Arama

Osmanlı ekonomisinin can damarı; esnaf

Osmanlı dönemindeki esnaflar, bulunduğu mahalleyi kendi mahallesi gibi benimseyerek halk ile adeta bir aile bağı kurardı. Peki, Osmanlı'da esnaf olmanın şartları nelerdi? Osmanlı'da esnaf ve zanaatkarların kurduğu dayanışma örgütlerine ne denir? Osmanlı'daki günlük hayatı gösteren fotoğraflarının yanında, Osmanlı'nın son yılları ile Cumhuriyet'in ilk çeyreği arasındaki döneme dair birçok yazışma, fotoğraf ve belge erişime açıldı. Osmanlıca, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Farsça dillerindeki belgelerde, Sultan Abdülhamid ve Enver Paşa'nın mektupları ve önemli isimlere ait hatıratlar yer alıyor. Sizler için Osmanlı'nın günlük hayatına dair hiç görmediğiniz fotoğraflarını derledik.

  • 15
  • 103
İBN BATUTA’NIN DİLİNDEN AHİLER
İBN BATUTA’NIN DİLİNDEN AHİLER

14. yüzyıl ortalarında Orhan Gazi döneminde Anadolu'yu gezen ünlü seyyah İbn Battûta, ahî birliklerinin şehir ve köylerde teşkilatlanan zanaat ve ziraat ehli zümreler olduğunu belirtir ve tasavvufî hayatla olan yakınlıklarına temas edip misafir olduğu ahî zaviyelerinin isimlerini verir.

Ahiler hakkında önemli bilgiler veren İbn Batuta "Ahiler, Anadolu'ya yerleşmiş Türkmenlerin yaşadıkları her şehir ve köylerde bulunmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde bunların eş ve örneklerine raslamak mümkün değildir."diyerek Ahilerin yüksek ahlak özelliklerini belirtir.

  • 16
  • 103
AHİLİĞE NASIL GİRİLİRDİ?
AHİLİĞE NASIL GİRİLİRDİ?

Osman Bey vefat ettiğinde devletin başına geçen Orhan Bey, göreve Ahilerin onayıyla başladı. Aynı zamanda Orhan Bey, Bursa'nın fethinde önemli hizmetler eden Ahi liderlerine vakıflarla desteklenen zaviyeler inşa ettirdi. Orhan Bey'in oğlu I. Murat'ın Ahi Musa'ya kendi eliyle kuşak kuşattığı ve Malkara'ya ahi olarak atadığı bilinir. Âlim Şeyh Edebali'nin ve Çandarlı Kara Halil Paşa'nın ahi olduğu bilinir.

  • 17
  • 103
ESNAFLARIN CAN DAMARIYDI
ESNAFLARIN CAN DAMARIYDI

Osmanlı döneminde esnaf birliklerinin idare tarzına çok önem verilmişti. Sanat erbabı içinde en dürüst ve en çok saygıya değer olan, muhtemelen yaşça da önde bulunan bir üstat teşkilâtın reisi olup kendisine ahî deniyordu. Bunların zanaat mensupları üzerinde bir şeyh gibi nüfuzu vardı. Ayrıca esnaf arasındaki inzibatı temin eden ve yiğitbaşı yahut server denilen bir ikinci reis bulunuyordu. Bir şehirde mevcut zanaat şubesi sayısı kadar olan ahîlerden birisi diğerlerine reis oluyor ve buna ahî baba adı veriliyordu.

  • 18
  • 103

Ahî babalar, genellikle Kırşehir'deki Ahî Evran Tekkesi'ne bağlı olan şeyhler ile bunların çeşitli illerdeki vekilleri idi. Büyük âlim ve mutasavvıf Şeyh Edebâli de ahî şeyhlerinden olup Osman Gazi ile sıkı ilişkiler kurmuş ve kızını onunla evlendirmişti. Orhan Gazi ise Ahîliğe ait "ihtiyârü'd-dîn" unvanını almıştı. Özellikle Fâtih devrinden itibaren Ahîlik siyasî bir güç olmaktan çıkarak esnaf birliklerinin idarî işlerini düzenleyen bir teşkilât halini aldı

  • 19
  • 103
AHİLİĞİN ASIL AMACI NEYDİ?
AHİLİĞİN ASIL AMACI NEYDİ?

Ahiliğin asıl amacı, insanların dünya ve ahirette huzur içinde olmalarını sağlamaktı. Ahiler çatışmacı değil, dayanışmacı bir ruh yapısına sahiptiler ve zengin ile fakir, üretici ile tüketici, emek ile sermaye, millet ile devlet, kısaca toplumun bütün fert ve kurumları arasında iyi münasebetler kurarak herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak Ahi birliklerinin başta gelen amacıydı. Toplumda farklı statülerin olmasını normal karşılayan Ahilik, güçlünün zayıfı ezmesine, bir kimsenin haksız kazanç sağlamasına şiddetle karşıydı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN