Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Osmanlı alimi Hızır Bey’in İstanbul kadılığına uzanan öyküsü

Osmanlı alimi Hızır Bey’in İstanbul kadılığına uzanan öyküsü

İstanbul'un fethinden sonra yeni başkentin ilk kadısı olarak tayin edilen Hızır Bey'den kaynaklarda "İkinci İbn-i Sina, ilim dağarcığı ve ilmin alemi" şeklinde bahsedildiğini biliyor muydunuz?

Hızır Bey, o zaman daha otuz yaşlarında ve asker kıyafetinde bulunduğundan, yaş ve kıyafeti, meşhur âlimlere meydan okuyan zatın alay edercesine gülmesine sebep oldu. Ancak, onun sorduğu bütün sorulara cevap verdi. Bundan sonra Hızır Bey suale başladı. O kimse cevap veremeyip, mağlup oldu ve şu itirafı yaptı: "Hızır Bey, İslâm âleminde benzeri pek az bulunan ilim adamlarınızdan biridir. Kendisinde öylesine bir hafıza ve zekâ var ki, karşısında durmak mümkün değildir."

Bu durum Fâtih Sultan Mehmed Han'ı fevkalâde memnun ettiğinden, ona; "Yüzümüzü ak eyledin, Cenab-ı Hak da iki cihanda senin yüzünü ak eyleyip, ilmini ve fadlını arttırsın" dedi. Fatih'in, Hızır Bey hakkındaki muhabbet ve teveccühü günden güne arttı. Bursa'da bazı medreselerin müderrisliği kendisine verildi ve maaş bağlandı. Daha sonra Anadolu ve Rumeli'de bazı kadılıklarda bulundu.

  • 7
  • 15
GENÇ SAYILABİLECEK BİR YAŞTA VEFAT ETTİ
GENÇ SAYILABİLECEK BİR YAŞTA VEFAT ETTİ

Edirne'deki Üç Şerefeli Cami Medresesi'nde ders veren Hızır Bey Yanbolu kadılığı da yaptı. Fâtih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden hemen sonra Hızır Bey'i yeni başşehre kadı olarak tayin etti. Böylece Hızır Bey şehrin çeşitli meseleleriyle ilgilenmeye başladı; adliye, belediye, emniyet ve imar hizmetlerinde önemli düzenlemelerde bulundu. Ancak bu görevde iken genç sayılabilecek bir yaşta vefat etti (Rebîülevvel 863/Ocak 1459). Naaşı kendisinin yaptırdığı Hacı Kadın Camii haziresinde yer bulunmadığı için kızı tarafından Voynuk Şucaeddin Camii haziresine defnettirildi. Cami 1957'de yıktırılmış ancak haziresinin etrafı çevrilerek Unkapanı'nda İMÇ Blokları arasında bir avlu ortasında korunmuştur.

  • 8
  • 15
KADIKÖY'ÜN İSİM BABASI
KADIKÖY’ÜN İSİM BABASI

İstanbul'un Kadıköy ilçesine bu ad, buranın Fâtih Sultan Mehmed tarafından Hızır Bey'e arpalık olarak tahsis edilmesi dolayısıyla verildi. İstanbul Unkapanı'nda onun adını taşıyan bir mahalle ve bir mescidinin de olduğu bilinir. Adı, İstanbul'un Kadıköy ilçesinde dolaylı olarak yaşar…

Hızır Bey, Arap ülkelerine gitmeden Arapça'yı öğrenen Osmanlı âlimlerinden ve aynı zamanda Fahreddin er-Râzî'nin kelâm ekolünü devam ettirenlerden biriydi. Kaynaklarda onun ilmî şahsiyeti "İkinci İbn Sînâ", "ilim dağarcığı" ve "ilmin âlemi" lakapları ile ifade edilir.

  • 9
  • 15
YÜKSEK BİR ŞİİR KABİLİYETİ
YÜKSEK BİR ŞİİR KABİLİYETİ

Hızır Bey'in güzel ahlâkı, zühd ve takvâsı da, ilmi gibi yüksekti. Taassuptan uzak, açık fikirli, ince ruhlu olduğu ve latifeden hoşlandığı belirtilen Hızır Bey Arap, Fars ve Türk edebiyatında da geniş bilgi sahibi olup, şairliği de vardı. Az fakat öz eserler verdi. Eserlerinin azlığında, idarecilik görevleri yanında genç sayılabilecek bir yaşta ölmesinin de etkisi vardır. Hızır Bey'in ilmî ekolünü devam ettiren ünlü öğrencileri arasında Hayâlî, Hocazâde Muslihuddin ve Kestelî sayılabilir.

  • 10
  • 15

Hızır Bey her üç dilde de kıymetli şiirler yazdı. Akaide dâir meşhûr "Kasîde-i Nûniyye"yi nazmetti. Yedi beyitten meydana gelen müstezad, Hızır Bey'in hassasiyetinin ve ince ruhunun ürünü olarak kabul edilir. Süleymaniye Kütüphanesi'nde iki nüshası bulunur. "Kasîde-i Nûniyye", talebesi Molla Hayâlî ve diğer âlimler tarafından şerh olundu. "İcâletü leyletin el-leyleteyn" adında Arabca bir Kasîde-i Nûniyyesi ve diğer ba'zı eserleri daha vardır. Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleri de olup, şu beyt onundur:

Vermiş sabâ benefşeye peygâm-ı zülf-i yâr,
Ol lezzetin hevâsı dimâgındadır dahî.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN