyle 771 yılında cereyan eden İskenderiye Savaşı'na dair kasideleri önemli manzumelerindendir. Harîrî'yi taklit ederek sanatlı nesirle kaleme aldığı makāmeleri ve edebî mektupları da bulunan İbn Ebû Hacele dil, edebiyat, fıkıh, hadis, tarih ve aşk gibi değişik alanlarda sekseni aşkın eser yazmıştır.
İbn Ebû Hacele'nin günümüze ulaşan eserleri şunlardır: Sükkerdânü's-Sulṭân el-Melikü'n-Nâṣır. Sâhibü's-Sükkerdân olarak da anılan Memlük Sultanı el-Melikü'n-Nâsır'a takdim edilen eser 1356 yılında yazılmış olup sultanın biyografisi ve menkıbeleriyle Mısır tarihinden bahseder.
Asıl ismi Cündeb, künyesi Ebü'n-Nasr olup Seyfeddin ve Kansu lakaplarıyla tanınır. Yanlışlıkla Afganistan'daki Gur bölgesine nisbetle Gûrî, fakat daha doğru ve yaygın olarak Mısır'daki Gavr askerî ocağına izâfetle Gavrî şeklinde bilinir. Kansu adı ise Türkçe'de "kanı saf" anlamına gelen kanısavdan bozmadır.
Şair Şerîfî'ye Firdevsî'nin ünlü Şâhnâme'sini Türkçe'ye çevirten Kansu Gavri'nin Arapça şiirleri, yirmi altı kaside ve kıta ile yirmi bir müveşşahı ihtiva eden el-Ḳaṣâʾidü'r-Rabbâniyye ve'l-müveşşaḥâti's-Sulṭâniyye el-Ġavriyye adlı eserde toplanmıştır.
FİRDEVSİ'NİN ŞAHNAME'SİNİ ÇEVİRDİ
Bizzat kendisi de ilim ve edebiyatla meşgul olan Kansu Gavri, Kal'atülcebel'de ilmî meclisler toplar, tarih, terâcim ve şiir alanlarında yaptırdığı münazaralara kendisi de katılırdı. Onun Hurûfî şair Nesîmî'nin şiirlerine büyük ilgi gösterdiği, hatta kendi döneminde Hurûfîliğin Mısır'da yayılmaya başladığı bilinmektedir.
Gavri'nin Türkçe ve Arapça mensur ve manzum eserleri vardır. Nefâʾisü'l-mecâlisi's-Sulṭâniyye ve el-Kevkebü'd-dürrî fî mesâʾili'l-Ġavrî adlı mensur eserlerinin bazı kısımları Abdülvehhâb Azzâm tarafından Mecâlisü's-Sulṭân el-Ġavrî ismiyle yayımlanmıştır.
İbn hicce, küçük yaşta Kur'an'ı ezberledikten sonra ipekçilik ve düğmecilik işleriyle meşgul oldu. Bu sebeple "düğmeci" anlamına gelen Ezrârî nisbesiyle de anılır.
Ardından tahsil için gittiği Hama'da Alâeddin el-Kadâemî, Şeyh Şemseddin el-Heytî, İzzeddin Ali b. Hüseyin el-Mevsılî ve Ebû Bekir İbnü'l-Haysemî el-Hanefî gibi âlimlerden dil ve edebiyat dersleri aldı.
Bunlar arasında özellikle Alâeddin el-Kadâemî'nin halk şiiri alanındaki geniş bilgisinden faydalanan İbn Hicce başlangıçta zecel ve mevâliyyâ gibi halk şiiri türlerinde manzumeler yazdı.