Osmanlı zamanında yaşanan depremler
Ülkemizin bulunduğu coğrafya, 1500'lü yıllardan itibaren farklı zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 25 depremle sarsıldı. Osmanlı zamanında yaşanan üç büyük depremde binlerce ev yıkılmış, yüzlerce kişi de vefat etmişti. "Küçük kıyamet" olarak adlandırılan bu depremlerin artçıları aylarca sürmüş, halk uzun süre çadırlarda yaşamıştı.
Giriş Tarihi: 29.09.2019
14:32
Güncelleme Tarihi: 09.02.2023
09:32
NÜFUSUN YÜZDE ONU DEPREMDEN ETKİLENDİ
🔹 "Küçük Kıyamet", Doğu Akdeniz 'de meydana gelen en büyük depremdi. Bolu'dan Edirne'ye kadar olan sahada kendini hissettirmişti.
🔹 Bursa, İznik, Gebze, İzmit Körfezi, Bolu, Gelibolu, Edirne, Dimetoka gibi yerleri de etkilemişti. Bu yıllarda 200 bin civarında olan İstanbul'un nüfusunun yaklaşık yüzde onu deprem sonucu ya ölmüş veya yaralanmıştı.
🔹 Depremin İstanbul'daki bilinen tahribatından bazıları şu şekildedir: 109 cami tamamen yıkılmış, Yedikule'den Bahçekapı'ya kadar olan surların önemli bir kısmı yıkılmış, Fatih ve Bayezid camilerinin kubbeleri zarar görmüş, su yolları mahvolduğundan şehrin bazı kesimlerini su basmıştı.
🔹 Ayrıca Karaman semtinin harap olduğu, Topkapı Sarayı, Galata Kulesi, Küçükçekmece ve Büyükçekmece köprüleri, Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı'nın kısmen zarar görmüştü.
🔹 Bu deprem ve artçıları İstanbulluların psikolojisi üzerine derin izler bırakmış, kaybedilen eş dost ile mal ve mülke duyulan üzüntünün dışında, insanlar uzun süre ölüm korkusuyla evlerine girememişti.
🔹 Hatta dönemin padişahı İkinci Bayezid 'in yatak odası bile çökmüş ancak padişah birkaç saat önce odadan ayrıldığı için canını kurtarmıştı. Sultan'ın sarayın bahçesine kurdurduğu bir çadırda on gün kal dığı, ardından da Edirne'ye gittiği bilinir.
Hafızamızdaki taze yaralar: Depremler
KISA ZAMANDA ŞEHİR İMAR EDİLDİ
🔹 Depremden sonra, yaraların sarılması, harap olan binaların yeniden inşası için Osmanlı idaresince çalışmalar hemen başlatılmıştı. Buna göre; İstanbul'da yıkılan evleri yaptırmak için 20 evden bir kişi ve ev başına 22'şer akçeyle "cerahor" denen ücretli işçiler tedarik edilmişti.
🔹 Bu şekilde Anadolu'dan 37 bin, Rumeli'den ise 29 bin cerahor getirilmiş, ayrıca üç bin kadar da mimar ve dülger de İstanbul'a çalışmaya gelmişti. Devlet, İstanbul ahalisinin bozulan ruhsal durumunu düzeltmek için de çaba sarf etmiş, fukaraya değerli tabak ve tepsilerde yiyecek ve içecek dağıtılarak, bir tür zenginlik gösterisi yapma gereği duyulmuştur.
🔹 İstanbul'daki imar faaliyetleri 29 Mart 1510 'da başladı ve çok kısa bir süre zarfında 1 Haziran 1510 'da bitirildi. İyi hazırlık yapıldığı için 2 ay gibi kısa bir zamanda şehrin surları, köprüler Rumeli ve Anadolu hisarları nın tahrip olan yerleri, Kız Kulesi, evler, camiler, medreseler, hanlar, çeşmeler ya baştan inşa edilmiş veya tamir edilmişti.
1766 DEPREMİ (22 Mayıs 1766)
🔹 1766 yılının Kurban Bayramı 'nın ikinci günü sabahı meydana gelen bu büyük depremin artçıları sekiz ay devam etmiş, İstanbullular bu süre zarfında huzurla evlerinde uyumayı unutmuştu. Nitekim ahali aylarca çadırlarda barınmış, doğal olarak da insanların ruhsal durumu bozulmuştu.
🔹 Büyük sarsıntı ve artçıları devam ederken Topkapı Sarayı da hasar gördüğünden Sultan III. Mustafa'nın Edirne 'de ikamet ettiği bilinir.
Son 100 yılın en büyük üçüncü depremi
🔹 1766 yılındaki bu olaylar sırasında Eyüp Sultan ve aynı semtteki Şah Sultan camileri tamamen yıkılmış Kariye, Fatih, Mihrimah Sultan ve Atik Ali Paşa camilerinin kubbeleri yerle bir olmuştu. Bunlar dışında da birçok cami, mescit, han ve saray kullanılamaz derecede hasar görmüştü.
🔹 Neyse ki bu depremin şiddetli olmasına rağmen nispeten ölü sayısı az dı. Öyle ki şehirdeki onlarca meşhur yapıyı ortadan kaldıran böyle büyük sarsıntının binlerce evi harap ettiği düşünülebilir.
🔹 Buna rağmen ölü sayısının birkaç yüzde kalması, muhtemelen bayram sabahı olması nedeniyle İstanbulluların evlerinde olmayıp mesire yerlerine akın etmiş olmas ıyla açıklanabilir.