Müslüman alimlerin sağlık ile ilgili çalışmaları
Müslüman alimlerin sağlık ile ilgili çalışmalarının, bundan bin yıl öncesine uzanan bir geçmişe sahip olduğu görülür. Dünyada pek çok coğrafyada Karanlık Çağ'ın yaşandığı o yıllarda, İslam uygarlığı bilimsel olarak tıp ilmini ele almış, yeni tedavi yöntemleri geliştirmiş ve hastalıklara şifa olacak ilaçları keşfetmişlerdir. Tıp alimlerinin yanı sıra dönemin hükümdarları da sağlık ile ilgili çalışmaları desteklemişler, yeni hastanelerin kurulmasına öncülük ederek tıbbın gelişmesini sağlamışlardır. Modern tıbbın temellerini atan Müslüman alimlerin sağlık ile ilgili çalışmalarını derledik.
Giriş Tarihi: 17.03.2020
15:59
ECZANE, HASTANE VE TIP OKULLARI OLDUKÇA YAYGINDI
İslam uygarlığının ilk zamanlarında eczane, hastane ve tıp okulları oldukça yaygındı. Müslüman alimlerin kurduğu sağlık sistemi, teşhis ve tedaviye dayanıyordu.
İslam uygarlığının ilk zamanlarında hastalara şurup, hap veya toz halinde ilaç verilir; ameliyat yapılır ya da kırık bacaklar alçıya alınırdı.
BİTKİSEL İLAÇLAR TEDAVİNİN ANA UNSURUYDU
İslam uygarlığında yaşayan Müslüman hükümdarlar herkesin tedavi olabileceği en iyi hastaneleri yaygınlaştırmak için yarışırdı. 872-874 yılları arasında Mısır, Kahire'de inşa edilmiş tam teşekküllü ilk büyük hastane adını zamanın Müslüman hükümdarı olan Ahmed İbn-Tolun'dan almıştır.
O dönemde bitkisel ilaçlar alternatif tıp olarak değil; şifaya giden yolda en önemli etkenler olarak görülüyordu.
AVRUPA CÜZZAMI ŞEYTANIN İŞARETİ OLARAK GÖRÜYORDU
Bin yıl önce İslam uygarlığında müzik terapisi gibi en gelişmiş tedaviler bile herkes için ücretsizdi. Kur'an, bütün hastaları tedavi etmek için Müslümanları sorumlu tuttuğundan, ilk hastaneler her inançtan kadın veya erkek zengin ya da yoksul ayrımı yapılmadan hizmet verirdi.
Avrupa'da pek çok insan cüzzam hastalığının şeytanın bir işareti olarak düşünürken bu hastalar İslam uygarlığında 9. yüzyılda Tunus Kayrevan'da açılan El- Kayrevan Hastanesi'nden gerekli tedaviyi alabiliyorlardı.
İSLAM COĞRAFYALARINDA TIP EĞİTİMİ NASILDI?
12'inci asırda tıp eğitimi, hem gruplar halinde, hem de günümüzdeki gibi birebir olarak yapılıyordu.
Hastanedeki büyükçe bir salonda düzenli seminerler tertip ediliyor ve bunlar genellikle "Okuyan Hekim" adı verilen kişi tarafından tıp alanındaki bir el yazmasından bölümlerin okunmasını içeriyordu.
BAŞ CERRAH ÖĞRENCİLERE SORULAR SORUYORDU
Okuma bittikten sonra başhekim ya da baş cerrah öğrencilere çeşitli sorular sorar ve öğrencilerin sorularını cevaplardı.
Tanınmış hekimlerle birlikte tıp metinlerini inceleyen çok sayıda öğrenci bulunuyordu.