Osmanlı askerinin bıraktığı emaneti 103 yıldır koruyorlar
Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin'de görev yapan bir Osmanlı askerinin bıraktığı içi para dolu emanet, Nabluslu bir esnaf ailesi tarafından büyük bir sadakatle korunuyor.
Giriş Tarihi: 19.07.2018
16:57
Güncelleme Tarihi: 19.07.2018
17:05
Filistinli Alul, emanetin hikâyesini ne zaman anlatmaya karar verdiklerini de şöyle nakletti:
"Emanete sadakatiyle bilinen ailemiz, neredeyse Nablus'un kasası gibidir. Herkes gibi bu Türk askeri de getirip paralarını aile büyüklerimize teslim etmiştir. Bu emanet bizim kasamızda durdu. Ta ki bir gün Kudüs Türk Başkonsolosluğu ndan bizi ziyarete gelen resmi bir Türk heyetini misafir edene kadar. Biz de onlara yanımızdaki bu efsanevi emaneti açmaya karar verdik. Biz emanet olarak bırakılan bu paranın meblağını da bilmiyorduk. İşte ilk defa sizin talebiniz üzerine parayı saydık. Bu hikâyeyi basında ilk kez Anadolu Ajansı'na anlatmış oluyoruz."
Paranın sarılı olduğu beze bile dokunmadıklarını ifade eden Alul, "İşte sizin de gördüğünüz gibi bu bezi olduğu gibi bağlıyoruz ve şimdi olması gereken yerine geri dönecektir." dedikten sonra parayı yeniden çıkardığı aile kasasına kaldırdı.
Emanet olarak kalmaya devam edecek
Osmanlı askerinin emanetinin bir asrı aşkın süredir olduğu gibi muhafaza edilmesinin kendileri bizim için bir gurur kaynağı olduğunu belirten 71 yaşındaki Alul, "İnsanlar getirir emanetlerini bırakır, bir- iki ay sonra gelir alırlar emanetlerini. Ancak yüz yılı aşan bir emanetin olması mutlaka özel bir anlam ifade ediyor. Sahibi gelip almadı ve sanmıyoruz ki gelip alacaktır da. Ancak emanet olarak kalmaya devam edecektir." dedi.
Emanete toz konması dahi haramdır
Amcası Rüşdü Efendi'nin paraların sarılı olduğu bezi ailenin kasasına koyduğunu ve orada muhafaza ettiğini söyleyen Alul, hikâyenin geri kalanını şöyle anlattı:
"Ben de ilk defa 1970'lerde bu emanet ile karşılaştım. Üniversiteden mezun olduktan sonra ailemizin bu dükkânına gelip çalışmaya başladığımda bir gün kasayı açarken karşılaştım. Ne olduğunu sorduğumda bana büyüklerimiz hikâyesini anlattılar. Savaş bitti ve bu paranın sahibi dönmedi diye bir gün olsun onu değerlendirelim düşüncesine kapılmadık. İşte içinde verildiği bezi dahi hâlâ aynı duruyor. Kesinlikle değiştirilmesi, tebdil edilmesi fikri olmamıştır ailemiz içinde. O gün ayrı bir değeri vardı, bugün ayrı bir değeri. Sanırım bugün tarihi eser olması açısından değeri vardır, çünkü antik, tarihi bir şey. O gün ise kendine ait değeri vardı. Ancak her halükârda değiştirilmesi ve kullanılması fikri olmamıştır. Çünkü bu emanettir. Bizim için emanet çok değerlidir. Öyle ki üzerine toz konması dahi bizim için haram sayılır. Emanet olduğu gibi sahibine geri verilmek üzere bekler. Hikâye böyle işte."
Alul, "Yani bir Türk askerinin bu emaneti amcama teslim etmiş olması durumu doğrusu bizim, Nablus halkının Türkiye'ye olan bağlılığını gösteriyor. Ve herhalde bu Türk askerinin amcamla, ailemizle bir dostluğu vardı. Getirip emanetini bırakıyor ve savaşa gidiyor." diye konuştu.
Emanet verildiği gibi sahibini bekliyor
Bu emanetin ailesinden birine teslim edilmiş olmasının kendilerine duyulan güvenle alakalı olduğunu belirten Alul, "Yakın zamana kadar bile insanlar emanetlerini getirip bize teslim etmişlerdir. Ne zaman ki bankalar açılmaya başladı, insanlar gelip emanetlerini bizden alarak bankalara koydular. Durum böyle, herkes bilir. Bölge halkı getirip emanetlerini güvenle bize teslim edebiliyordu. Bu bizde kalan tek emanet, nasıl verildiyse aynı şekilde sahibini bekliyor." dedi.
Alul, emanetin kime teslim edilebileceği noktasında ise şunları söyledi:
"Bu emanetin sahibinin bugün Türkiye'de çocukları veya torunları varsa ve eğer emanet sahibi bu çocuklarına bir şekilde bir belge bırakmışsa o zaman bakılır ve duruma göre teslim edilebilir. Bugüne kadar beklemiş bir emanet için bir ferdin çıkması bence artık yeterli değil, bir belge lazım."
Bu paraları Türkiye'de bir müzeye teslim etmeyi düşünüp düşünmeyeceği yönündeki soruya karşılık Alul, bunu aile meclisinde değerlendirerek ortak bir karar almaları gerektiğini dile getirdi.
Alul ailesi eminliğiyle biliniyor
Filistinli Alul, Nablus'un ticari ve sosyal hayatından önemli bir yere sahip olan ailesini şöyle anlattı:
"Aile geçmişimiz çok köklü olup, Nablus'un bilinen ailelerindendir. Ticaret ve üretim yapan, sabun fabrikaları, tahin fabrikaları ve değirmenleri olan bir ailedir. Ailemiz, Nablus'un bütün büyük şirketlerine bir şekilde ortaklık etmiş, ticaret erbabı bir ailedir. Nablus'un sosyal ve ekonomik gelişimine katkıda bulunmuş bir ailedir Alul ailesi. Hayır kurumları sahibi, insanların hayatlarına dokunan bir ailedir. Emanete sahip çıkmak, emaneti korumak da ailemizin önemli bir özelliğidir ve bizim için çok değerli olan bu boyutu kendi gelecek nesillerimize de aktarmaya devam ediyoruz. Bu emanet demir bir kasada ve demir kasa da gizli bir yerdedir. İsrail askerleri birçok defa bizim ofislerimize baskın düzenledi ancak şu ana kadar kasalarımıza dokunmadılar."
Alul, bugün hâlâ dünyanın dört bir yanına yayılmış aile üyelerinin gelerek bu emaneti görmek, hikâyesini dinlemek istediklerini belirtti.