Osmanlı tarihindeki en garip vakalar
Geçmişten günümüze tarihi yazılarıyla köprü kuran Osmanlı'nın Masalcı Amcası Reşat Ekrem Koçu kitaplarında, Osmanlı tarihindeki ilgi çekici ayrıntıları herkesin okuyup zevk alabileceği şekilde sundu. Sizler için Koçu'nun Osmanlı'daki günlük hayattan kesitleri ve tarihimizdeki pek bilinmeyen garip vakaları sunduğu yazılarından alıntıları derledik.
Giriş Tarihi: 06.07.2019
16:00
Güncelleme Tarihi: 08.07.2019
09:26
Türkiye'de ilk defa Latin harfleriyle Türkçe yazıyı, 3. Selim'in kız kardeşi Hatice Sultan yazmştır.
Reşat Ekrem Bey, İstanbul'da Maarif Nezâreti tercüme kaleminde çalışmış, Tarîk, Ma'lûmat ve Cerîde-i Havâdis gazetelerinde yazı yazmış, daha sonra Konya'da Sanayi Mektebi müdürlüğüne tayin edilmiş ve burada Babalık gazetesinde de başyazarlık yapmıştır. 1925'te İstanbul'a döndüğünde 1933'te ölümüne kadar Cumhuriyet gazetesinin memleket haberleri servisinin başında bulunmuştur.
Lale Devri'nin Tabak Ata isminde ünlü bir çiçekçisi vardı. Tam 80 çeşit farklı lale türü yetiştirdi. Saray bahçelerine de lale soğanlarını o satardı. Tabak Ata fakir bir adamken lale sayesinde İstanbul'un sayılı zenginlerinden oldu.
İlkokulu Konya'da okuyan Reşat Ekrem, savaş sebebiyle ortaokul ve lise kapandığından annesiyle birlikte İstanbul'a döndü. Liseyi yatılı olarak Bursa Erkek Lisesi'nde okudu. 1931'de İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun olunca kürsü başkanı Ahmed Refik'in (Altınay) asistanı oldu. Burada 'Osmanlı Muâhedeleri ve Kapitülasyonlar 1300-1920 ve Lozan Muâhedesi' adlı çalışmasını hazırladı. Çok takdir ettiği hocası Ahmed Refik, 1933'te yapılan üniversite reformunda görevinden uzaklaştırılınca Reşat Ekrem de yeni kurulan üniversiteden istifa etti.
İstanbul'daki meşhur Kız Kulesi Osmanlı tarihinde yalnız bir defa ve bir kişi için hapishane olarak kullanılmıştır. Burada, on sekizinci asrın namlı vezirlerinden Hekimoğlu Ali Paşa hapsedilmiş ve oradan sürgüne gönderilmiştir.
Kuleli Askerî Lisesi, Vefa Lisesi ve Pertevniyal Lisesi tarih öğretmenliği yanında Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet, Hergün, Yeni Tanin ve Tercüman gibi gazetelerle Hayat Tarih Mecmuası, Resimli Tarih Mecmuası, Tarih Dünyası, Hayat, Yeşilay, Büyük Doğu, Hafta, Türk Folklor Araştırmaları, İstanbul Enstitüsü Mecmuası vb. dergilerde makaleler yazarak geçimini sağladı.
On yedinci asır ortalarında İstanbul'da bir "Elekçi Delisi" vardı. Adı bilinmeyen bu deli, her gün üç dört tane eleğin tellerini koparıp bükerek, kâğıt helvası, peynirli pide gibi yerdi.
Reşat Ekrem, Kadıköy Göztepe Kayışdağı caddesinde aileden kalma köşk satıldıktan sonra hayatının son yıllarını Ankara Caddesi ve Sirkeci'deki bürolarında bulunan arşivini de naklettiği civardaki bir apartman dairesinde geçirdi. 6 Temmuz 1975 tarihinde burada vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı'na defnedildi.
DÜNYANIN ŞEHİR HAKKINDA İLK ANSİKLOPEDİSİ
Sümbül çiçeğinin mor renklisinin katmerlisi, ilk defa olarak XVII. asırda büyük Türk âlimi Kâtip Çelebi tarafından elde edilmişti.
Bu şehre olan hayranlığını ve onu ölümsüzlüğe kavuşturmak isteğini 1944'te İstanbul Ansiklopedisi'ni fasiküller halinde yayımlamak suretiyle gösterdi. Dünya yayın hayatında ilk olarak denenen bu teşebbüsüyle bir şehri her şeyi ile ansiklopedi sayfalarına sığdırmayı tasarladı ancak bu önemli proje tamamlanmadan yarım kaldı.