Orta Asya değil Türkistan
Türklerin ana yurdu Türkistan, asırlar boyunca Ruslar ve Çinliler olmak üzere çeşitli emperyalist devletlerin saldırılarına, asimilasyon politikalarına maruz kaldı. Kimliğin yok edilmesine dair uygulanan en yıkıcı politika ise Türkistan yerine "Orta Asya" teriminin zorla kabul ettirilmesiydi. Peki, bu ifade ne zaman ve nasıl orta çıktı?
Giriş Tarihi: 08.01.2023
10:00
Güncelleme Tarihi: 20.09.2024
11:31
En güçlü silah: Asimilasyon
🔹 Türklerin ana yurdu, yayılmacı devletlerin istilalarına ve asimilasyon politikalarına maruz kalır. Fakat savaşçı bir millet olan Türkleri bu şekilde hiçbir devlet yıldıramaz.
🔹 Aksine Türkler, güçlenip tekrar savaşırlar. Türkistan'ı fiili bir savaş ile ele geçiremeyeceklerini anlayan emperyalist devletler, bu toprakları farklı yöntemler ile ele geçirmeye çalışırlar.
🔹 Vav TV'de yayınlanan Doğu'dan Batı'ya Tarih adlı programa konuk olan Doç. Dr. Nurettin Hatunoğlu bu konuyla alakalı şu ifadelerde bulunur:
"Türkistan kelimesinin kullanılmasını daha çok tercih ediyoruz. Çünkü bu süreçte Türkistan kelimesinin ya da kavramının unutturulduğunu düşünüyoruz. Tarihsel sürece baktığınızda da gerçekten o şekilde devam etmiş."
Yüzyıllardır devam eden Çin zulmü
🔹 Prof. Dr Ahmet Taşağıl, Orta Asya kavramının yaygınlaşması hakkında şunları belirtir:
"Türk ve stan kelimelerinin birleşmesinden doğan Türkistan kelimesi, Fars kaynaklarında Orta Asya'ya verilen bir isimdir. Yani Türk ve İranlıların nazarında Orta Asya, Türk Irani Sir Derya (Seyhun) Irmağı'nın doğusu kastedilmişse de daha sonra bu isim daha kapsayıcı şekilde bütün Orta Asya için kullanılmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında, bölge Ruslar tarafindan işgal edilince bu ad daha da kapsayıcı bir hale gelip sıklıkla kullanılır olmuştur. Nitekim Hindistan üzerinden hakimiyetlerini Orta Asya üzerine doğru genişletmek isteyen İngilizler de Türkistan kelimesini benimsemiş ve kullanmaya başlamışlardır. Daha sonra Rusların işgal ettiği bölgeye Batı Türkistan, Çinlerin ele geçirdiği topraklara ise Doğu Türkistan denilmiştir."
🔹 Hatunoğlu, Türkistan kavramının, günümüzde etnik bir terim olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtir:
"Bundan yüzyıl kadar önce Süleyman Çolpan'ın 'Güzel Türkistan Sana Ne Oldu' adlı şiirinde bahsettiği Türkistan kavramı, bugün 'Orta Asya' bölgesinde insanlar tarafından maalesef etnik aidiyet içerisinde değerlendirilmiyor. "
Guzel Türkistan Senge Ne Boldı
Guzel Türkistan senge ne boldı? Sebeb vakitsız güllering soldı Çemenler berbad kuşlar hem feryad Hemmesi mahsun bolmaz mi dilşad?
Bilmem ne uçun kuşlar uçmaz bahçeleringde
Birligimizning teprenmes tağı Umidimizning sönmez çırağı Birleş ey halkım kelkendur çagı Bezensin imdi Türkistan bağı
Kozgal halkım yeter şunca cevr-u cefalar
Al bayrağinı kalbin oygansın, Kullik, esaret berçesi yansun, Kur yengi devlet, yavlar örtensin Ösib Turkiston kaddin kötersin!
Yavran, yaşnab uz vetening gül bağlarında
Güzel Türkistan Sana Ne Oldu
Güzel Türkistan sana ne oldu Seher çağında güllerin soldu Çemenler berbat, kuşlarda feryat
Hepsi bir mahzun olmaz mı Dilşad Bilmem niçin kuşlar ötmez bahçelerinde
Birliğimizin sarsılmaz daği Ümidimizin sönmez çerağı Birleş ey halkım gelmiştir çağı Bezensin şimdi Türkistan bağı Uyan halkım bitsin artık bunca zulümler
Bayrağını al kalbin uyansın Kulluk, esaretin her şeyi yansın Kur yeni devlet düşmanlar ürksün Yüce Türkistan göklere değsin Yayıl yeşer öz vatanin gül bağlarında
Abdülhamit Süleyman Çolpan
Altay Kartalı: Osman Batur
Türkleri ayrıştıran isimler
🔹 Emperyalist devletlerin oyunlarından önce Türkler, sadece "Türk veya Türkistanlı" olarak adlandırılırken, Rusların uyguladığı politikalarla beraber "Özbek, Türkmen, Uygur, Kazak, Kırgız, Azeri" gibi tamamen ayrıştırma odaklı isimlerle anılır.
🔹 Ayrıştırma politikası hakkında Hatunoğlu, şu ifadeleri kullanır:
"Kendilerine Özbek diyor, Kazak diyor, Kırgız diyor. Ama bizim babalarımız ya da bundan 70-80 yıl önce yaşayanlar ki bunlar içerisinde benim anne tarafından dedem de dâhil, kendilerini Özbek olarak tarif etmiyorlar. Kendilerine Türkistanlı diyorlar. Demek ki bu yüzyıl içerisinde bu kavram ile ilgili çok ciddi bir değişim yaşandı."