Osmanlı orduları sefere nasıl çıkarlardı?
Osmanlı İmparatorluğu tarihi anlatılırken devamlı olarak yapılan savaşlardan bahsedilir. Ancak Osmanlı ordularının seferlere nasıl çıktıkları üzerinse fazla durulmaz. On binlerce kişilik ordular yüzlerce kilometrelik mesafelere nasıl gittiler? Osmanlı seferlerinin lojistiği nasıl gerçekleşirdi? Bütün Osmanlı ülkesi herhangi bir savaş sırasında anında harekete geçecek alt yapı ile donatılmıştı. Çünkü savaş kararı verildikten sonra alınacak günübirlik kararlarla on binlerce kişiyi harbe götürmek mümkün değildi.
Giriş Tarihi: 13.09.2019
17:34
Güncelleme Tarihi: 13.09.2019
17:40
İDARECİLERİN EN FAZLA ÖNEM VERDİKLERİ KONU
Sefer esnasında yiyecek sıkıntısı yaşanması durumunda askerler taşkınlık yapabilirdi. Ayrıca aç kalacak olan asker çevredeki köy ve kasabalara zarar verebilirdi. Bu da halkın Osmanlı yönetimine karşı soğuması demekti. Bu yüzden idarecilerin en fazla önem verdikleri hususların başında menzillerde zahire depolanması gelirdi. Yüz bin kişiyi geçen ordularla yapılan seferler, büyük bir disiplin içerisinde cereyan ederdi. Askerler sefer yolu üzerindeki köylülerin tarlalarına ve hayvanlarına fazla bir zarar verirlerse, zarara uğrayan kişi orduya gelerek durumu bildirirdi. Tarlası çiğnenmiş veya hayvanı alınmış birinin zararı devlet hazinesi tarafından karşılanırdı.
ASKERLERİN BESLENMESİNDE NELERE DİKKAT EDİLİRDİ?
Askerlere kuru yiyecekler yerine günlük pişirilmiş yemek verilmesi askerlerin beslenmesi açısından çok daha önemliydi. Günde iki defa yemek pişirilirdi. Yemeklerin ana maddesi genellikle koyun etiydi. Sığır etine bu dönemde fazla itibar edilmezdi. Bir yıl süren bir seferde 100 bin civarında koyuna ihtiyaç duyulurdu. Ayrıca pirinç gibi maddelerden çorba işe bulgur ve pirinç pilavları da pişirilirdi. Osmanlı ordusunda uzun müddet esir olarak bulunan Kont Mersigli, her bir askere günlük olarak 320 gram ekmek,160 gram peksimet,200 gram koyun eti, 160 gram pirinç ve 80 gram yağ verildiğini belirtir.
ORDUNUN EN ÖNEMLİ İHTİYACI NASIL TEMİN EDİLİRDİ?
En önemli ihtiyaç maddelerinden birisi olan ekmek iki türlü temin edilirdi. Ordunun geçeceği bölgelerdeki yerlere emirler gönderilerek ekmek pişirtilip hazırlatılırdı. Durum ve zaman uygun olduğunda ise ordu içerisinde kurulan fırınlarda pişirilirdi. Ancak ekmek uzun zaman dayanmadığı için peksimet daha çok tercih edilirdi. Sefer güzergâhındaki ambalajlarda devamlı olarak peksimet bulunurdu. Peksimet pişirilip depolandıktan bir sene sonra bir sene içerinde kullanılmamışsa daha fazla saklanılmayıp yenilirdi. Ayrıca sefer sırasında yol üzerindeki yerleşim yerlerine emir gönderilerek peksimet pişirtilir ve çuvallara konulup katır ve develerle orduya getirilirdi.
SEFERLERDE HANGİ TAŞIMA ARAÇLARI TERCİH EDİLİRDİ?
Ordunun içme ve diğer işlerde kullanacağı suları sakalar temin ederdi. Sakabaşı idaresindeki sakalar deri kırbalarla arlar üzerinde suyu taşırlardı. Ordunun ihtiyacı olan barut, gülle, nal, çivi, katran keçe, çuval, neft, zift, demir, meşale, kumaş, çadır gibi diğer maddeler de sefere çıkılmadan önce ve sefer esnasında temin edilirdi.
Ordunun ağırlıklarını taşımak için at, katır ve deve kullanılırdı. Yolların uygun olmaması sebebiyle araba fazlaca kullanılmazdı. Araba ve taşıma hayvanları satın alındığı gibi, kira karşılığında da tutulurdu. Ayrıca Tuna, Fırat, Dicle gibi nehirlerden de istifade edilirdi. Ayrıca Karadeniz ve Ege üzerinden de gemilerle gerekli malzemeler taşınırdı. Ordunun en önemli silahları olan topları taşımak için ise top arabaları kullanılırdı. Osmanlı İmparatorluğu'nda bu işi yapmak için top arabaları ocağı adı verilen bir teşkilat mevcuttu
Osmanlı ordusunu meydana getiren askerler ülkenin değişik yerlerinde bulunurlardı. Merkezde sadece Yeniçeriler ile diğer kapıkulu askerlerinin bir kısmı vardı. Osmanlı ordusunun çoğunluğunu oluşturan tımarlı sipahiler, timar olarak gelirini aldıkları topraklarda yaşarlardı. Bu yüzden tımarlı sipahilerin alaybeyleri ve çeribaşılarına emir gönderilerek sefere çıkılacağı için hazırlıklarını yapmaları emredilirdi. Sefere çıkmadan da orduya katılmaları için fermanlar gönderilirdi. Taşrada bulunan yeniçeri ve diğer kapıkulu askerleri de onları toplamaya memur edilen görevliler vasıtasıyla orduya getirilirlerdi. Taşrada bulunan askerler sefer güzergâhı boyunca Osmanlı ordusuna katılırlardı. Orduya gelen askerlerin tam teçhizatlı olmaları gerekliydi. Atları, silahları, zırhları eksiksiz olmalıydı. Yavuz Sultan Selim zamanında orduya katılması emredilen tımarlı sipahilere hitaben gönderilen bir fermanda " Tolgası eksik olanın kafasını, kolçağı eksik olanın kulunun kesileceği" belirtilmişti.