Moda ve stil fikrinin temellerini atan Müslüman
Bundan tam 12 asır önce yaşamış ancak namı ve yön verdiği adabımuaşeret kurallarıyla dünya kültürünü etkilemiş bir isim Ziryâb. Tüm dünyada adı ve namı hala yaşayan bir musikişinas, sofra düzeninin mucidi, yaşadığı toplumun kültürüne yön veren ve modasına hükmeden bir entelektüel… Onun Bağdat'ta başlayan hayat yolculuğu, dönemin Müslüman diyarı Kurtuba'ya dek uzandı. Ziryâb, ilmin başkenti Bağdat'ta sahip olduğu tüm deneyimi ve kültürü bu coğrafyaya aktardı.
Giriş Tarihi: 05.11.2018
10:17
Güncelleme Tarihi: 05.11.2018
10:27
DOĞUDA VE BATIDA SAYGIYLA ANILAN İSİM
Ziryab'ın başarıları kendisine, nesiller boyunca aktarılan bir itibar kazandırdı. İslam dünyasında hemen her şehirde onun adını taşıyan pek çok cadde veya mekân vardır.
Batıda ise müzisyenler onu hala saygıyla anarlar.
KUMAŞ TÜRLERİ O DÖNEMDE ÖNEM KAZANDI
Ziryab'ın İspanya'nın güneyinde yaşadığı dönem, İslam dünyasının bütününü sarsan bir hareket ve gelişmeyle aynı günlere denk gelmişti. Bu kapsamlı dönüşüm, elbette, tek bir kişiye izafe edilemez. Onun ismi bu dönüşümle birlikte anılan efsanevi bir kişilik halini almıştı.
Müslümanlar, özellikle Endülüs'te mevsim etkilerini dikkate alan, karmaşık bir hayat tarzı geliştirmişti. Rahatlığa ve hayat kalitesine büyük önem veren Müslümanlar, mevsimlere uygun belirli gıdaların tüketilmesine ve belirli tarzda ya da belirli kumaşlardan yapılan giysilerin giyilmesine önem veriyordu.
Kışlık giysiler sıcak tutan pamuklu ya da yünlü kumaşlardan ve genellikle koyu renklerde yapılıyordu. Yazlık giysiler ise pamuklu, ipek ve keten gibi hafif ve açık renkli kumaşlardan yapılıyordu. Kumaşların göz alıcı renkleri, yerel olarak üretilen boyalardan elde ediliyordu.
AYAKKABI ÜRETİMİNDE DÖNÜŞÜM YAŞANDI
Endülüs Müslümanları, mantar tabanlı ayakkabı üretimi gibi, varisi oldukları Romalılar döneminde geliştirilmiş çeşitli iş kollarını da (meşe ağacına dayalı endüstriler) devam ettirdiler.
Müslümanların üretim tekniğini yoğunlaştırması ve çeşitlendirmesi sayesinde ülke genelinde her yerde kullanılmaya başlayan mantar tabanlı ayakkabılar başlıca ihraç ürünü haline geldi.
Kurk adı verilen çoğulu ekrak olan bu ayakkabılar, sonraları Kastilya diline alcorque olarak geçmişti. Bu ayakkabıları yapan ustalara kerrak deniyordu. Bu ayakkabı ustaları arasında, adından İbn Arabî tarafından bahsedilen, İşbiliyeli (Sevilla) Sûfî sandalet ustası Abdullah da yer alıyordu. Bu işle uğraşan ustaların yaşadığı Kerrakin semti bugün Gırnata'da (Granada) Caraquin adıyla bilinir. Madrid'de de ismi meşe anlamına gelen bir semt bulunur.
TOPUĞU YÜKSELTMEK İÇİN KUM KONUYORDU
Orta Çağ'da yaşamış Sakatî ve İbn Abdun adında iki Müslüman yazar, mantar tabanlı ayakkabıların üretimi hakkında ayrıntılı bilgi vererek, özellikle arkaya dikilen deri parçanın sağlam olması, derinin deriye dikilmesi ve araya dolgu malzemesi koyulmaması gerektiğini vurgular.
Bazı ayakkabı ustaları, topuğu yükseltmek için altına kum koyuyorlardı; bu da ayakkabı giyildiğinde topuğun kırılmasıyla sonuçlanıyordu.
ELBİSELERİ NASIL TEMİZLEYECEKLERİNİ ÖĞRETTİ
Ziryâb, temizlikle ilgili olarak bir kısım yenilikleri de Kurtubalılara tanıttı.
Endülüslülere elbiselerin üzerindeki kirleri, tuzla temizlemeyi ve böylece elbiselerin rengini beyazlatmayı, ayrıca diş macunlarıyla diş temizliğini de gösterdi.