Modern kimyanın kurucusu: Cabir bin Hayyan
Hem su geçirmeyen kağıt hem de paslanmayan çeliğin mucidinin bundan asırlar evvel bu topraklarda yaşadığını biliyor muydunuz? Ebu Musa Cabir bin Hayyan, Müslüman kimyacıların en ünlüsü ve çok yönlü alimidir. Ayrıca Hayyan, maddenin en küçük parçası atomun parçalanmasının mümkün olduğunu bundan 1200 sene önce söyledi. Batı'da modern kimyanın mucidi olarak anılan Cabir bin Hayyan'ın hayatını derledik.
Giriş Tarihi: 29.09.2019
15:21
Güncelleme Tarihi: 29.09.2019
16:29
1250 YIL ÖNCE KİMYANIN TEMELLERİNİ ATTI
Cabir, şapı damıtmak suretiyle sülfirik asit üretti ve maddeleri gazlar, metaller ve mineraller olarak sınıflandırmaya başladı.
Kimyasalların özelliklerini yitirmeksizin birleşerek, gözle görülmeyen element bileşikleri oluşturması hakkında da yazdı. Tüm bunlar bugün herkesin bilebileceği bir şey gibi görünse de, bundan 1250 yıl öncesi için Câbir, zamanının çok ilerisinde bir kişiydi.
KİMYASAL DENEY İMKÂNINI ARTTIRDI
Ampirik çalışmaya çok önem veren bu seçkin bilim insanının en önemli araştırması asitler üzerinedir. Eski dünyada, sirkeye tadını veren asetik asitten daha güçlü bir asit bilinmemekteydi.
Günümüzde kimya endüstrisinin vazgeçilmezlerinden olan sülfürik, nitrik ve nitromuriyatik asitleri keşfeden Câbir, kimyasal deney imkânını önemli ölçüde artırmıştır.
CABİR BİN HAYYAN'I İLK KİM KEŞFETTİ?
Her ne kadar Câbir'in çalışmaları tıp, astronomi, matematik, felsefe ve dönemin diğer ilim alanlarına yayılmışsa da o birinci derecede bir kimyacı olarak kabul edilir. Onun kimya tarihindeki seçkin yerini ilk tespit eden ve kimyayı sistemli bir deneysel bilim haline getirdiğini ilk gören E. J. Holmyard'dır.
Bu araştırmacı, ilimler tarihinde Câbir'in yalnız kimyacı değil ayrıca tabip, filozof ve astronomi bilgini sıfatlarıyla da özel bir yere sahip olduğu görüşündedir. E. O. Lippmann ise Câbir'in kimya tarihindeki yerinin Boyle, Priestley ve Lavoisier gibi modern kimyanın kurucuları ile denk olduğunu söylemektedir.
Câbir Latin dünyasında Geber adıyla tanınmıştır. Batı'da XIII ve XIV. yüzyıllarda ortaya çıkan Geber külliyatının, kimya ilminin sonraki altı asırlık gelişmesinde çok önemli roller oynadığı anlaşılmaktadır.
Câbir bin Hayyân, maddelerin atomik yapısını gösteren orijinal tespitler yaparak, kimyevi reaksiyonlarda belli miktarların belirli miktarlarla reaksiyona girdiğini söyledi.
Atom hakkında, ancak asırlar sonra anlaşılabilecek şu sözleri söyledi: "Maddenin en küçük parçası olan "el-cüz'ü lâ yetecezzâ" da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin söylediği gibi, bunun parçalanamayacağı söylenemez. Atom da parçalanabilir. Parçalanınca da öyle bir güç meydana gelir ki, bir anda Bağdât'ın altını üstüne getirebilir. Bu, Allahü teâlânın kudret nişânıdır. " Bu sözlerden asırlar sonra yapılan atom bombası, atıldığı şehirleri yerle bir etti.
HASSAS TERAZİYİ O GELİŞTİRDİ
Câbir b. Hayyân'ın es-Sırrü's-sâr ve sırrü'l-esrâr adlı risâlesinin ilk iki sayfası.
Takribi 1 kilograma denk gelen ratıl ağırlık biriminden 6,480 kat daha küçük ağırlıkları ölçebilen bir hassas kantar geliştirdi ve oksitlenmenin olduğu belirli durumlarda metallerin ağırlığının azaldığını ortaya koydu.
Onun çalışmaları arasında Kimyasal Özellikler Üzerine Büyük Kitap, Ağırlık ve Ölçü Birimleri, Kimyasal Bileşikler ve Boyalar gibi eserler yer almaktadır. Bu eserlerde su banyosunun ve kimyasal fırının kullanımı açıklanmakta, cıva oksit ve sülfür bileşikleri gibi önemli kimyasal maddelerden bahsedilmektedir.