Arama

Osmanlı tıbbına dair 25 ilginç bilgi

Dünyada hastalıklara şifa bulma arayışı, insanlık tarihi kadar eski bir uğraş. Tıp ilmi, en büyük dönüm noktasını İslam uygarlığının altın çağında yaşadı. Müslüman alimlerin tıp ile ilgili çalışmaları, günümüzdeki sağlık uygulamalarının en değerli kaynağı oldu. İslam uygarlığının bilimsel olarak temellerini attığı tıp ilmi, önce Selçuklulara, ardından ise Osmanlı Devleti'ne miras kaldı. Osmanlı sultanlarının da desteği ile hem şifahaneler hem de tedavi yöntemleri büyük bir gelişme gösterdi. Osmanlı tıbbına dair 25 ilginç bilgiyi derledik.

Osmanlı toplumunda mevcut tıp geleneklerinin paylaşıldığı birkaç ortak şablon vardı. Bunlardan biri insana yönelik bütünlükçü bir bakış açısıydı: "Bütün" bir şahıs "toplam" çevresi içinde konumlandırılıyordu.

Osmanlı'da hekimlik eğitimi alan kişilere tıp eğitimi medrese ve darüşşifalarda verilirdi. Verilen tıp eğitimi, hem teorik hem de pratik bilgileri içerirdi ve eğitim, hekimler tarafından verilirdi.

OSMANLI'DA GÖRÜLEN HASTALIKLAR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Medrese ve darüşşifalarda yetişen ve mezun olan hekimlere verilen ve "ruus" olarak adlandırılan diplomalar verilirdi. Diplomada medrese yöneticisi olan müderrisin adı yer alırdı.

Osmanlı Devleti kendinden önceki devletlerin tıbbi geleneği devralmış ve sağlık hizmetlerini ülke insanına arz etmişti. Devlet, evvela halkına sağlıklı olmak için nelerin yapılacağına dair bilgiler vermiş, buna karşılık insanlar hasta olurlarsa o zaman tedaviye başlanmıştı.

  • 10
  • 25

Hekimlik ve ilaçlar hakkında hiçbir bilgiye sahip olmayan kişilerin hasta tedavi etmelerini önlemek amacıyla 1573 yılında Sultan II. Selim döneminde bir hüküm çıkarılmıştı. Bu hükme göre, hekimlik yapacak kişiler hekimbaşı tarafından sınava tabi tutulacak ve sınavı kazananlara verilecek olan belgeyle hekimlik yapabileceklerdi.

İSLAM UYGARLIĞINDA 'TIP EĞİTİMİNE' DAİR BİLİNMEYENLER

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN