Arama

Osmanlı hastaneleri

İnsanlık tarihi kadar eski bir tarihe sahip olan tıp ilminin kurumsallaştırılarak hastanelere dönüşmesi, İslam uygarlığının altın çağında gerçekleşmiş; ardından gelen Selçuklu ve Osmanlı devletleri, bu mirasın taşıyıcısı olmuşlardı. Osmanlı döneminde hastanelere darüşşifa, bimarhane ve şifahane isimleri verilmiş, bu hastanelerin hemen yanına tıp eğitimi veren medreseler kurularak doktorların uygulamalı olarak yetiştirilmesi sağlanmıştı. "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" düsturu ile temelleri atılan Osmanlı hastanelerini derledik.

  • 14
  • 20
HAREM’İN HASTANESİ AYRI BİR BÖLÜMDEYDİ
HAREM’İN HASTANESİ AYRI BİR BÖLÜMDEYDİ

Topkapı Sarayı'nda yer alan hastanelerden bir diğeri ise Harem Cariyeler Hastanesi'dir. Sarayda cariyelerin yer aldığı bölüm özerk nitelik taşımaktaydı. Bu bölümde hastanenin yanı sıra kendilerine has mutfak, çamaşırhane, hamam gibi cariyelerin hizmetinde olan bölümler mevcuttu.

Cariyeler hastanesi, bulunduğu yer itibariyle kendisini saraydan soyutlamış bir yapı görüntüsündedir ve hasta olan harem ahalisinin haremdeki sağlıklı kişilerden ayrılarak tedavi gördüğü bir kurumdur. Bunun nedeni ise bir dönem verem hastalığının bulaşıcı olduğu düşüncesidir. Topkapı Sarayı'nda haremde bulunan hastanenin yanı sıra haremde ayrıca birde eczane bulunuyordu.

  • 15
  • 20
ATİK VALİDE DARÜŞŞİFASI
ATİK VALİDE DARÜŞŞİFASI

İstanbul ili Üsküdar ilçesi sınırları içerisinde yer alan Atike Valide Darüşşifası, "Valide-i Atik Bimarhanesi" ve "Toptaşı Nurbanu Valide Sultan Darüşşifası" olarak da bilinir. II. Selim'in eşi ve III. Murad'ın annesi, Nurbanu Sultan'ın Üsküdar'da 1570-1579 yılları arasında cami, medrese, sıbyan mektebi, hankah, darülkurra, darülhadis, tabhane, imaret, hamam ve darüşşifa'dan meydana gelen külliyesinin, darülhadis, darülkurra ve darüşşifa'sı, caminin batısında, birbirine bitişik büyük yapı kitlesi içinde toplanmıştır.

Atik Valide Külliyesi Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Bu külliye, Mimar Sinan'ın yapmış olduğu tüm eserler gibi döneminde de önemli yapılardan olmakla birlikte içerisinde birden fazla amaca hizmet eden yapılardan müteşekkildir. Kervansaray, imaret ve tabhanenin oluşturduğu kareye yakın yapı bloğunun kuzey batısında yer alan darüşşifa, darülhadis medresesine de bitişik fakat ondan bağımsız iç avlu etrafında düzenlenen bir mekân olarak inşa edilmiştir.

  • 16
  • 20
DARÜŞŞİFA’NIN KADROSUNDA KAÇ DOKTOR GÖREVLİYDİ?
DARÜŞŞİFA’NIN KADROSUNDA KAÇ DOKTOR GÖREVLİYDİ?

Atike Valide Sultan Külliyesinin 1582 tarihli Arapça vakfiyesine göre Darüşşifa'da 2 tabip, 2 cerrah, 2 kehhal, 2 eczacı, 2 çamaşırcı, 2 eczaı kalfası, 1 ferraş, 1 külhancı, 1 kasekeş, 2 şise bakıcısı, 1 kilerci, 1 imam, 1 müezzin görevliydi.

Uzun süre faaliyet gösteren darüşşifa, 1841 yılında gerçekleşen ölümlerin sayısında artış olması, görev yapan hekimlerin görevlerinden alınmaları sonucunu doğurmuştur. 1873 yılına gelindiğinde ise darüşşifaya sadece akıl hastaları gelmekte ve sadece bu hastaların tedavileriyle meşgul olunmaktaydı. Bu durumun neticesinde Atike Valide Sultan Darüşşifası, "Toptaşı Bimarhanesi" olarak anılmıştır.

SAVAŞLARDA KULLANILAN İLGİNÇ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

  • 17
  • 20
SULTAN AHMED DARÜŞŞİFASI
SULTAN AHMED DARÜŞŞİFASI

Osmanlı padişahlarından Sultan I. Ahmed tarafından 17. yüzyılın başında yaptırılmış külliyenin içerisinde, cami, hünkâr kasrı, türbe, sıbyan mektebi, medrese, darülkurra, darüşşifa, imaret, sebiller, dükkânlar ve hamam mevcuttur. Yapımının emrini veren Sultan I. Ahmed, külliye tamamlanmadan evvel hayatını kaybetmiş, külliyenin açılışını I. Mustafa yapmıştır.

Külliye, Osmanlı tarihi ile alakalı birçok vakanın etrafında meydana geldiği, klasik dönem tarzında inşa edilen son külliye olmasından dolayı özel bir mana taşır. 17. yüzyılda yapımı tamamlanan hastanenin, yapıldığı dönemde diğer darüşşifalar da faaliyettedir. Darüşşifa, Sultan I. Ahmed Camii'nin sağ tarafında yer alan, yüksek ve manzarası güzel bir arsaya inşa edilmiştir.

  • 18
  • 20
DARÜŞŞİFANIN ORTASINDA HAVUZ BULUNUYORDU
DARÜŞŞİFANIN ORTASINDA HAVUZ BULUNUYORDU

Darüşşifanın girişi, kuzeydoğu cephesinden yapılmakta ve darüşşifanın tam ortasında havuz bulunmaktaydı. Darüşşifanın avlusunun etrafında revaklar bulunmakta ve darüşşifanın hasta odalarının üzerleri kubbeli biçimdeydi. Ayrıca tarihi belgelerde, darüşşifanın içinde bir mescidin de bulunduğu ifade edilir. Darüşşifa 19. asırda yalnızca, akli dengesini yitiren hastaların tedavisi için kullanılmıştır.

Darüşşifa, İstanbul sınırları içerisinde 17. yüzyılda inşa edilen tek sağlık kurumu olmuştur. Aktif olarak faaliyetinin ne zamana dek sürdürüldüğü bilinmemektedir. Darüşşifa yıkılıp eski halinden emare kalmamış duruma gelmesinden sonra, 1866 yılında içerisinde Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası olarak yararlanılan Erkek Sanat Okulu (Sanayi Mektebi) yaptırılmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN