Osmanlı padişahlarına gönderilen hediyeler
Sosyal hayatta en önemli örf ve adetlerimizden biri olan hediyeleşme adeti sayesinde kırgınlıklar giderilir, gönül kapıları açılır. Geçmişten günümüze hediyeleşme, sadece şahıslar arasında değil zamanla devletler arasında da bir usul ve protokol haline geldi. Devletler, her zaman en güzel hediyeyi göndermek için özel bir çaba sarf etti. Osmanlı'nın dostluğunu kazanmak ve münasebetleri sıcak tutmak isteyen devletler çeşitli vesilelerle padişahlara birbirinden ilginç hediyeler göndermişlerdi.
Giriş Tarihi: 25.10.2019
15:49
Güncelleme Tarihi: 04.10.2022
16:48
🔶 Hanedan mensuplarının doğum ve ölümlerinde yapılanlar da dâhil olmak üzere her padişahın tahta cülûsu ile başlayan biat merasimi, kılıç alayı, mevlit alayı, Hırka-i Şerif ziyareti, arife ve bayram tebrikleri, surre alayı, sakal bırakma, bed-i besmele, Kur'an-ı Kerim hatmi, düğün, muhtelif rütbe ve mansıp tevcihleri gibi törenleri n en önemli unsuru padişahların hediye kabul etmesi ve hediye dağıtmasıydı. Bu hediyeler aracılığıyla tebaa ile devlet arasında manevi bir bağ kurulurdu.
🔶 Bu törenlerde padişaha verilecek hediyeler de pek görkemli olup keza padişah da bu hediyeler karşılığında son derece cömert görünürdü.
PADİŞAHA NE ZAMAN HEDİYE SUNULURDU?
🔶 Hediyelerin bir kısmı, yıl içerisinde belirli zamanlarda adet olarak verildiği hediye alınıp verilmesi süreklilik arz eder ve adeta bir hediyeleşme trafiği yaşanırdı.
🔶 Devlette hediyeler padişaha her sene cülûs, cenaze, huzura kabul, askerî sefer, koru ve çayır mahsûlü sunumu (çayır pîşkeşi), otluk ambarının dolması, görev tevcihleri, hazine irsali gibi devlet işlerine ait törenlerde; Cuma selamlığı, Hac dönüşü, kandil ve bayram gibi dinî törenlerde; şehzâde doğumlarında, gezilerde, evlenme ve sünnet düğünleri gibi hareme ait törenler de sunulurdu.
🔶 Ayrıca nevruz, av seferleri, ziyafetler, padişahın bir yerden başka bir yere gelmesi (kudüm pîşkeşi), padişah ve sadrazamın hastalanmasında yapılan geçmiş olsun ziyaretleri ve kan alma gibi vesileler padişaha hediye takdim edilirdi.
PADİŞAH NE ZAMAN HEDİYE SUNARDI?
🔶 Padişah ise tahta cülûsu ile başlayan biat merasimi, kılıç alayı, mevlit alayı, arife ve bayram tebrikleri, sakal bırakma, düğün gibi merasimlerin yanı sıra şehzâdelerin ilk okumaya başlamaları, Kur'ân-ı Kerim hatim töreni, Hırka-i Saadet ziyareti, Surre-i Hümayûn gönderilmesi, kendisine nisan yağmuru ve buhur suyu takdimi gibi merasimlerde hediyeler dağıtırdı.
🔶 13 Temmuz 1691 'de Veziriazam Köprülüzâde Mustafa Paşa cülûs hediyesi olmak üzere II. Ahmed'e elmas ile süslü bir çengel kuşak, yüz kırk dirhem amber, bir adet samur kürk, on dört elbiselikten oluşan dibâ, sade ve telli Hıtayî, atlas ve iki işlemeli şal hediye etmişti.
🔶 Hediyelerden kuşak, padişah tarafından kullanılmak üzere çıkarılarak Harem-i Hümayûn defterine altmış altıncı kuşak olarak kaydedilmiş; yüz kırk dirhem amberin yarısı ise Enderûn Hazines i'ne geldiği gün, muhtemelen saray görevlilerinden birine ihsan edilmişti.
AVRUPA’DAN OSMANLI’YA GÖNDERİLEN HEDİYELER
🔶 1700'de Avusturya elçisi Osmanlı sarayına teknolojik gelişmeleri yansıtan ocak ızgarası, soğutucular, sulama kapları, kutular, kahve fincanları ve gümüş şerbet kapları, kapaklı sürahiler ve altın buhurdanlar, kesme kristal şamdanlar, saatler, gümüş bir ısıtma kabı ve bir fıskiye gibi hediyeler sunmuştu.
🔶 1770'lerde Belweder Sarayı bünyesindeki imalathanede porselen üretimine başlayan Lehistan Kralı Stanislaus Poniatowski Sultan I. Abdülhamid'e armağan olarak porselen bir yemek takımı gönderdi.
🔶 16 ve 17. yüzyıllar da dokumalar, kıymetli kumaşlar, mücevherler, masa saatleri, cep saatleri, gözlükler, teleskoplar, mikroskoplar, parfümler, silahlar armağan olarak verilirken daha sonraki dönemlerde Avrupa'da yaşanan Sanayi Devrimi'ne bağlı olarak, çeşitli ürünler görülmeye başlandı.
🔶 Armağanlar arasına da yemek takımları, aynalar, tek ayaklı, mermer tablalı masalar, avizeler, fenerler, şamdanlar, mobilyalar gibi bu türden ürünler dahil olmaya başladı.