Müslümanların gerçekleştirdiği bilgiye katkı sağlayan keşif
Bugün sıradan bir ürün olarak görülen kağıt, aslında çağdaş medeniyetin kilometre taşlarından biri. 8'inci asırdan itibaren Çin'den Bağdat'a, oradan ise tüm İslam coğrafyasına yayılan kağıt üretimi, bilginin aktarılmasında en büyük kolaylığı sağladı. Müslümanlar, kağıt üretiminde yepyeni teknikler gerçekleştirdiler, farklı hammaddelerle çok çeşitli kağıtlar ürettiler. Onlardan biri olan "Türk kağıdı" tekniği, günümüzde tüm dünyada kaliteli yazı kağıtlarında ve kitaplarda hala kullanılıyor.
Giriş Tarihi: 20.11.2018
11:05
Güncelleme Tarihi: 20.11.2018
11:21
BİLGİNİN AKTARILMASINDA EN BÜYÜK KOLAYLIK
İlk kez üretilmesinin ardından 200 yıl içerisinde kâğıt, İslam dünyasının genelinde kullanılmaya başlandı. Böylece kitap üretmek kolaylaştı ve ucuzladı; buna bağlı olarak kitaplarda seri üretim devri açıldı.
Bunun öncesinde üretim son derece karmaşık ve üst düzey yetenek gerektiren bir işti: Hem kitapların çok sayıda kâtip tarafından kopyalanması bakımından, hem de yetenekli ellerin emeğine ihtiyaç duyulması bakımından girift bir süreçti.
Üretimde çalışan insan sayısı azaldı, ancak karmaşık zanaatkârlık becerileri muhafaza edildi. Bu sayede İslam dünyasında referans kitapların yüzlerce, hatta binlerce kopyası üretildi ve sürekli gelişen bir kitap ticareti ve öğrenme süreci başlatıldı.
İBN BÂDÎS, ESERİNDE ‘GİZLİ YAZI’ KONUSUNA DEĞİNMİŞTİ
Kâğıt üretiminin genişlemesi boya ve mürekkep üreticiliği, el yazması zanaatkârlığı ve hattatlık gibi başka mesleklerin doğmasını sağlarken, bilim alanlarına da katkıda bulundu.
11'inci yüzyıl Tunus'unun öncü bilim insanı İbn Bâdîs, kalemin mükemmeliyeti, farklı türde renkli mürekkeplerin hazırlanması, boya maddelerinin ve karışımların renklendirilmesi, gizli yazı ve kâğıt üretimi gibi konulara Kâtiplerin Araç Gereçleri adlı eserinde değinir.
BİLGİNİN YAYILMASI HIZ KAZANDI
Hristiyan Avrupa'sındaki ilk kâğıt üretim merkezi 1293 yılında Bologna'da kuruldu; İngiltere'deki ilk kâğıt kullanımı ise 1309 yılı olarak kaydedildi.
Kâğıt kullanımı ve kitabın daha ucuz üretilebilmesi sayesinde, Avrupa'da bilginin yayılması hızlanacaktı.
MÜSLÜMANLARIN TEKNİKLERİ HALEN KULLANILIYOR
Danimarkalı tarihçi Iohannes Pedersen, büyük ölçekli kâğıt üretimini ilk kez gerçekleştiren Müslümanların "yalnızca kendi kitaplarının değil, tüm dünya kitaplarının tarihine son derece önemli bir katkıda bulunduğunu söylemektedir."
Müslümanların kâğıdı süslemek için geliştirdiği teknikler, günümüzde tüm dünyada kaliteli yazı kâğıtlarında ve kitaplarda hala kullanılır. Bu tekniklerden bir tanesi, o zamanlar önemli el yazmalarında kapak olarak kullanılan ve kâğıda damarlı bir kumaş görünümü veren ebru tekniğidir.
EBRU DÜNYADA ‘TÜRK KÂĞIDI’ OLARAK TANINIYOR
Türkçede "ebru" kelimesi bulut ya da bulutlu, "abru" kelimesi ise su yüzü ya da sulu yüz anlamına gelir. Eski Orta Asya dillerinden birinden gelen "ebre" kelimesi, "damarlı kumaş ya da kâğıt" anlamına gelir.
Kökenleri Çin'e kadar ulaşması muhtemel olan ebru, İpek Yolu'yla ilk kez İran'a gelip buradan Anadolu'ya geçmiş ve burada ebru ismini almış olabilir.
Anadolu'dan gelen tüccarlar, diplomatlar ve gezginler tarafından 1550'lerden sonra Avrupa'ya getirilen ebru sanatı, Avrupalı kitap âşıklarının kalbinde taht kurmuş, "Türk Kâğıdı" ya da "Türk ebru kâğıdı yapımı" adlarıyla tanınır. Bunun sonrasında Avrupa'da yaygın olarak kullanılmıştır.
17. Yüzyılda Roma'da yaşayan Alman Athanasius Kircher tarafından 1664 yılında kaleme alınan "Türk Usulü Kâğıt Süsleme Üzerine Söylem" gibi, ebru hakkındaki metinler de bu sanatın daha çok tanınmasına katkıda bulunmuştur.
Fikriyat