Osmanlı’da kütüphane mimarisi
Kütüphaneler kültürümüzü ve geleneğimizi geleceğe taşıyan insanların en yakın arkadaşlarıdır. Pek çok bilgi ve belgeler dijitalize olup internet sahasına taşınmış olsa da kitapların ve kütüphanelerin, uygarlık birikimimizi devam ettirme görevi devam ediyor. Osmanlı Devleti gibi yarım yüzyılın üzerinde ayakta kalan bir medeniyet eşsiz bir kütüphane kültürüne sahiptir. Peki, Osmanlı Devleti'nde kütüphanelerin müstakil olarak inşası ne zaman başladı ve kütüphanelerin mimarisi nasıldı?
Giriş Tarihi: 12.03.2022
10:52
Güncelleme Tarihi: 12.03.2022
11:44
19. yüzyıla gelindiğinde kütüphane yapıları
📌 Üsküdar'da 1718'de Selim Ağa, Galata'da, Mevlevihane kapısı üstünde 1828 tarihin Halet Efendi , Yerebatan Caddesi üzerinde 1845 tarihinde Esad Efendi , Eyüp'te Hüsrev Paşa kütüphaneleri inşa edilir.
📌 İstanbul'un bugün en mühim üç kütüphanesi esasında ilk yapıldığında kütüphane yapısı olarak inşa edilmez, fakat sonradan kütüphaneye çevrilir. Bu kütüphanelerden ilki :
📌 Fatih'te Feyzullah Efendi medresesinde Ali Emiri Efendinin kitaplarının bulunduğu Millet Kütüphanesi dir.
Tarihin tozlu sayfalarında kalan gizemli kütüphaneler
📌 İkincisi, Bayezid Külliyesinin imaret ve kervansarayının büyük ölçüde bir tamirden sonra 1882'de kurulan umumi kütüphanedir. Sonradan bu nadide kütüphaneye imaret-aşhane binası da ilave edilir ve ruhları doyuran ilmin yanına dilenci ve fakir halkın rızkına vesile olunur.
📌 Üçüncü büyük kütüphane Süleymaniye manzumesinin iki medresesinin yerine kurulan Süleymaniye Umumi Kütüphanesidir.
📌 İstanbul'un dağınık vakıf kütüphaneleri, son 50 yıl içinde yavaş yavaş burada toplanır ve içinde en değerli eserler barındırır.
Ahlak, erdem, gelenek gibi kavramlar insanlar ve nesiller aracılığıyla geleceğe aktarılırken, kültür, medeniyet, ilim, bilgide ancak kitaplarla muhafaza edilir. Zihnin hücreleri arasında ince bağlantıyı yakalayacak nüans, tarihin perdelerinden hazır zamanın sofrasına akan ilimde münderiçtir. Hiç şüphesiz şahıslarımızın davranışları, şehirlerimizin kalbinden sokaklarımıza pompalanan hikmetten payını alır. Kütüphane feyz dolu bir kalp gibi şehrin damarlarında ferdin zerrelerine nüfuz eder. Yüce Osmanlı'yı yüzyıllarca arifane ayakta tutan sır, kütüphanelerde kitaplar arasındaki satırlarda saklıdır.