Osmanlı sultanlarının bilinmeyen antika eşyaları
Yavuz Sultan Selim'in hançerinin ön yüzündeki harflerin rakam değerinin 66 olduğunu ve bu sayının, Allah sözcüğünün ebced değeriyle aynı olduğunu biliyor muydunuz? Ya da Sultan Abdülmecid döneminde yapılan zümrütlü askının, Surre Alayı ile Hz. Peygamber'in kabrine gönderilmek için yapıldığını? Sizler için, Osmanlı sultanlarının bilinmeyen antika eşyalarını derledik.
Giriş Tarihi: 22.04.2019
13:43
Güncelleme Tarihi: 22.04.2019
17:06
KIYMETLİ EŞYALARI KİM ÜRETİP KİM KORUYORDU?
Osmanlı sarayında kuyumcular, ''Ehl-i hiref'' denilen ve el sanatlarıyla uğraşanların oluşturduğu zümrelerden biridir. Çeşitli hizmet erbabı sınıfların mevcut olduğu sarayda, ehl-i hiref de sanatkârlar zümresindeki yerini almıştır. El sanatlarıyla uğraşan kimseler anlamına gelen Ehl-i hiref, devşirme zamanında saraya verilen acemilerden oluşur; hizmete alınanlar, ustaların ellerinde yeteneklerine göre yetiştirilmiştir.
Ehl-i hiref teşkilatında kuyumculukla uğraşan pek çok ustanın ve çeşitli bölüklerin yer aldığı belgelerden anlaşılmaktadır ve bunların başında altın işçiliği yapan ''Zergeran'' bölüğü gelmektedir.
Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulan hazine koğuşunun amiri, hazinedarbaşı ve hazine kethüdasıydı. Hazinedar başı, sarayın en nüfuzlu görevlilerindendi. Bu kişi, sarayda hizmet gören sayıları 2.000 kadar olan saray sanatkârlarının başı olduğu gibi, Enderun hazinesi ile saraya ait mücevherler ve kıymetli eşyaların korunmasından da sorumluydu.
SULTAN I. AHMED’İN ASKISI
Yüzyıllar boyunca, başta Osmanlılar olmak üzere İslam hükümdarları, Mekke ve Medine halkına para ve yiyecek, kutsal mekânlara da değerli hediyeler ve mücevherler göndermişlerdir. Askıların günümüze dek ulaşan örneklerinin en görkemlileri Hz. Muhammed'in Medine'deki kabrine hediye olarak gönderilenleridir.
Sultan I. Ahmed'in Surre Alayı ile Medine'ye gönderdiği eserlerinden biri olan bu askı , içi oyularak yuvarlatılmış altı köşeli zümrütten yapılmıştır. Askının bütün kenarlarına altınla çerçevelenmiş, üzerleri elmaslarla bezenmiştir. Kapağı altından kafes şeklinde oymalı kubbe biçiminde olup, dış yüzüne elmas ve yakutlar mıhlanmıştır.
Askının iç yüzeyi renkli mine işçiliğiyle süslenmiştir. Eser, inciden yapılmış altı ayak üzerine oturtulmuştur. Üç halkayla kapağa bağlanan askı, 38 santim uzunluğundaki kalın üç sıra zincirle asılmaktadır.
Zincirlerin tutturulduğu altın bir plaka üzerinde, askının Sultan I. Ahmed tarafından 1617 yılında yaptırıldığı, alt kısmında yer alan küçük bir plakada da 6.000 altına mal olduğu yazılıdır.