Osmanlı sultanlarından öğütler
Kimi yüzyıllar öncesinden geleceğin bir öngörüsü, kimi ölüm döşeğinde son vasiyet, kimiyse bugünlerimize dahi ayna tutacak cinsten büyük bir nasihat… Osmanlı sultanları tahtın varisleri olan oğullarına öyle öğütler verdiler ki yüzyıllar sonrasında dahi dönüp baktığımızda Devlet-i Aliyye'yi yönetenlerin "padişahlık" vasfının çok ötesinde karakterler olduklarını görüyoruz. Fikriyat olarak, Osmanlı sultanlarından öğütleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 03.08.2019
10:20
Güncelleme Tarihi: 03.08.2019
10:25
‘RABBİM, SANA VERDİĞİ ÜSTÜN MEZİYETLERİ ARTTIRSIN’
II. Murad, oğlu Fatih Sultan Mehmed'e…
"Ey benim sevgili oğlum! Bütün varlıkların kulluk eylediği yüce Rabbim, sana verdiği üstün meziyetleri artırsın...
Ey oğlum! Ben, hayatlarını doğruluk üzere geçirenlerin ahiret âleminin sonsuz nimetlerine kavuşacaklarına inanıyorum. Bunun için Rabbime karşı yaptığım ibadetleri, samimi bir şekilde can-ı gönülden yaparım.
‘HER DURUMUN İÇYÜZÜNÜ ÖĞRENİP DÜŞÜNMEK GEREK’
Ben çektiğim sıkıntıların karşılıklarının, Allah tarafından verileceğine inanıyor ve bu hususta O'na iltica ediyorum. Ayrıca O'nun takdirinin benim için büyük bir safa olduğunu düşünüyorum.
Ey oğlum! Her söylenene inanıp aldanmaktan uzak durmak, her durumun içyüzünü öğrenip düşünmek ve kendi gerçeğine yaklaşmak gerek.
‘NASIL DOĞUP GELDİYSEK, YİNE ÖYLECE GİDELİM İSTERİM’
Ey oğlum! Ara sıra ecdadımı hatırlarım. Benden sonraki neslimizin akıbeti hakkında düşüncelere dalarım.
Elhamdülillah bugüne kadar hürmet ve bağlılık görerek geldik; bugünden sonra da aynı şekilde devam etmemizi arzularım. Nasıl doğup geldiysek, yine öylece gidelim isterim...
‘BİR ŞEYİN DEVAMI KILIÇ ZORUYLA MÜMKÜN DEĞİLDİR’
Şunu iyice bilesin ki, herhangi bir şeyin devamı, yalnız kaba kuvvet, kılıç ve kahramanlık zoruyla mümkün değildir. Akıl, tedbir, sabır, ileriyi görme ve yorucu tecrübeler çok mühimdir.
Birinci yol, her zaman geçerli olmadığı gibi, mahzurları da çoktur. İkinci yol da tek başına işe yaramaz. Büyük muvaffakiyetler için her ikisini de bir arada yürütmek gerek!
‘BİR BAKIMA SEN O’NUN YERYÜZÜNDEKİ HALİFESİSİN’
Unutma ki, yüce ecdadımızın büyük zaferleri, görünüşte kılıcın gölgesinde olmuşsa da hakikatte akıl, mantık ve muhabbet güçleriyle gerçekleşebilmiştir.
Ey oğlum! Adaletten hiç ayrılma! Çünkü Allah âdildir ve âdil olanı sever. Bir bakıma sen O'nun yeryüzündeki halifesisin. O, sana lütuflarda bulunmuş ve kullarının başına serdar eylemiştir; bunu unutma!