Osmanlı'da bayram coşkusu nasıl yaşanırdı?
İslam dinine özgü olan Kurban Bayramı, Osmanlı kültür hayatında önemli bir yer tutardı. Bayram sevinci, Arefe günü atılan top atışlarıyla başlar , son günün ikindi vaktine kadar devam ederdi. Kurban eti hemen yenmez dağıtmak üzere hazırlanırdı . Bayram namazına gidilecek camiyi padişah seçerdi. Bu tercihi de genellikle Ayasofya ya da Sultanahmet olurdu. Osmanlı mutfağında, padişah ve özel misafirler için özel sofralar hazırlanırdı.
Giriş Tarihi: 31.07.2020
11:37
Güncelleme Tarihi: 01.08.2020
12:46
Bayram tebrik törenleri Topkapı Sarayı'nda yapılırdı
Bayram tebrik törenleri 19. yy'ın ortalarına kadar Topkapı Sarayı'nda, 1867 yılından itibaren de Dolmabahçe Sarayı'nın orta kısmındaki Büyük Muayede Salonu'nda yapılırdı.
Sultan Abdülhamid dönemindeki iki bayram töreni ise Yıldız Sarayı'nda yapılmıştır.
Osmanlı Sarayında bayram törenleri nasıl olurdu?
Bayram namazı Ayasofya Camii'nde kılınırdı
Bayram namazına gidilecek camiyi padişah seçerdi. Bu tercihi de genellikle Ayasofya ya da Sultanahmet olurdu. Padişah haremden çıkıp, özel olarak süslenmiş atına biner ve Babüsselam Kapısı önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte camiye doğru yola çıkardı. Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre atlı veya yaya olarak padişahı takip ederlerdi. Camiye gidilip, namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içinde saraya geri dönülürdü. Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe "bayram alayı" denilirdi.
Bayram günleri merasime iştirak edeceklerin toplantı yerleri Ayasofya Camii idi. Hep birlikte kılınan sabah namazından sonra saraya geçilir, Kubbealtı'nda toplanılır, padişahın teşrifi ile Ayasofya, Sultanahmet veya Süleymaniye gibi büyük camilerden birine geçilerek bayram namazı kılınırdı.
Padişahların, bayramın birinci günü sabah namazını Hırka-i Saadet Dairesi'nde kılmaları adetti. Bayram namazından sonra da mutlaka mezarlık ziyaretleri yapılırdı.
Osmanlı padişahlarının asırlık geleneği: Bayram alayı
Kurbanlık hayvanın yularından çekmek suç sayılırdı
Osmanlı'da kurbanlıklar kimi zaman bir yıl önceden alınırdı. Kurbanlıklar, alındıktan sonra boyanır ve itinayla beslenirdi. Kurbana eziyet görüntülerini Osmanlı'da asla yoktu. Hatta kurbanlık hayvanın yularından çekmek bile suç sayılırdı .
Ayrıca kurbanların dişi olmamasına, gözlerinin sağlam, boynuzlarının kırık veya organlarının eksik bulunmamasına dikkat edilirdi.
Mahallelerde bir sürü "Arife Çiçeği" olurdu
Bayram boyunca caddelerde, mahallelerde bir sürü "Arife Çiçeği" yani çocuklar olurdu.
Çocuklara "Arife Çiçekleri" denilmesinin nedeni bayram gününü beklemeden Arife gününden bayramlık kıyafetlerini giyip dışarı çıkmalarıdır.
Zenginler "Zimem" defterinden borçları silerdi
Günümüzde "Veresiye defteri" olarak bilinen zimem defterinden bayram alışverişlerini zimem defterine yazdırıp ödemekte güçlük çekenlerin hesaplarını bazı zenginler öderdi.
Bu ödemeyi yaparken de rastgele bir sayfa seçer ve kimin borcunu ödediğini bilmezdi.
Osmanlı geleneği Zimem defteri hakkında bilgi