Osmanlı döneminde su yönetimi
Canlı hayatı için olmazsa olmaz unsurlardan biri olan su, tarih boyunca önemini korudu. Osmanlı Devleti, İslam hukukundan aldığı miras ile su yönetimine dair hükümler geliştirdi; kullanım hakları, sulama faaliyetleri, su dağıtımı ve şehirlere su getirilmesinin sorumluluğu gibi pek çok alanda faaliyetlerde bulundu. Özellikle İstanbul'un su ihtiyacını karşılama konusunda Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde önemli çalışmalar yapıldı.
Giriş Tarihi: 13.01.2021
19:03
Güncelleme Tarihi: 22.03.2022
10:54
Sesli dinlemek için tıklayınız.
SU YOLU VE KANALLARDAKİ SULAR MÜLKİYETE TÂBİYDİ
🔵Eğer bu sular birçok paydaşın ortak mülkiyeti altında ise bu durumda paydaşlardan hiçbiri diğerlerinin izni olmadan yeni su kanalı açamaz, değirmen inşa edemez, su kullanım sırasını veya yönünü değiştiremezdi.
🔵İzin verilse bile bu herhangi bir zamanda geri alınabilir. Su paydaşların kendi arazi hisselerinin büyüklüğüne göre taksim edilirdi.
PAYDAŞLARIN SUYUNUN AZALTILMASINA İZİN VERİLMEZDİ
🔵Eğer bent yapma zorunluluğu varsa bu durumda su hakları nehrin alt taraflarından başlamak üzere yukarı kısımlara doğru dağıtılırdı. Bir akarsuyun sahibi, o su bir başkasının toprağından geçse bile belirli haklarını korurdu.
🔵Toprak sahibi bu durumda akan suyu engelleyemezdi ve su sahibine su yolu üzerinde gerekli onarım iznini vermek durumundaydı.
SU KULLANIMI İLE İLGİLİ HUKUKİ DÜZENLEMELER
🔵Şehirler için su temin edilmesi, özellikle suyun az olduğu bölgelerde dağıtımının yapılması, pirinç yetiştirilmesi devletin büyük ölçekli arazilerde su kullanımıyla ilgili ana teşebbüsleri olmuştu.
🔵Su kullanımı ve su işleriyle ilgili olarak genel Osmanlı politikası, büyük oranda tarımsal arazilerin işletimini küçük üniteler halinde çiftçilik yapan halka bırakan Osmanlı toprak sistemiyle belirlenmişti.
İslam tarihinde su yönetimi
SU YAPILARININ İNŞASI BAŞ MİMAR GÖZETİMİNDEYDİ
🔵Su kemerlerinin inşası ve su yollarının bakım ve muhafazası başmimarın gözetiminde yapılıyordu.
🔵Ona doğrudan bağlı bir nâzır ve nâzırın idaresi altında suyolcu denilen, İstanbul'un su sistemi kanallarının muhafazasından sorumlu, su kemerlerinin bakımını ve korumasını yapan teknik elemanlar bulunmaktaydı.
PİRİNÇ TARIMI İÇİN SULAMA PROJESİ
🔵Pirinç üretiminde çeltik tarlasının bol suya ihtiyaç göstermesi sebebiyle düzenli su akışının sağlanması büyük önem taşıyordu. Dolayısıyla esas mülkiyet veya belirleme işi araziye sahip olmada değil suyun kullanımına dayanıyordu.
🔵Dağıtılan su miktarı belli olduğundan devlet ne kadar pirinç tohumu ekileceğini sıkı biçimde düzenlemiş, bunun her su yolu için ne kadar olduğu resmî kayıtlara geçmiştir. Osmanlı Devleti başından beri pirinç üretiminin yayılmasını teşvik etmiş ve bu konuda destek sağlamıştı.