Müslüman alimlerden miras ‘cerrahi aletler’
Bundan bin yıl önce, yani 10'uncu yüzyıl Güney İspanya'sında yaşasaydık, Batıda "Abulcasis" adıyla tanınan meşhur cerrah Ebü'l Kasım Halef bin Abbas Zehravi'nin omzunun üzerinden bir ameliyatı izleme şansı bulabilirdik belki de. Dünya tıp literatürünün temellerini atan Müslüman alim Zehravi, o dönemde kaleme aldığı Et-Tasrif adlı tıp ansiklopedisini yazıp bitirmiş olurdu ve belki de bugünlere miras kalan cerrahi aletleri görme şansını elde edebilirdik…
Giriş Tarihi: 01.11.2018
13:57
Güncelleme Tarihi: 01.11.2018
14:00
CERRAHİNİN TEMELİ BU ALETLERLE ATILDI
Et-Tasrif içerisinde yer alan "Cerrahi Üzerine" başlıklı bölümde cerrahi aletlere ilişkin detaylı açıklama verilmesi, bugün görenleri hayrete düşürecektir.
O dönemde ameliyat için özel aletler kullanmak cerrahide son derece yenilikçi bir yaklaşımdı; zira bu tutum, bilimin teorik alandan deneye dayalı çalışmalara geçmesine yardımcı olacaktı.
ÇİZDİĞİ ALETLER BİN YILDIR KULLANILIYOR
Zehrâvî'nin bu eseri tıp tarihinde cerrahi aletlerin resimli olarak açıklandığı ilk eserdi.
Aslında bu aletler o kadar iyi tasarlanmıştı ki, bin yıllık süre içerisinde bunlar üzerinde yalnızca ufak birkaç değişiklik yapılmış, Avrupa'da cerrahinin temeli bu cerrahi alet çizimleri sayesinde atılmıştı.
NASIL KULLANILACAĞINI DETAYLARIYLA ANLATTI
Mümkün olan en hatasız performansı elde etmeyi amaçlayan ve Müslüman biliminin düsturu haline gelen bitmek tükenmek bilmeyen kusursuz alet arayışı, bugün de modern bilimin en önemli ilkeleri arasında yer alır.
Bu arayışa dört elle sarılan Zehrâvî, geliştirdiği cerrahi aletleri elle çizilmiş anlaşılır resimlerle göstermiş ve bunların ne zaman ve nasıl kullanılacağıyla ilgili ayrıntılı bilgiler vermişti.
DAĞLAMA YÖNTEMİNE YOL GÖSTERDİ
Dağlama yöntemi ile ilgili olarak şu notu düşmüştü: "Eskilerin (eski hekimlerin) görüşüne göre, altınla yapılan dağlama demirle yapılan dağlamadan daha iyidir. Bizim görüşümüze göreyse, demir kullanılan operasyonlar daha çabuk ve daha doğru olmaktadır."
ÇIBAN TEDAVİSİNDE NE ÖNERİYORDU?
Kazıma (mecred) aletleri ve bunların burun çıbanının tedavisinde kullanımı hakkında da bilgi verdi: "Avamın çıban dediğine hekimler 'fistül' adını verir. Daha önceki talimatlara uygun olarak uygulanan dağlama sonuç vermemişse kesin bir tedavi yöntemi olmayıp tek yol, olgunlaşan tümör üzerinde bir kesik açarak kemiğe ulaşana kadar derine inmek ve içindeki nem ve cerahati akıtmaktır. Kemiğe ulaştığınızda nekroz ya da kararma görmeniz durumunda bu resimdekine benzer bir alet ile kazıyın. 'Pürüzlü baş' adıyla bilinen bu alet Hint demirinden yapılmıştır. Düğme gibi yuvarlak olan başının üzerinde çok ince işçilikli girintiler bulunur ve bu özelliğiyle eğe ya da törpüye benzer. Hastalıklı kemiğin yanına yerleştirdiğiniz aleti parmaklarınızın arasında çevirin ve elinizle hafifçe bastırın; bu işleme kemiğin hastalıklı bölümü tamamen temizlenene kadar devam edin. İşlemi birkaç kere tekrarladıktan sonra ilgili alana kanamayı durdurucu madde uygulayın. Uygulama yapılan yer iyileşip et dokusu oluşmaya başlamışsa, cerahat akışı kesilmişse, kırk gün içerisinde nüksetme olmazsa, şişme yoksa veya başka herhangi bir şey çıkmıyorsa tamamen iyileştiğinden emin olabilirsiniz."