Orta Asya'dan Anadolu'ya taşınan kültür: Ahşap camiler
Türklerin İslamiyet'i kabul etmesiyle Orta Asya'da inşa edilen ve Selçuklu tarafından Anadolu'ya taşınan ahşap direkli ve tavanlı camiler, Türk-İslam mimarisinin en zengin örnekleri arasında gösteriliyor.
Giriş Tarihi: 12.09.2018
14:01
Güncelleme Tarihi: 12.09.2018
14:15
Destek ve tavan sisteminde ahşap kullanıldığı için bunların "ahşap cami" diye adlandırıldığına işaret eden Erdemir, "Anadolu'da ilk örneği Sahip Ata Camisi'dir. 1258 yılında Selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından inşa ettirilmiştir. Çift minareli, şahane bir taç kapısı, 7 sahanlı bir iç mekanı, mihrap önü kubbesiyle, 13. yüzyılın ortalarında yapılmış olan muhteşem bir cami, diğer bir ifadeyle 'ahşap camilerin babası' kabul ettiğimiz bir eserdir." diye konuştu.
Erdemir, ahşap malzemenin Türkler tarafından geçmişten beri çeşitli alanlarda çok sık kullanılmasının yanı sıra Anadolu'nun zengin ağaç varlığına sahip olmasının, bu camilerde ahşabın kullanılmasında etkili olduğunu vurguladı.
Türkiye'de günümüzde de yüzlerce ahşap caminin bulunduğuna dikkati çeken Erdemir, şöyle devam etti:
"Ahşap camiler, 13. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar ihtişamından bir şey kaybetmeden yapılmaya devam etmiştir. Türkiye'deki sanatkarların bu konudaki becerikliliği ve geleneklere bağlılık, bu kültürü sürdürmüştür.
İlk defa Müslüman Türkler bu camileri inşa edince, bu gelenek Orta Asya'dan beri süregelmiş, Anadolu'da da önemli mabetler olarak işlevlerini sürdürmüşlerdir. Estetik açıdan da çok göz kamaştırıcıdır. Minberler kündekari, oyma, eğri kesim, kakma, kafes gibi zengin tekniklerle işlenmiş, tavanları kalem işi renkli motiflerle ve yazılarla bezenmiştir. Rengarenk, adeta bir çiçek bahçesi gibidir."
Erdemir, Anadolu'da UNESCO'nun kültür mirası kalıcı listesine girebilecek yüzlerce caminin bulunduğuna değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: